Kadın-erkek eşitsizliği

Merhaba kıymetli okurlarım. Gelmiş olduğumuz bu yüzyılda yoksulluk, açlık, ayrımcılık, hastalıklar ve insani gelişimin önündeki diğer...

Merhaba kıymetli okurlarım. Gelmiş olduğumuz bu yüzyılda yoksulluk, açlık, ayrımcılık, hastalıklar ve insani gelişimin önündeki diğer engellerin ortadan kaldırılması için kadın-erkek eşitsizliği, insanlığın önünde hl aşılması gereken önemli bir sorun olarak duruyor ancak kız çocuklarının okuldan alınarak zorla evlendirildiği, kadınların iş imkanlarının kısıtlı olduğu ve kadına karşı şiddetin günlük hayatın bir parçası haline geldiği bir dünyayı kabullenmek artık mümkün değil. Trafikte araç kullanan bir kadın gördüğünde magandalık yapan kişiler, maalesef ki toplumda yaşamak nedir bilmiyorlar. Hanımefendiler, ev işleri veya gündelik işlerindeki titizliklerini araç kullanmakta da gösterdikleri için o hızlı yoğun trafik akışına adapte olamıyor olabilirler ama emin olun ki çok düzenli, kurallara uyarak, dikkatli araç kullanıyorlar. Bu konuda ayrıca kendilerini tebrik ediyorum.

Öncelikle hepimiz insanız, bir yaradılışımız var, birimizden birimizin üstünlüğü yok. Elbette bu, inandığımız dinler gereği değişebiliyor. Biz saygıyı bozmazsak kadın ile erkek arasındaki inanın o gün eşitlenir her şey. Beni üzen çalışıp kazanan, evinin rızkını kazanan, eli ekmek tutan kim olursa karşı cinse tutumu değişiyor. Unutuyor insan aynı evi, aynı hayatı hatta aynı evlatları paylaştığını yani bir bütün olduğunu.

Ekonomik imkanlar bir tarafı ezmek için değil, birlikte daha rahat şartlarla iyi bir yaşamı sağlamak içindir. Eşler arasına asla para konusu girmemeli. Birlikte hayır bereket ayrılık ve ayrımcılıkta azap ve mutsuzluk vardır. Kadınımız da erkeğimiz de eşittir aslında ama bazı kendini geliştirememiş insanlar, daha doğrusu kompleksli insanlar bunu aşamamıştır. Çalışan, gelir düzeyi yüksek olan ama kadın ama erkek, bu durumu bir üstünlük sayıp karşı cinsin gururunu incitiyorsa işte bu, büyük bir kadın-erkek eşitsizliğidir.

Dikkat edin bakın, çok uç noktalarda yaşıyor toplumumuz bunu. Ya bir köşede evli kadın kocası tarafından darp ediliyor ya da yaralanıyor eski eş tarafından. Fiziken üstün ve güçlü olmak, üstünlük sağlamaz ki. Üstünlük, hiçbir zaman şiddetin hiçbir türlüsüyle vurgulanamaz. Toplumda şiddeti kınarken bile şiddet oluyorsa eşitlik sağlamak mümkün olamaz. Dengeleri korumak için herkesin daha yumuşak, daha tahammüllü ve sakin, olgun olması gerekiyor. Yoksa şiddet ve eşitsizlik, bir kadın bir erkek uç gruplarının elinde sürekli, sonuçsuz, savaş ortamı yaratırcasına taraflaşma meydana getirecektir.

Eşitlikten anlağımız, bir diğer yarımız olan karşı cinse baskıcılık taraf olmak anlamına gelmiyor. Toplumların içinde marjinal gruplar o kadar çok ki her şeyiyle huzurla yaşayan insanları kırıntı olsa bile olsa etkiliyor ve bunun adına algı diyoruz. Makalemin başında da belirttiğim gibi dünya üzerinde o kadar çok sorunlar varken, Yaratan bizi farklı yaratıp birleşmemizi emrederken nedir paylaşamadığımız?

Kadın erkeksiz, erkek kadınsız olmaz. Birbirimizin kıymetini bilelim, yarışımız yalnızca sevgide olsun. Bu, daha mutlu ve güzel yarınlarımıza giden yoldur.

Sevgi ve saygılarımla, sağlıcakla kalın.

Bakmadan Geçme