Kıssadan hisse!
Bugün yazımı iki fıkra ile süsleyeyim. Biliyorsunuz, fıkralar için “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” da denir....
Bugün yazımı iki fıkra ile süsleyeyim.
Biliyorsunuz, fıkralar için 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' da denir. Yani mutlaka bir yaşanmışlık üzerine söylenmiştir anlamında.
Birinci fıkramız Atatürk üzerine.
Malum, bugünlerde 'Gazi mi, Mustafa Kemal mi yoksa Atatürk mü?' gibi 'bana göre gereksiz ve anlamsız' bir tartışma üretimi içine girilmiş durumunda.
Gelelim ilk fıkramıza:
Köyün birinde Atatürk'ü çok seven bir kahveci varmış. O kadar çok seviyormuş ki onu efsane bir masal kahramanı gibi görüyormuş.
Bir gün Atatürk'ün köye geleceği haberi duyulunca kahveci, heyecanından ne yapacağını şaşırır hale gelmiş. Öyle ya, Kurtuluş Savaşı kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü görecektir.
Köylülerle birlikte büyük bir heyecan içinde Atatürk ve beraberindeki kafileyi kahve önünde beklemeye başlarlar…
Derken kafile, ileride görünür hale gelir…
Kahveci, merakla kafilenin önden gelen askerlerinden birine sorar;
– Hangisi Atatürk?
Kahveci, iri yarı çam yarması gibi birini beklerken asker, 'Şu öndeki kısa boylu olan' deyince büyük bir hayal kırıklığı yaşar…
Derken kafile kahvenin önüne geldiğinde Atatürk, ince sesiyle 'Merhaba arkadaşlar' der.
Kahveci, ikinci şaşkınlığını yaşar çünkü Atatürk'ün kalın ve tok sesli biri olduğunu hayal etmiştir.
Derken kafile oturur ve kahveci başta Atatürk olmak üzere gelenlere tek tek ne içeceklerini sorar. Atatürk, o ince sesi ile 'Şekerli kahve!' deyince kahveci üçüncü şaşkınlığını yaşar çünkü Atatürk'ün sade kahve isteyeceğini düşünmüştür…
Kıssadan hisseye gelirsek: Mesele Atatürk'ün adı ve sıfatları değil, yaptıkları ve düşünceleridir.
Gelelim ikinci fıkramıza:
Bir dönemin Komünist Sovyet Rusya'sında 1 Mayıs gösterileri yapılmaktadır. Moskova'nın ünlü Kızıl Meydan'ı, geçit törenleri ve onları izlemeye gelen vatandaşlarla doludur. Herkes, büyük bir ciddiyet ve coşku içinde geçit törenini izlerken meydana çıkan biri, olanca sesiyle 'Kahrolsun Komünizm!' diye bağırmaya başlar. Vatandaş, bir iki bağırma ile yetinmez ama kimse de oralı değildir. Sağa sola koşuşturup ha bire 'Kahrolsun Komünizm' diye bağırmaya devam eder.
Herkes, büyük bir dikkat ve ciddiyetle geçit törenini izlerken yaşlı bir vatandaş o 'Kahrolsun Komünizm' diye bağıran vatandaşın yanına yaklaşıp, 'Bak şu arkadaki bando takımında bulunan davulcuyu görüyor musun?' der.
– Sıkı komünisttir. Senin bu Komünizm aleyhtarı bağrışını duyarsa anandan doğduğuna pişman eder!
İkinci fıkranın kıssadan hissesini de siz çıkarın…
Hatta yazarsanız da çok sevinirim…
* Kıssa: Kendisinden bir ders çıkarılması gereken olay, konu, kısa öykü, fıkra.
* Hisse: Pay.