Kültürlü insana hasret mi kaldık?

Tam olarak dört haftadır bünyemize ait TV9 İzmir’de Sen Bilirsin isimli bir yarışma programı çekiyoruz. Yarışmanın...

Tam olarak dört haftadır bünyemize ait TV9 İzmir'de Sen Bilirsin isimli bir yarışma programı çekiyoruz. Yarışmanın sunucusu benim. Gençlere, orta yaşlı ve yaşlı insanlara hayatımızın içinden genel kültür soruları soruyorum. Üç soruyu doğru bilene de hediye çeki veriyoruz.

İlk hafta çok kolay sorularla yola çıktık, Ödemiş'in nabzını tuttuk. 'Ödemiş neyi bilir, neyi bilemez?' genellemesi yapmak adına sorduğumuz sorular, üç yaşında çocuğun cevap verebileceği nitelikte olmasına karşın üzücü sonuçlar verdi envanterimize. Sokaklarda, caddelerde mikrofonu bir anda doğrulttuğumuzdan insanların nasıl telaş yaptığını ve o an kafa karışıklığı yaşadığını da düşünerek kopya vermeyi de eksik etmiyorum.

Şüphesiz, edinilmek istenen bilgi; okuyarak, gözlemleyerek ve araştırarak içimizde var oluyor. Öte yandan tecrübenin eksik olduğu insanların okumasının ve araştırmasının da eksik olduğunu görmemi sağladı Sen Bilirsin.

Ortalama 18 yaşında olan genç bir kardeşime 'İstanbul, hangi coğrafi bölgemizde yer alır?' dediğimde 'Ege Bölgesi' demesini beklemediğim gibi 15 yaşında bir erkek kardeşimizin 'Kadınların kirpiklerine sürdüğü kozmetik ürünü nedir?' sorusuna da 'Rimel' cevabı beklerken 'Maskara' demesini hiç tahmin etmezdim. Bu kardeşimiz; yaşadığı çevresini, annesini, kız arkadaşlarını, içinde bulunduğu hayatı ve sosyal medyanın faydalarını iyi tecrübe etmiş olacak ki rimelden daha az bilinen bir ismi direkt söyleyebilecek kadar özgüvenli duruyordu karşımda.

Bir amcanın ya da bir teyzenin kendine güvensiz tavırlarını sıcacık sohbetle yok ettiğimde neler bildiğini gördüm, heyecanlandım.

Bir gencin çekingen tavırlarının arkasında bir şey bilmediğini bilme cehaletini gördüğümde de şaştım.

Hayatın büyük bir kısmı, mücadele ile geçiyor. Anladım ki gerçek mücadele edenlerin hikayesi de kelime dağarcığı da öğrendikleri de daha fazlaymış. Bunun için yaş almak da gerekmiyor üstelik. Çevrene bakmak, bakabilmek, dikkat edebilmek, gözetlediğini aklının bir köşesine yazabilmek, tecrübelerinden ders çıkarabilmek ve bu derslerle kendini yetiştirebilmekmiş bütün olay. Yoksa her gün izlediğimiz büyük televizyondaki büyük bilgi yarışmalarında 'Onu okudum, bunun mastırını yaptım, şunu bitirdim' diyen insanların hayata dair hiçbir şey bilmediklerini de görebiliyoruz zaman zaman.

Hayırlısı diyelim.

Gençlerin kat edeceği bu yolların ayaklarını sürüye sürüye olmamasını diliyorum.

Yaşça büyük herkesi de özgüvene davet ediyorum.

Herkese selam, kültürlü insana hasretle…

Bakmadan Geçme