KABAK AŞILI KARPUZA MI HAYIR, GABAK KOPARILANA MI?

Ankara’da, merkezde devasa bir reklam totemi… Üç katlı bina yüksekliğinde, 45-50 metrekare yüzeyli, çift taraflı, özel...

Ankara'da, merkezde devasa bir reklam totemi…

Üç katlı bina yüksekliğinde, 45-50 metrekare yüzeyli, çift taraflı, özel aydınlatmalı, üzerinde kocaman karpuz resimli, bir kilometre uzaktan okunanabilek büyüklükte 'Aşılı değil…ÇEKİRDEKTEN' yazısının altında hipermarketin de ismi var olan, merkezi konumda göz alıcı kocaman bir tabela…

Bu görüntü için hatrı sayılır para harcayıp vergisini ödeyen başkentin yerel hipermarketi, bu yolla daha çok karpuz satma amacında değil sanırım…

Daha güvenli gıda sattığı algısının peşinde elbet…

Ödemiş'te de karpuz tezgahlarındaki yazılar gözünüze çarpmıştır: 'Kabak aşılı karpuza hayır'. Üstelik neredeyse hepsi, bana göre daha sağlıklı olan kabak aşılı karpuz ile dolu olmasına rağmen…

Ve tabii ki kabak gibi kokan, tatsız ama dış görünüşü güzel kocaman karpuzları da yiyemediğiniz için çöpe attığınız da olmuştur…

İyi ama, çekirdek ekimiyle üretilen karpuz, aşılı üretimi göre daha mı güvenli?

Ya da hangisi; üretim (hastalık, zararlı, bitki besleme, rantabilite vs.) ve pazarlama (raf-tezgah ömrü, lezzet, kuru madde, insan-çevre sağılğı vs.) açısından sürdürülebilir?

Tüm bunların baş suçlusu, bal kabağı fidesinin üzerine tek tek aşılanan karpuz fidelerinden üretim mi sizce?

OHALde aşılı karpuz üretilmemeli…

Yok, o kadar basit değil…

Başta asma olmak üzere bir çok meyve üretiminin, dış mekan süs bitkilerinin üretiminin tüm dünyada çok uzun yıllardır vazgeçilmezi olan aşılama, özellikle toprak kaynaklı hastalıklara hassas sebze çeşitlerinde de (patlıcan, domates) çokçadır uygulanıyor, uygulanmalı da…

Aşılama ile üretimde dirençli anaç kullanılarak, üretilmek istenilen bitkinin herhangi bir genetik değişime, aktarıma uğramaksızın, tıpkı ana baba özelliğinde yeni bitkisel ürünler elde edilirken, hastalık ve zararlı yönünden de daha dirençli bir kök sistemine sahip olması sağlanmış oluyor. Üstelik bitkiler güçlü olunca, insan ve çevre sağlığına zararlı olabilecek kimyasal kullanımı da azalıyor, sürdürülebilirlik oluşuyor.

Kafalardaki algı karışıklığını yok edip somutlaşmak adına, ulusal ve uluslararası bilimsel verilerle ortaya konmuş sonuçları hatırlatmak isterim:

1- Tarlaya çekirdek ekme üretimiyle artık çoğu yerde sağlıklı ve verimli ürün almak mümkün değil. Üretilemeyen bir ürün ise, devamlılığı olmadığı için pazarlanamaz da, tüketilemezde. Aşılı domates, patlıcan, biber gibi, karpuzda, dünyanın tarımda gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi (ABD, Japonya, İspanya, Kore) ülkemizde de ilerlemelidir. Keza yıllardır aşılı domates, biber, patlıcan yiyoruz ve gayette sağlıklı.

2-Aşılı karpuz doğru anaç-çeşit kombinasyonları, üretim alanlarına adaptasyonları bilimsel elekten geçirilmelidir. Yani yetiştirileceği bölge için uygun karpuz çeşidinin ona uygun anaç üzerine aşılanması ve alternatifleri ince elenmelidir.

3-Aşılı karpuz üretimindeki en büyük sorun erken piyasa fiyatlarına yakalamak adına erken, ham hasat yani karpuzu 'gabak' ya da 'gök' koparmaktır. Henüz aşılı üretim başlamadan yıllar önce de problem olan 'ham karpuz' satışı, aşılamanın ortaya çıkması sonucu büyüyen meyvelerle daha da sorun oluverdi. Yani meyvelerin doğal yoldan hızla büyümesi, karpuzun 'gabak' hasat edilme oranını artırdı. Dolayısıyla, tatsız karpuz şikayetini de…

4-Aşılı üretim hem insan ve çevre sağlığı için, hem de tarımın sürdürülebilirliği adına normal üretime göre daha sağlıklıdır. Kök sistemi daha kuvvetli olduğu için hastalık ve zararlılara karşı (fusarium, rhizoctonia, nematod, altenaria, kırmızı örümcek vs.) daha dayanıklı bitkiler oluşuyor. Neredeyse hiç zirai ilaç kullanılmazken verim dört kata kadar artabiliyor.

5-Aşılı karpuzdan doğru anaç-çeşitten zamanında hasat edilen meyvede daha çok şeker, daha az lif, daha canlı renk ve daha uzun rafta dayanma ömrü elde ediliyor. Daha yüksek brix değerindeki aşılı karpuzun hasattan sonraki tadını ve rengini koruma özelliği, hem üretim, hem pazarlama, hem de tüketim ayağı için büyük avantajdır.

6-Aşılı üretimde daha yüksek kuru madde elde edildiği için, daha dengeli gübreleme gerekli. Özellikle azot kullanımında daha da dikkatli olunması, topraklardaki kimyasal birikimi de dengeleyecektir.

Velhasıl sorun çok eski olan ve bütün bitkilerde kendi ailesinden dayanıklı bir bireye aşılama yönteminde değil, onun üretim ve pazarlama ayağındadır…

Sorunu doğru teşhis edersek, tedaviyi de doğru yaparız. Bazen atanmış ve seçilmişlerce bile basında çıkan popülist açıklamalarına gülüp geçeriz…

Öncelikle de 'kabak karpuza hayır' demeyi bırakıp, doğru anaç-çeşit-tarla uyumluluğu gözetilerek karpuzun 'gabak-gök' hasadından vazgeçilmelidir. Bırakalım karpuz tarlada, dalında olgunlaşsın, algı oyunlarında, tabela gölgelerinde değil…

Bakmadan Geçme