Korona gündeminde ruhsal bakımın önemi: Dört adımda daha sağlam bir psikolojiye kavuşun
Malum, hepimizin son günlerdeki en büyük gündemi Covid-19. Vücudun sürekli stres altında olmasının bağışıklık sistemine negatif...
Malum, hepimizin son günlerdeki en büyük gündemi Covid-19. Vücudun sürekli stres altında olmasının bağışıklık sistemine negatif etkide bulunduğu, artık hepimizin bildiği bir gerçek. Peki içinden geçtiğimiz bu zor zamanlarda ruhsal bakımınıza nasıl özen gösteriyorsunuz? Kendiniz için neler yapıyorsunuz? İşte size bu konular hakkında birkaç öneri…
Gün içinde Covid-19 hakkında
bilgi edinmenize bir limit koyun
Yani 7/24 bu virüs hakkındaki haberleri dinlemekten, yazıları okumaktan vazgeçin. Artık hepimiz, bu virüsün nasıl bulaştığını ve nelere dikkat etmemiz gerektiğini biliyoruz. Kendimizi durmadan bu konu hakkındaki bilgilere maruz bırakmak, sadece ve sadece endişe seviyemizi yükseltecektir. Yine yanlış bilgilerin yayıldığı ve insanları paniğe sürükleyen WhatsApp mesajlarına itibar etmeyin.
Ruhsal bakımınıza zaman ayırın
Stres seviyenizi kontrol altında tutmak için ruhsal bakımınıza mutlaka zaman ayırın. Günde en az 30 dakikanızı zihninizi boşaltacak aktivitelerle geçirmeyi ihmal etmeyin. Bu tip zor zamanlarda fiziksel sağlığımızın yanı sıra ruhsal ve zihinsel sağlığımıza da çok dikkat etmeliyiz.
Kendinize her şefkat gösterdiğinizde bu gülün giderek büyüdüğünü hayal edin. Bu, Küçük Prens'in meşhur gülü gibi sadece size özel, biricik bir gül. Evet, dünyanın en güzel gülü sizin kalbinizde. Onun güzelliğini iyice kalbinizde hissedin. Bırakın onun güzel kokusu, sıcaklığı kalbinizi sarıp sarmalasın. Ona çok iyi bakacağınıza söz verin. Gerçek bir güle ne kadar özenle bakarsınız öyle değil mi? O zaman şu andan itibaren kendinize şefkat göstererek kalbinizdeki güle de aynı özeni gösterin.
Korkunuzla barışın
Korku, mevcut olan bir tehlikeye yönelik olduğunda son derece normal bir tepkidir. Bu tepki, organizmayı tehlike karşısında uyarma ve buna yönelik uygun davranışı (kaçma ya da kaçınma) göstermeye motive etmekte ve bu yönüyle de gelişim sürecinde organizmanın çevresi ile uyumunu ve stresli yaşam olayları ile başa çıkmasını sağlayan, ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir (Akt: Atılgan ve ark, Gullone, 1999; Lane ve Gullone, 1999).
Korku, yerinde ve normal bir korku olduğu zaman bizi tehlikelerden koruyan bir duygudur. Covid-19 virüsüne karşı duyduğumuz korkunun normal bir korku olduğunu kabullenelim. Ancak hayatın her alanında olduğu gibi bu durumda da denge çok önemli. Ne korkunun bizi paralize etmesine izin verelim ne de tedbiri elden bırakıp rehavete kapılalım. Sağlık Bakanlığımızın bu konu hakkındaki önerilerini harfiyen yerine getirip hem beden sağlığımıza hem de ruh sağlığımıza özen gösterelim.
Kendinizi hobilerinizle meşgul edin
Biz modern dünya insanları, 'Alis Harikalar Diyarı'ndaki tavşan misali sürekli koşuşturarak yaşıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu zamanı yavaşlamak ve içe dönmek için kullanabiliriz. En iyisi, bu dönemde kendimizi endişeler girdabında kaybetmek yerine hobilerimizle oyalanmak. Güzel bir kitap okuyabilirsiniz, puzzle yapabilir, film seyredebilir ya da duygularınızı yazabilirsiniz. Bu zor zamanların da geçeceğine ve hayatımızın yine normale döneceğine karşı olan umudumuzu yitirmememiz lazım.
Şu an tüm insanlığın ortak bir düşmanı var: Covid-19. Tabii ki bu konu hakkında bilim insanlarına güvenmeli ve onların dediklerine uymalıyız ama aynı zamanda dünyanın bizim sevgimize ve şefkatimize hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Hani bazı filmlerde dünyaya uzaylılar gelir ve tüm dünya insanları, bu ortak düşmanı yok etmek için birleşirler ya işte o filmlerdeki düşmanın gerçek versiyonu bu virüs. Belki bu virüs, bize insan hayatının ne kadar kırılgan olduğunu öğretir. Belki bu virüs, bize daha sevgi ve şefkat dolu insanlar olmayı öğretir. Ne dersiniz?
Umarım bu haftaki yazımı beğenmişsinizdir. Sizlerin de herhangi bir sorusu olduğunda psk.firataslan@gmail.com ve instagram/psikologfirataslan adresleri üzerinden bana ulaşabilirsiniz.