Kadınlar Neden Çok Konuşur!

Sevgili dostlarım, bu sabah dostlarla kahvaltı ederken dün yazdığım yazıyla ilgili sohbet etme fırsatı da bulduk....

Sevgili dostlarım, bu sabah dostlarla kahvaltı ederken dün yazdığım yazıyla ilgili sohbet etme fırsatı da bulduk. 'İyi hoş da' dediler, 'Kadınlar gerçekten çok konuşuyor be Nehircim', 'Yahu tüyo verdim ya size' dedim. Yanlarındaki eşleri, 'Yaz Nehircim, daha ayrıntılı yaz ki belki bir ikisi daha bundan etkilenir' dediler. Onların sözünü dinleyip aha da yazıyorum yeminleJ

Dün ne dedim, o paragrafı hatırlayalım o halde, sonra da devam edelim.

'Şimdi köşemde buluştuğum ağabeylerim de şunu söyleyeceklerdir: 'E ama bizim yükümüz daha fazla, onların da çenesi bizi yoruyor. Sürekli şikayet edip vır vır konuşuyorlar.' Evet, haklısınız, ancak şunu anlamanızı çok isterim. Kadın sevilmediğinde ve kıymet bilinmediğinde çok konuşur. Evet, yükünüz de ağır, haklısınız ancak kadını idare etmeniz inanın çok kolay, GÖNÜLDEN SEVİN ve GÜVEN VERİN.'

Bugün bunların detayına inelim.

Biz kadın kısmısı (!) bütün duygularını aşırı ve göz önünde yaşayan varlıklarız. Bu durum, bizim doğamızda var. Ha bunu kontrol edebilenlerimiz de aldığı eğitim durumlarından kendini geliştirebilme yeteneğine kadar birçok etken içinde farklılıklar göstermektedir. Kimi daha ortada yaşar. Kimi daha içine kapanık. Ama hamurumuz benzeşir, inanın.

Önce kadının yapısını size anlatmam lazım. Öyle 90-60-90 ya da yüzünün güzelliği değil kastım. Sevinmeyin hemen (!)

Kadın, her haliyle doğası gereği sevilmeye ve kıymet verilmeye açtır. İyi bakınız ki kız evlatlarınızın siz babalara düşkünlüğü ve birine aşık olduklarında ki sadakati, hep bu açlığının karşılığını alabildiği durumlarıdır. Neden kız çocukları, babaya düşkündür? Çünkü anneyi kendine rakip, babayı da kendine idol seçtiğindendir. Elbette zaman içinde bu dengeler yerine oturur ancak ilk çocukluk yılları böyle geçer.

Kız evlatları, babadan daha çok çekinir. Çünkü sevdiğini üzmekten korkar. Anne, evladına daha yakındır ve onu iki tatlı sözle kandıracağını da bilir. Konu, babanın söylenilene inanması değil, konu babanın üzmek istenmemesidir.

Bir de baba evinden koca evine giden kız çocuklarına bakalım.

İşte orada evdeki babanın kız çocuğuna olan ilgi ve şefkatinin aynası yüzümüze vurur. Baba evinde yaşadığı süreçle eğitim ve sonrasında biriyle olan evliliği arasındaki süreçteki yanılgıları ya da doğruları, o BABANIN O KIZ EVLADINA davranışıyla doğru orantılıdır.

Kız çocuklarınızı sevin diye bu yüzden birçok aydın insan konuşup duruyor. Hatta evdeki karın da seni uyarıyordur çoğu zaman.

Neyse, yine yazının akışına devam edelim.

Babalar, eğer siz kız çocuklarınıza yeteri kadar ilgi ve sevgi vermezseniz ne olursa olsun o çocuk, kendisine yakınlık gösteren her bireye yakın davranacaktır. Her birey diyorum. Çünkü her bireyin başka başka özelliklerini babaya benzeteceğinden yaşı ergenliğin içinde olduğu dönemde sıkıntılara hazır olmanız gerekecektir diye rahatlıkla söyleyebilirim. Sevgi gösterdiğinde, çocuk kabul etmeyip bir birey olduğunu ona hissettirip söylediklerini can kulağı ile dinlediğinde ve hareketlerini süzebildiğinde o vakit kızının da gelecekteki hayatını BABA, SEN YÖNLENDİRMİŞ olursun. Her çocuk, bu sancılı dönemde aslında sinyaller verir. Anneye, babaya hatta okula. Çözüm, bu üçlemenin hep birlikte anlamaya, dinlemeye ve çözüme odaklanmasıdır.

