Kutlama ve bayram işleri

Türkiye'de öğretmen yetiştirme alanında önemli ve kalıcı bir yeri olan öğretmen okullarının kuruluşunun üzerinden 174 yıl...

Türkiye'de öğretmen yetiştirme alanında önemli ve kalıcı bir yeri olan öğretmen okullarının kuruluşunun üzerinden 174 yıl geçmiş. Osmanlı padişahı II. Mahmut döneminde 1838 yılında, çocukların 'rüşt' (erginlik) yaşına kadar okuyabilmeleri için Ortaokul düzeyinde rüştiyeler açılmış. Çocuklar bu okullarda ergenlik yaşına gelene kadar öğrenim görmüşler.

16 Mart 1848 tarihinde de bu rüştiyelere öğretmen yetiştirmek amacı ile üç yıl süreli 'Darül Muallimin-i Rüşdi' adını taşıyan okullar kurulmuş. İşte bu tarih, öğretmen okullarının ilk kuruluş tarihi olarak kabul edilmiş ve her yıl 16 Mart tarihi, öğretmen okullarının kuruluş yıldönümü olarak kutlanmış. Çok ayrıntıya girmeden, 1940'larda Köy Enstitüleri, sonraları öğretmen mezun etmeyen ama adı öğretmen olan öğretmen okulları ve ardından öğretmen liseleri… Şimdi öğretmen olabilmek için bir fakülteyi kazanıp 4 yıl eğitim gördükten sonra öğretmenlik mesleğine adım atmaya hak kazanıyorsunuz. Mücadele bitiyor mu? Tabii ki hayır! Önce KPSS, ardından mülakat, sonra da stajyerlik… Daha sonra sözleşmeli öğretmenlik… Hala umudunuz varsa asaleten öğretmenlik…

Lafı uzatmayalım… Öğretmen yetiştiren o eski kurumlar kalmadı ama biz her 16 Mart'ta Öğretmen Okulları'nın kuruluşunu kutlamaya devam ediyoruz…

**

Kutlamaya devam ettiğimiz bir başka kaybımız da dil bayramıdır.

Konuyla ilgili Türk Dil Kurumu'nun resmi internet sitesinde şu ifadeler var:

'Binlerce yıllık tarihi ile Türk dili, millî kültürümüzün ortak ifade aracıdır, kutsal bir mirastır. Karamanoğlu Mehmet Bey'in 13 Mayıs 1277 tarihindeki 'Şimden gerü hiç kimesne kapuda ve dîvnda ve meclis ve seyrnda Türkî dilinden gayrı dil söylemeyeler.' fermanı, Türkçenin devlet dili olması, gelişmesi ve gelecek nesillere nakledilebilmesinde önemli bir yer teşkil etmektedir. 742 yıl önce yaşanan bu tarihî hadise Türk Dil Bayramı adıyla kutlanmaktadır. Türk Dil Bayramı'nın 742. yılı bütün milletimize kutlu olsun…'

Tek tek yazsam alıntı yapılan bölümün nerede ise yarısının yabancı kaynaklı sözcük olduğunu göstereceğim.

Ne bileyim, zamanında birileri 'bayram' diye ilan etmiş ve gelmişiz bugüne. Kendi gitmiş ama bayramını kutlanmaya devam ediyoruz.

Geçende bir yerde dikkatimi çekti. Kapı girişine 'Hayırla Geldiniz' yazmışlar. Önce 'iyi günler' gitti şimdi de 'hoş geldiniz!'

Türk'üz, Türkçe konuşuruz' lafı kulağa hoş geliyor ama herkes önce kendi adını sonra çocuklarına verdiği adları sorgulamalı: Adım Türkçe mi?

Kur'an'da geçiyor diye çocuklara verilen adlar da Türkçe olmuyor.

Nedir bu Türkçe rahatsızlığı anlayabilmiş değilim…

Yanlış anlaşılmasın, ad ve dil konusunda başka dilleri küçümsesem.

Hani Türk Dili Bayramı ya! Ben de Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim… Maksat muhabbet olsun…

Bakmadan Geçme