Kusursuz dost arayan!
'Bozkurtların Ölümü' ve 'Bozkurtlar Diriliyor' ile Türklerin Göktürk dönemini 'Deli Kurt' ile de Osmanlı'nın ilk dönemlerini...
'Bozkurtların Ölümü' ve 'Bozkurtlar Diriliyor' ile Türklerin Göktürk dönemini 'Deli Kurt' ile de Osmanlı'nın ilk dönemlerini romanlaştıran ünlü Türkçü H. Nihal Atsız'ın (1905-1975) oğlu Yağmur Atsız'a vasiyetini duymuşsunuzdur:
'Yağmur oğlum; Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol!
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır.
Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır.
Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı.
Tanrı yardımcın olsun'
Gerçi oğul Atsız, 'Bu Vasiyetnme'nin orijinalini görmüş değilim' dedikten sonra '1944 Tevkıftı'nda babam Ankara'da içeri alınırken sivil polisler bizim İstanbul'daki eve de gelerek yazılı ne kadar kğıt varsa el koyup götürmüşlerdi. O evraktan bir daha hiç haber alamadık. Ne de olsa 'Millî Şef' devriydi. Öyle fazla ukallığın lüzûmu yoktu' şeklinde bahseder ama Nihal Atsız'ın 40'lı yılların sosyalist ve İslamcı fikirlerinden nefret eden Türkçü ve Turancı düşünceleri bilinen bir gerçekliktir.
Neyse konumuz bu değil ama ilgili…
Babamın görevi dolayısıyla ben de 1980-83 yıllarını Belçika'da geçirdim.
Yaklaşık 200 yıllık bir geçmişi olan Belçika iki uluslu bir toplumdur. Fransızca konuşan Valonlar, Felemenkçe konuşan Flamanlar yaşar. Paralarının bir yüzü Fransızca, diğer yüzü de Flamanca'dır.
Avrupalıların birçoğu, en az iki dili rahatlıkla konuşabilirler. Hatta bir üçüncü dili de çat pat bilirler.
Bu, belki de Avrupa'nın sosyolojik komşuluk ilişkilerinden kaynaklanıyor olabilir.
Biz de ortaokuldan itibaren yıllarca İngilizce eğitim alırız ama, üniversiteden mezun olduktan sonra bile bir yabancı ile anlaşabilecek kadar dil bilgimiz yoktur. Bildiğimiz birkaç beylik cümledir!
Biliyorsunuz eskiden İngilizce'nin yanında bazı liselerde Fransızca ve Almanca da yabancı dil olarak okutulurdu. Biraz torpilli olanlar İngilizce sınıflarına doluşur, arkasızlar da Almanca ve Fransızca sınıflarında eğitim almak zorunda kalırdı.
Hep kendi kendime sormuşumdur:
'Neden bu ülkede İngilizce, Almanca ve Fransızca okutuldu da komşularımızın dilini öğrenme olanağı bulamadık?'
Arapça ile bin yıllık bir komşuluk ilişkimiz var ve yaklaşık 700 yıl Arap alfabesi kullanmışız.
Bugün İranlıların kullandığı Farsça da öyle…
Arapça ve Farsça'nın kullanıldığı coğrafyada, bir devlet dili olamasa da Kürtçe…
Kuzeye çıkalım Rusça… Kaç yüz yıllık komşuluk ilişkilerimiz var. Sonra Ermenice…
Batı'da da Yunanca…
Onlar da yüzyıllarca Anadolu'yu yurt bellemişler ve sınırlarını Batıya doğru çekerken binlerce belge bırakmışlar arkalarında.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum.
Arapça ve Farsça ile fakülte yıllarımda karşılaştım.
Bugünkü Mogolistan sınırlarının içinde bulunan Orhun bölgesindeki Göktürk Anıtlarını Türkler'in değil de yabancıların çözdüğünü öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış anıt taşlar, 1889 yılında Moğolistan'da Orhun Vadisi'nde bulunmuşlardır. 1893 yılında Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen tarafından, Rus Türkolog Vasili Radlof'un da yardımıyla çözülmüş ve aynı yılın 15 Aralık günü Danimarka Kraliyet Bilimler Akademisi'nde bilim dünyasına açıklanmıştır.
Gericilik korkusu ile Arapça ve Farsça'dan, bölücülük korkusu ile Kürtçe'den, Komünizm korkusu ile Rusça'dan, 'ezeli' düşmanlık yüzünden de Yunanca ve Ermenice'den hep uzak durmuşuz.
TDK'nin çabaları baltalanmış, kendi dilimizin köklerine de yabancılaşmışız.
'İki dil iki insan demektir' der atasözleri…
Atsız'ın hayata bakışı 'Türkün Türk'ten başka dostu yoktur' şeklindedir.
Bugün çevremize bakıyorum da ne onları anlayabilecek dil bilen insanlarımız ne de bizi anlayabilecek dostlarımız var!
Herkese kuşku ile yaklaşmışız…
Yazımı 'Kusursuz dost arayan dostsuz kalırmış' atasözü ile noktalayayım…
* Bu yazı 29 Şubat 2016 Pazartesi günü yayınlanmıştır…