Şimdi en baştan başlayıp bir kız çocuğunu etkileyen şeyin yine o çok şikayet eden siz BABALAR ya da erkekler olduğunuzu bilin istiyorum.

Kadın, neden çok konuşur? Dün de az değindim ancak zaman zaman da aslında yazılarımın içinde çok da açık seçik yazıyorum. Ancak yüzyılların konusudur. Benden sonra da zaten yine çözülememiş şekilde konuşulacaktır.

Konuşuruz çünkü babamız, bize kıymet vermiyorsa konuşmakla da kalmayıp huzursuzluk da çıkarırız. Hatta biraz dikkat çekmek için bile başımızı belaya rahatlıkla da sokabiliriz.

Konuşuruz çünkü birey olarak söylediklerimiz kabul görmezse ve evde sevildiğimiz bize hissettirilmezse çok konuşuruz. 'Nefret ediyorum ailemden' bile deriz.

Konuşuruz çünkü zaten baba evinde sevilmedik, aşık olduk bir yiğide, sevdi sandık. O da bir iki ay içinde bizimle ilgilenmemeye başladı. Konuşuruz tabi. Konuşuruz, üstelik susmamız için başka çalışmalar da yaparlar üzerimizde ama biz yine konuşuruz.

Konuşuruz çünkü canla, başla, aşkla bağlandığımız kocamızın, sevgilimizin bize sadık olmadığını öğrendiğimizde konuşuruz. Bize yalan söylendiğinde konuşuruz. Kopmak istemediğimizden konuşuruz.

Konuşuruz çünkü tek istediğimiz sevgidir. Dürüstlüktür. Hava karardığında içki masalarında, başka alemlerde değil, yanımızda olmanızı isteriz.

Konuşuruz çünkü yeri gelir başkalarına, dost görünenlere hatta ailene bile senin önünde kol kanat geren yüreğimizin, senin ayaklarının altında nasıl ezildiğini görmenin acısıyla konuşuruz. Çok konuşuruz hem de.

Konuşuruz çünkü kaybetmek istemediğimizdendir. Onun, şunun lafına aldırmadan saçma sapan sevdanın kölesi olmayı kabul ettiğimizden konuşuruz.

Ve evet bizim sustuğumuz anlarımız da vardır. Susarız, artık sizden vazgeçtiğimizde susarız. Artık beklediğimize ve konuştuğumuza değmediğiniz için susarız. Bize kıymet vereni bulmak olmasa da o anki amaç, komşu kadınlarına kıymet veren erkekleri gördüğümüzde imrenerek susarız.

Ve bütün bunların ağırlığını çekemediğimiz ve sizden değil, kendimizden de artık vazgeçtiğimizden susar ve kaçarız.

Sevmek, güven vermek, dürüst olmak, evine bağlı kalmak bu kadar zor geliyorsa, konuşmasından da bıkmışsan, yiğit olup derdini söyleyip noktayı o koyamıyorsa da sen koyacaksın. Ve bence asıl korkmanız gereken dönem, kadının çok konuştuğu değil, hiç konuşmadığı zamandır ki işte o vakit her şeyden vazgeçtiği dönemdir. Siz dahil.

Kız çocuklarınızın, kadınlarınızın, kız kardeşlerinizin sancılarını anlayın beyler. Zor değil. Koruyun, gözetin, sevin ve doğru olun. KADIN, TANRI'NIN siz erkeklere verdiği en BÜYÜK NİMETTİR. Böyle bir kadınla nasıl bir arada yaşayacağını bilmiyorsan bu da senin APTALLIĞINDIR.

Unutmayın! Kadınlar, sevildiğini duymak isterler.

Kadınlara kıymet verin; kızınıza, kardeşinize, ananıza, karınıza, iş arkadaşlarınıza… Pişman olmazsınız beyler.

Hafta başı görüşmek üzere. Huzur ve şansla kalınız inşallah.

Sevgiler…

Bakmadan Geçme