Na’ber ve yüzkitabı
Birebir veya mod a mod, başka bir deyişle kelimesi kelimesine çeviri yapamıyoruz çünkü dillerin oluşum mantığı...
Birebir veya mod a mod, başka bir deyişle kelimesi kelimesine çeviri yapamıyoruz çünkü dillerin oluşum mantığı aynı değil.
Özellikle teknolojik alanda isimleri, buluş yapanlar veya kurucuları veriyor. Bütün dünyada da öylece yayılıyor.
Dilimize giren az sayıdaki yabancı kökenli sözcüğe Türkçe kökenli karşılıklar bulmuşuz. Buzdolabı örneğin. Televizyona uzaktan görüntü veya uzakgörüntü diyememişiz… Telefona uzaktanses veya uzakses diyememişiz.
Okulların girişlerinde kocaman tabelalara yazılmıştır; hemen girişte görürsünüz. Vizyonumuz ve misyonumuz.
Altında da iri iri laflar vardır…
Halbuki misyon görev, vizyon da görüntü demektir. Tele de uzak demektir.
Facebook'un Türkçe karşılığının yüz kitabı olduğunu biliyordum ama Whatsapp da na'ber demekmiş. Bunu yeni öğrendim. What's App (N'örüyon len!)
Sosyal medya yayın organları deniliyor ya… Bana göre sosyal demek yanlış. TV veya radyo, sosyal olmuyor mu? Dikkat ederseniz ben, e-sosyal yazmaya çalışıyorum. E-sosyal yayın organları. Baştaki 'e', elektronik kelimesinin kısaltılmışı. E-devlet gibi… E-okul gibi…
Medya, zaten yayın demek. Yayın organlarının tümü… Sosyal medya yayın araçları… Dilcilerimiz yatıyor mu ne!
**
Malum, geçtiğimiz hafta herkesler telaşlandı özel bilgilerimiz faş edilecek yani paylaşılacak diye. Herkes, kendine yeni haberleşme ağları aradı.
Aslında yeni paylaşım ağları aramaya gerek yoktu ki. Zaten çok özel paylaşımları sayfa sahibinin kendisi yapmıyor mu! Yemekler, içkiler, yaş günleri…
Adam, çocuğunun veya eşinin yaş gününü bile Facebook'tan kutlamıyor mu! 'Yaş günün kutlu olsun sevgili kızım!'
Evlilik yıl dönümünü…
Sanırsın ki aralarında kıtalar var! Hem her şeyi paylaş hem de vay efendim fotoğraflarım benden izinsiz paylaşılacakmış!
Bir ara kopyala yapıştır yapılan 'algoritma' şeysi vardı:
'Merhabalar, Farkındaysanız Facebook yeni bir algoritma kullanmaya başlamış. Bu nedenle, çok az kişinin gönderilerini görebiliyoruz/sunuz. Bir iyilik rica edeceğim sizden? Bu yazıyı okursanız, 'beğen'e basmayın işe yaramayacak. Bana sadece yorum yazın. Bir gif veya bir 'selam' olabilir, önemli değil.
Böylece haber kaynağımda daha fazla arkadaş yayınlanacaktır. Aksi taktirde Facebook gördüğü kişiyi seçer ve siz değerli arkadaşlarımı seçme şansım kalmaz. Hatta uzun süre sessiz kalanları da silecekmiş.
Ben sizlerin değerli paylaşımlarını kaçırmak istemiyorum. Siz de arkadaşlarınızla daha fazla etkileşimde bulunmak istiyorsanız bu iletiyi duvarınıza kopyalayıp yapıştırın bence! Sevgiler, teşekkürler.'
Alın size paylaşım rekorları kırdıracak yeni algoritma…
Ciddi ciddi, aklı başında insanlar da yaptı…
Bir de haberleşme amaçlı kullanılması gereken Whatsapp gruplarındaki 'günaydın, iyi geceler ve hayırlı cumalar' kutlamaları…
Bu sıralar ben de sık sık telefona bakmak zorunda kalıyorum ama nedeni, öğrencilerin soru göndermeleri… 'Müsait olduğumda bakarım' diyorum ama öğrenciler de beni hep müsait sanıyorlar.
Tamam bilgi çağı, teknoloji çağı da… Yolda yürürken elindeki cep telefonundan gözünü ayıramayan gençlere üzülüyorum…
Bir de Facebook'ta atarlı ve imalı iki cümle yazıp içini boşaltan ergenlere…
Yazıyı uzatmayalım…