Kötülük Problemi

Mutlak güçlü ve iyi olan bir Allah'ın varlığı karşısında dünyadaki kötülerin ve kötülüklerin nasıl ve neden var olduğuna dair soru. Madem güçlü ve iyi olan bir Allah var, neden kötülüğe ve kötülere dur demiyor? Bu soru, genelde inançsız yani ateist olan kişilerin sordukları ve cevabını bulamadıkları için de Allah'ı inkardan kurtulamadıkları bir kısır döngüyü ortaya koyar. Kötülük problemini ateist olanlar anlamlandıramazlar. Onların bu hallerine hak veriyoruz. Çünkü Allah ve ahiret inancı olmadan 'Kötülük Problemi' anlamlandırılamaz ve buna dair mantıklı bir cevaba ulaşılamaz.

Konunun daha iyi anlaşılması için soyut cümlelerden somut örneklere geçelim. Bir ateist ile karşılaşınca kendisine ateist olmanın zor olduğunu ve hayata inançsız bir açıdan bakıldığında anlam vermenin güç olduğunu söyledim. Kendisi konuştuğumuz anda bir makinenin tamirini henüz bitirmişti ki ona hitaben, ''Ben sana bu makine kendiliğinden tamir oldu' dersem bana inanır mısın?' dedim.

'Tabi ki inanmam' dedi ve ekledi: 'Madem Allah ve ahiret var, niçin kötülük var? Dünyada ve Ortadoğu'da masum çocuklar niye ölüyor? Beş yaşındaki masum bir çocuk niye kanser ile ölüyor? Zalimlerin çoğu, cezasını görmeden ölüyor… Bütün bunlar, mutlak iyi ve güçlü olan Allah inancıyla çakışmıyor mu?'

Bu gibi sorular, tam tersine inkarı değil aklen yani mantıken bir Allah'ın ve yaratacağı ölüm ötesi bir hayatın varlığını zorunlu kılıyor. Kendisine 'Eğer bir Allah ve ahiret hayatı olmazsa saydığın acıların ve kötülüklerin hesabı nasıl sorulacak ve kim soracak? Bir asır yaşayan insanın yanında kanser sonrası küçük yaşta ölen çocuk, kaybettiği yaşamını nerede ve nasıl alacak? Masumun hakkını alamadan dünyadan gittiği, zalimin de zulmünün cezasını görmeden öldüğü bir dünyada Allah ve ahiret inancı olmaması, asıl mantıksızlık değil mi? Yapanın yaptığının yanına kar kaldığı bir dünya tasavvuru ne bunaltıcı değil mi?' dedim. Muhatabımız, sessiz kalmayı tercih etti.

Diğer bir örnek ise, Avrupa'da annesini kaybeden genç bir esnaf kardeşimize taziye ziyaretine gitmiştik. Bize:

-Hocam ben ateisttim. Allah'a ve ahirete falan inanmazdım. Ancak annemin ölümüyle Allah'a ve ahirete inanıyorum artık' dedi.

'Hayırdır ne oldu ki?' dedim.

'Benim annem, aile içinde ve dışında bir iyilik perisiydi. Herkesin yardımına koşar, evdeki ocağımız sönmezdi. Derdi olan ona gelirdi. Bize de emeği ortada. Annem olduğu için söylemiyorum, böyle iyi bir insan dünyaya gelecek ve ölüm ile yok olup gidecek. Buna aklım almadı. Çok saçma geldi. Madem yok olacak, niye var oldu ve bunca iyiliği boşuna olmaz mıydı? İyilerin, iyiliklerinin karşılığını ve kötülerin de cezasını alacağı bir yer olmalı diye düşündüm. Allah'a ve ahiret gününe hem aklen hem de dinen iman ettim' dedi.

Evet, Allah ve ahiret olmazsa her şey anlamını kaybediyor. Kötülüğe anlam bile verilemiyor. Hayat ve sahip olduğu acılar, anlam ve hikmetini kaybediyor. Selam ile…