Maradona ve Tanrı'nın eli
'Vahide' birinci demektir. 'Saniye' ikinci. 'Salise' ise üçüncü. 'Rabia' da dördüncü… Saydığım Arapça kökenli kelimelerin kadın...
'Vahide' birinci demektir. 'Saniye' ikinci. 'Salise' ise üçüncü. 'Rabia' da dördüncü…
Saydığım Arapça kökenli kelimelerin kadın adı olduğunu sanıyorum fark etmişsinizdir.
Kimi kaynaklar, Arap toplumlarında kadınlara ya numara ya da tip ve fizyolojik görünümlerine göre bir takım sıfatlar verildiğini yazıyorlar.
Elif de Arap alfabesinin birinci harfi, aynı zamanda Arap rakamlarında bir rakamını ifade eder.
Tılte ve Telat da üçüncü demekmiş.
Hamse, Sitte ve Sabiha…
**
Hava sıcaklığı aniden arttı. Geçtiğimiz gün Birgi'de bir grup Birgi gönüllüsü arkadaşla Birgi ve yer adları konusunda konuşurken Azerbaycan Türkçesi'ndeki bize göre bazı garip sözcüklere takıldık. Şimdi bazılarını burada yazamayacağım ama örneğin evli kadınlara 'erli', evli erkeklere de 'evli' denilirmiş.
Bizdeki 'bekar' kelimesinin anlamı da işsiz demekmiş. O arada kelime kökenini düşünürken 'bi-kr' yani 'krsız', geliri olmayan yani işsiz olabileceğini düşündüm. Azerbaycan, İran'a yakın olduğu için Farsçadan önemli ölçüde etkilenmişlerdir.
Bazı kelimeler de bize göre farklı yöntemlerle elde edilmiş Türkçe kökenli sözcükler. Örneğin kaleciye de kapıcı denirmiş.
**
Birgi kelimesinin kökenini 'bir-iki'den bozma olduğunu iddia eden Evliya Çelebi'nin aksine eski Yunanca olduğu tahmin edilen 'Pyrgion' kelimesinin bugüne evrilmesinden ortaya çıktığı söylenir.
Birgi; Frig, Lidya, Pers, Bergama ve Roma hakimiyetinde kaldıktan sonra Bizans idaresine geçmiş.
'Birgi, bu dönemde savunma maksadına yönelik olarak ovaya bakan yüksek bir mevkide kale-şehir olup Pyrgion veya Pyrgi adlarıyla anılmaktaydı.'
**
Hava sıcaklıkları… İnsanı iyiden iyiye bunaltıyor.
Evim, dördüncü katta ve kuzey-güney yönünde olmasına rağmen bazı geceler yaprak kımıldamıyor desem yeridir. Yatsan yatılmıyor. Bazen gözümden uyku akıyor olsa bile o sıcaklık korkutuyor. Hele yazı odamın penceresiz karanlık oda olduğunu düşünürseniz, kimi yazıları yazdıktan sonra duş aldığımı tahmin edebilirsiniz. O zaman da -uzmanlar ılık duşun uyku getireceğini söylese de- benim uykum açılıyor.
İnsan yatar yatmaz uyumalı.
**
Pazartesi günü yapılan Kent Konseyi seçiminde bir konuşma yapan Belediye Başkanımız Mehmet Eriş, Ödemiş'te Kuvayı Milliye müzesi açmak istediklerini söyledi. Benim gözlerim açıldı birden. 'Hah' dedim, 'Yıllardır yazar dururum, sanıyorum belediye biraz paralandı da kültürel alanda yatırım yapmaya başlayacak.'
Bu işler parasız olmaz tabii. Örneğin, şimdi Migros'un kullandığı eski garajın doğusundaki geniş ama tek katlı bina, aslında kültür merkezi olacaktı. Olmadı, olamadı. Bakanlığın parası yetmedi.
Sonra şimdiki arkeoloji müzesinin karşısındaki belediyenin kullandığı binayı da Ödemiş Belediyesi tamamlamak zorunda kaldı. Orasını da Kültür Bakanlığı yapacaktı.
Ödemiş'e çok kereler yazdığım gibi Tarım Müzesi ile Kuvayı Milliye Müzesi şart. Biraz daha geç kalırsak eldeki malzemeler de kaybolup gidecek.
**
Maç bitince penaltı tartışılır ama yenilenmez…
Bizim gençlik yıllarımızın futbolcusu Maradona'yı hem kıvraklığı hem de tercihleri açısından severim.
80'lerin ortasında İngiltere'ye attığı bir gol vardır. Kaleci Shilton ile 1.65'lik Maradona, topa birlikte yükselirler: Gol!
Topun elle kaleye gönderildiği yönünde tartışmalar olsa da Maradona, o ele 'Tanrı'nın eli' sıfatını yakıştırmıştır.
Arjantin, bir Doktor Che Guevera'sı bir de futbolcu Diego Maradona'sı ile ünlüdür.
'Hadi bir daha sayalım, olmadı bir daha…'
Hakem düdüğü çalmış, maç bitmiştir…
Millet de akçalı işler dönüyor sanacak…
Bu yazı gazetemizin 3 Temmuz 2021 tarihli sayısında yayınlanmıştır.