Memleket isterim…
Bazen bir kaşık suda birbirini boğmak isteyen insanları gördükçe uzaklara giderim. Uzaklara gitmek, iki şekilde gerçekleşir:...
Bazen bir kaşık suda birbirini boğmak isteyen insanları gördükçe uzaklara giderim. Uzaklara gitmek, iki şekilde gerçekleşir: 1- Gerçek anlamı ile yaşadığın yerden vücut olarak uzaklaşmak. 2- Düşünce iklimini değiştirmek.
Uzaklara vücut olarak gitmek, maddi olarak varlıklı olmayı getirir. Paran olmazsa ne 3-5 günlüğüne geziye gidebilirsin ne de 3-5 aylığına başka bir yerde yaşayabilirsin.
Bozdağlarda altın arama çalışmaları ile ilgili yaptığımız çalışmaların birinde Günlüce köyünde idik. Rahmetli hocamız Ömer Akşahan, konuşma yapılan kahvede mekanın ortasındaki beton kolona avuçları ile vurarak, 'Birileri gelmiş, 'Ben bu sizin değerli kolonunuzu almak istiyorum' diyor. Oysa bu kolon, bu evde yaşayanların dayanağı. Bu kolon olmazsa bu evde yaşayamazsınız. İşte; toprak, hava ve su da sizin yaşama kolonunuz' diyordu.
Bu örneği de kendi aramızda konuyla ilgili değerlendirme yaparken 'Anlatırken nasıl örnekler verebiliriz?' diye kendi aramızda konuşurken bulmuştuk.
Ömer hoca konuşurken yan yana oturduğumuz muhtar, bana 'Bunların memleketleri neresi!' diye soru sormuştu. Ben de tek tek isimlerini ve mesleklerini sayarak hepsinin Ödemişli olduklarını söylemiştim. Muhtar, konuşmacıların dışarıdan gelen 'kışkırtıcı' olduklarını düşünüyordu. En azından ona öyle söylenmişti.
Konuşmalar devam ederken biz de kendi aramızda konuşuyorduk.
'Muhtarım, bak ben ve eşim devlet memuruyuz. Akşam keyfimizi bırakıp buraya sizi bilgilendirmeye geldik. Ben ve eşim istesek tayin başvurusu yapar, Türkiye'nin daha başka bir yerinde hayatımızı sürdürebiliriz ama siz toprağınızı bırakıp başka yerde yaşayamazsınız. O yüzden bu toprağın, havanın ve suyun kirletilmesi meselesine bizden daha çok sahip çıkmanız gerekir' dediğimde, 'Haklısın hocam' şeklinde karşılık vermişti.
**
Afganistan'ı 80'lerden bu yana takip ederim. Siz de yaşınıza göre mutlaka Afganistan ile ilgili haberleri izliyorsunuzdur.
İran, Türkmenistan, Tacikistan ve Hindistan arasında kalan acılı bir ülke. Çin ile de komşuluğu var.
Resmi adı Afganistan İslam Cumhuriyeti. Orta Asya'nın güneyinde, denize kıyısı olmayan bir ülke…
Şimdilerde ABD'nin asker çekme haberleri ile TV'lerde program konusu. ABD askerlerinin çekilmesi ile Türk askerinin de bazı önemli noktalara yerleştirilmesi söz konusu.
Taliban… Ne kadar milli ve bağımsızlıkçı olduklarını bilemiyorum ama bizim buradan bakışımıza ve görüşümüze göre katı bir şeriat uygulamasından yanalar. Haberlere bakılırsa Türk askeri konusunda da farklı bakış açılarına sahipler. Buradan, Batı'dan gelebilecek her türlü sosyolojik ve askeri müdahale ve kültüre de karşılar.
Basın yayından izleyebildiğim kadarı ile Afgan şehirlileri ile memurları, Türkiye'ye kaçma hazırlığı yapıyormuş. Neden Türkiye? Bunun çok basit cevabı da şu: Çünkü Türkiye; Ortadoğu ülkelerine göre daha modern, daha hoşgörülü ve laik bir dünya görüşüne sahip.
Suriye halkının yaşadıklarını yakından biliyoruz. Hatta Ödemiş çevresindeki hayvan ahırlarında ve tarlalarda çok sayıda Suriyelinin çalıştığını da biliyoruz.
Ortadoğu, kısa sürede düzeleceğe benzemiyor.
Uzaklara gitmek dedim ya!
Cahit Sıktı Tarancı, 'Memleket İsterim' şiirinde şöyle seslenmiş:
'Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun / Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim / Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun / Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim / Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun / Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim / Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun / Olursa bir şikayet ölümden olsun.'
Ben de bu hafta biraz 'yakın' uzaklara kaçacağım. Yazımı göremezseniz merak etmeyin…
Toprağımıza, suyumuza ve havamıza daha çok sahip çıkmanız dileğiyle…