Köpekleri neden öldürmeliyiz!

Bu yazıda biraz şiirden gidelim. Söz ve ezgisi Ruhi Su'ya ait 'Dinleyin Arkadaşlar' adlı bir türkü...

Bu yazıda biraz şiirden gidelim.

Söz ve ezgisi Ruhi Su'ya ait 'Dinleyin Arkadaşlar' adlı bir türkü vardır. Önce bir hatırlayalım:

'Dinleyin arkadaşlar / Bir atasözümüz var / Biri yer biri bakar / Kıyamet ondan kopar

Kıyamet dedikleri / Ha koptu ha kopacak / Yoksuldan halktan yana / Bir dünya kurulacak

Görmüşler ileriyi / Atalarımız demek / Herkese yeter dünya / Herkese yeter ekmek'

Bu şiirde en çok şu iki dizeyi severim: 'Herkese yeter dünya / Herkese yeter ekmek'

**

Şükrü Erbaş adını duydunuz mu bilmiyorum ama onun da 'Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz' başlıklı bir şiiri vardır. Şükrü Erbaş, 2016 yılının Ocak ayında Ödemiş'e gelip ilçemizdeki şiirseverlerle 'oturarak' söyleşi yapan bir şairimizdir.

Oturarak sözcüğünü bilerek tırnak içine aldım ki basına da yansıyan öyküsü şudur:

'Emniyetten şair Şükrü Erbaş'a 'ayakta şiir okuma' yasağı / İzmir'in Kiraz ilçesinde Eğitim-Sen tarafından şair Şükrü Erbaş'ın katılacağı şiir dinletisine komik bir yasak getirildi. Emniyet, Erbaş'ın şiirlerini oturarak okumasını, ayağa kalkarsa müdahale edeceklerini söyledi.'

Bu gelişme üzerine Ödemiş Eğitim Sen olarak sorumluluğu üstümüze almış ve Türk şiirinin önemli ismi Sayın Erbaş'ı aynı akşam Ödemiş'e davet etmiştik. Sendika büromuzda yapılan söyleşide 'oturma' veya 'kalkma' tedirginliği yaşanmadan bu şiirini de değerlendirmiştik.

Önce o şiirden bir bölüm alalım:

'köylüleri niçin öldürmeliyiz? / çünkü onlar ağırkanlı adamlardır / değişen bir dünyaya karşı / kerpiç duvarlar gibi katı / çakır dikenleri gibi susuz / kayıtsızca direnerek yaşarlar / aptal, kaba ve kurnazdırlar / inanarak ve kolayca yalan söylerler / paraları olsa da / yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır / her şeyi hafife alır ve herkese söverler / yağmuru, rüzgarı ve güneşi / bir gün olsun ekinleri akıllarına gelmeden / düşünemezler…'

Şiirin tamamını buraya alırsam sayfada kapladığım alan artacağı için tamamını bir şekilde bulup okumanızı isterim.

Şiir biraz ironik. Yani şair, söylenmek istenenin tam tersi anlamda bir mesaj vermek istiyor.

Konuyla ilgili internet üstünden araştırma yaparken, şiirin bir bölümünü köşesine alan Milliyet Gazetesi köşe yazarı Melih Aşık'a bir yanıt veren dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, şunları söylemiş: 'Köşenizde yayımlanan ve köylülüğü konu alan Şükrü Erbaş'a ait şiiri okudum. Köylülüğü ağır şartlar çerçevesinde sunan söz konusu şiirin çok katmanlı bir yapıya sahip olduğu görülüyor. Şiirin köylüleri eleştirir görünürken aslında ironik bir üslupla, bizzat şartlar içerisinde değerlendiremediği köylülüğü, ona tepeden bakarak uygarlık yolunda yük gibi gören yanlış anlayışı eleştirdiği kanaatindeyim. Bununla birlikte gerektirdiği gibi derin bir anlayışla okunmayıp sadece düz anlamı itibariyle dikkate alındığında köylümüzü zem eden bir metin olarak yorumlanabilecek ve birtakım yanlış anlayışlara yol açabilecek niteliktedir.'

**

Şimdi konuyu başlığa getirelim ve 'Köpekleri niçin öldürmeliyiz?' sorusunun yanıtını arayalım.

Geçtiğimiz gün yazdığım bir yazıda Balıklıova'da bir gün geçirdiğimizi yazmıştım. O ara köy meydanındaki kahvede çay içerken Ödemiş'te bahçe arasında başıboş dolaştığı öne sürülen köpek sürüleri ile ilgili Facebook'ta paylaşılan bir yazı dikkatimi çekti. Hatta ben de birkaç yorumda bulundum.

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu 'başıboş' köpek sorunu sadece Ödemiş'in değil, ülkenin geneline yayılan bir 'sorun' haline geldi. Tesadüftür ki çay içtiğimiz kahvenin önünde yaklaşık 10 köpekten oluşan bir sürü dolanıyordu.

Bazı belediyelerin kendi sınırları içindeki köpekleri toplayıp başka belediyelerin sınırlarına attıkları falan da iddia ediliyor ama ben bunun, yoğun bir 'iteleme' hareketinin yapıldığına inanmıyorum.

Bildiğimiz kadarı ile belediyeler; sokaklardan topladığı kedi ve köpeklerin bakımlarını yapıyor, kısırlaştırdıktan sonra da yine doğal ortamlarına bırakıyor.

Belediyeler, bir köpek kenti kurup onları sokaklardan arındıramaz…

İnsanın kısırlaştırma dahil hapsetme ve öldürme gibi bir hakkı olamaz.

Burada asıl sorun, insanların köpeklerle yaşamasını öğrenememesidir.

'köylüleri niçin öldürmeliyiz? / çünkü onlar yanlış partilere oy verirler / kendilerinden olanlarla alay edip / tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar / devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir / devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar / yiğittirler askerde subay dövecek kadar / ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır- / ezim ezim ezilirler'

Şiir şöyle biter: 'köylüleri söyleyin nasıl / nasıl kurtaralım?'

Ne demişti Ruhi Su?

'Herkese yeter dünya / Herkese yeter ekmek'

Bakmadan Geçme