Kar getirmeyecek bir işyeri neden açılır?
Büyük heves ve beklentilerle açılan birçok esnaf dükkanının çok kısa bir zaman zarfında kapandığına hemen hemen...
Büyük heves ve beklentilerle açılan birçok esnaf dükkanının çok kısa bir zaman zarfında kapandığına hemen hemen hepimiz şahit olmuşuzdur. Farklı iş kolları için defalarca tadilatlara maruz kalan mekanlar, bu tadilatlar için harcanan binlerce liralar, daha ucundan karı göremeden zararına satılan ürünler, kısacası boğazlara düğümlenen yüksek beklentiler.
Peki son yıllarda yaşadığımız bu açma kapama telaşı nedir? Neden kaynaklanır?
Birçok neden sıralamak mümkün fakat özellikle enflasyonun tek haneli rakamlara çekildiği 2008 döneminde kısa bir ekonomik krizin ardından piyasanın tanıştığı bir ticaret anlayışı ortaya çıktı. Az kar, çok iş. Yani artık küresel dünya ticaretine uyum sağlamak adına tatlı kar dediğimiz %50 ve %30 arası para kazanma devri sona erdi. Rafta bekletilerek değerinin arttığı düşünülen satış devri çoktan bitti. Yani esnaf kardeşimizin dükkandan içeriye her dakika müşteri girme beklentisi çok gerilerde kaldı. Müşteri açısından bakarsak ürün bulma ya da hizmet alma gibi seçenekler o kadar fazla ki esnaf kardeşimizin genel ekonomiyi suçlamak yerine dönüp kendisine 'Nerede hata yapıyorum?' sorusunu sormalıdır.
Örneğin; İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, üyelerine öyle bir güzellik yapıyor ki…
Birlik, üyelerinin doğru yerde işyeri açması için 'Alo Esnaf' hattı oluşturmuş. Diyelim ki doğru yerde, doğru iş kolunda faaliyet göstermek, iflas etmek yerine kazanmak isteyen kişi 'Alo Esnaf' hattını arıyor.
Herhangi bir noktada şarküteri açmak istiyor mesela.
Dükkanın yerinin konumunu verdiğinde o bölgede 42 şarküterinin bulunduğu ve ihtiyaç fazlası olduğu gerçeğine ulaşılıyor.
Esnaf Birliği yetkilisi, 'Orada şarküteri açarsan 42 rakiple rekabet etmek gerekecek. Kısa zamanda kapatma riski söz konusu. Sen iyisi mi şu bölgede şarküteri aç. Orada ihtiyaç var' gibisinden bilgilendiriyor. Eğer esnaf, bu uyarıyı dikkate almayıp mekan açarsa kısa zamanda kapatmak zorunda kalıyor.
Sayısal anlamda daha etkin olması açısından 2017 yılının sadece üç aylık periyodunda İzmir'de kapanan mekanların bilançosuna bir bakalım:
Tam 325 bakkal, 248 lokanta, 160 emlakçı, 156 kahvehane, 155 oto galeri, 145 kuaför açılmış. Ve ne yazık ki…
126 bakkal, 89 kahvehane, 57 lokanta, 54 kuaför kapanmış.
Evet; esnafın AVM'lerle baş etmesi mümkün görünmüyor.
İyi de… Esnaf, kendi birliğinin bilgi ve yer seçimi konusundaki desteğini bile ciddiye almazken gerekli fizibiliteyi yapmadan açtığı mekanın göle atılan oltadan ne farkı var?
Artık hızla değişen müşteri beklentilerine ve piyasa koşullarına sahibiz. Bu durum, yeni bir işe başlayacak, bu bağlamda birikimini harcayacak vatandaşlarımızın harekete geçmeden önce defalarca ölçüm yaparak ve farklı kanallardan bilgiler alarak yatırım yapmasını gerektiriyor.