Kaymakçı Ortaokulu buluşuyor

Hani şimdiki gençler bilmez ama radyonun yeni yaygınlaşmaya başladığı bizim çocukluğumuzda kimi çocuklar, o kocaman cihazın...

Hani şimdiki gençler bilmez ama radyonun yeni yaygınlaşmaya başladığı bizim çocukluğumuzda kimi çocuklar, o kocaman cihazın içinde minnacık insanlar konuşur sanırmış. TV'lerin yayın yapmaya, Kıbrıs Savaşı'nda karatma altında yaşadığımız yıllarda da TV'nin bulunduğu Ali Bey'in kahvesinde dedemin dizleri arasında kaybolup beyazcamda olanları izlemeye çalışırdım. Çocukları almazlardı kahveye. Kadınlar, bürgüler içinde karşı kaldırımdan görmeye çalışırlardı karlama arasındaki yayınları.

Eskiden bölgenin en büyük hayvan pazarında dana güreşleri yapılırdı. Deli Ağa derler biri vardı ki danasını zapt edene aşk olsun. Üç kişi soldan, üç kişi de sağdan bağladıkları urganlarla geçit töreni yaparlardı Cumhuriyet Caddesi'nde.

Bayramlarda boydan boya yürürdük bandolar eşliğinde: 'On para var, on para yoksa beş para ver'

Zafer taklarının altından geçerdik.

Yaşlılar 'ajans' dinlemek için toplanırdı radyoların başında. Dünyalardan bihaberdi belki millet ama sanki daha mı mutlu idi ne!

Kaymakçı Ortaokulu'nun ilk mezunları, pazar günü öğlenden sonra Belediye Ahrandı Restoran'da bir araya geliyor. Benim de yakından tanıdığım ve dersime giren Zeki Irmak, Behiç Galip Yavuz, Galip Tütüncüoğlu, İrfan Öner ve Ali Osman Ayvaz gibi öğretmenlerimizin de katılımı ile aradan geçen 45 yıl sonra buluşmanın sevincini yaşayacak 70'lerin öğretmen ve öğrencileri.

Ben ilk mezunlardan değilim. İlk mezunlara göre biraz gencim daha.

Bizim çocukluğumuzun topçusu İsmail Bahçe'nin girişimleri ve köyümüzden çıkan pilot subay Osman Sarı ve eşi Şengül (Özcan) Sarı'nın desteği ile yapılacak ilk buluşmanın heyecanı sarmış durumda herkesi.

Bahçe, bu buluşmanın ortaokul bahçesinde yapılmasını istediklerini fakat geçen yıl sonunda meydana gelen acı olay nedeniyle bu yıl Ödemiş'te bir araya geleceklerini belirtti.

70'lerin başına ait fotoğrafta, belki de Kaymakçı'nın ilk eğitim ordusu var. Eski belediye başkanları Avni Hoca, Murat Sarı, Ödemiş'in yakından tanıdığı Engin Varhan ve öğretmenler…

Bir bayram kutlaması sırasında çekilmiş bir anı.

Bir öğrencinin elinde 'Atatürk bizim, Biz Atatürk'ün' yazılı. Tam bir Cumhuriyet beyefendisi görüntüsü var herkeste. Arkadaki binalar da aynen o günkü gibi bugün de duruyor. Fotoğraftaki eğitimciler arasında bugün sonsuzluğa göçenler de var. Onları anılarıyla yaşatıyoruz.

Yukarda saydıklarım dışında benim tanıyabildiğim isimler arasında sırasıyla Mehmet Şanlı var; Zeki Irmak, Cemil Gülal, Erdal Metin, Nusret Köroğlu, babam Mehmet Şahan, Ali Osman Ayvaz, İsmail Yatar…

Arkada eskiden Halkevi olarak kullanılan Reislerin Kahvesi'nin üstünde toplanmış halk, bayram gösterilerini izliyor.

Muhtemelen 23 Nisan Bayramı. Yüzlerde bir sevinç ve mutluluk görüntüsü.

İkinci fotoğraf da o yıllar 19 Mayıs törenlerinin yapıldığı, gençlerin de hemen hergün futbol oynadığı Hayvan Pazarı'ndan. Kasa-minder hareketleri. Galip Tütüncüoğlu ve Behiç Galip Yavuz, gösteri yapan öğrencilerin başında tetikte bekliyorlar.

Güzel yıllar mıydı yoksa küçük olduğumuz için bize mi öyle geliyordu bilemiyorum.

Kaymakçı adı, bilmeyenlere biraz ürperti verir. Hak ettiği değeri alamasa da Kaymakçı, bölgenin tarımsal desteğidir. Yarın öğretmenlerimiz, bizden önce mezun olmuş ağabeylerimiz ve ablalarımızla bir araya gelip belki de samimiyet karşılaştırması yapacağız geçmişle bugün arasında.

Buluşmaya özel davet yok, açık katılım var…

Bakmadan Geçme