İtiraz ediyorum

“Tiyatro, sanatın anasıdır” derler… TV ve sinema yokken tiyatro vardı çünkü… Hürriyet Gazetesi’nde Haluk Bilginer ile...

'Tiyatro, sanatın anasıdır' derler… TV ve sinema yokken tiyatro vardı çünkü…

Hürriyet Gazetesi'nde Haluk Bilginer ile yayınlanan bir söyleşinin başlığı 'Tiyatro hayat, sinema sanat, televizyonsa bir mobilyadır' şeklinde idi.

Bu söz, Bilginer'in miydi yoksa söyleşiyi yapanın mı şimdi hatırlamıyorum.

Geçtiğimiz perşembe ve cuma akşamları Ödemiş'te bir tiyatro fırtınası esti. Gerçi buna tiyatro denir mi bilemiyorum ama batıdan geldiği şekliyle 'stand up' adı verilen gösteriye olağanüstü ilgi vardı.

İngilizce'den dilimize geçen 'stand up', Türkçe'ye çevrilince 'ayağa kalk' anlamına geliyor. Genellikle ayakta yapılan espri ağırlıklı gülmecelere veriliyor bu ad. Eskiden taklitler yapıp hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçıya meddah denirmiş.

Tahmin ettiğiniz gibi Mandıra Filozofu adı ile popüler olan Müfit Can Saçıntı'dan söz ediyorum.

Önce Tire'de, ardından Ödemiş'te sözlü gösteri yapan Müfit Can Saçıntı, 'İtiraz Ediyorum' adlı canlı müzikli tek kişilik güldürüsünde güldürürken düşündürmekle kalmıyor, eğlendirirken de düşündürüyordu…

Espri ile karışık kapitalist sistem eleştirisi ile Türkiye'nin tanıdığı Müfit Can Saçıntı, gösterinin isminden de anlaşılacağı gibi çeşitli konularda itirazlarını eğlenceli bir şekilde dile getirdi. Evlilikten eğitim sistemine, çalışma hayatından reklamlara kadar pek çok konuda düşündürürken iki akşam salonu ağzına kadar dolduran seyircileri güldürmeyi başardı.

Farklı yorumlar da vardı ama ben burada oyun eleştirisi yapmayacağım.

Birkaç hafta önce Tire'ye geldiğinde izlemek için gitmek istedik ama davetiye kalmadığı için gidememiştik. Sonra Ödemiş'ten giden arkadaşların yaptıkları görüşmeler sonucunda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği aracılığı ile Ödemiş'e de geleceği duyuldu.

İlginçtir, davetiyeler ilk gün bitti desek yenidir. ÇYDD yönetimindeki arkadaşlar bile bu duruma şaşırdılar. Sonra cuma günü de ikinci kez gösterinin sergileneceği duyuruldu.

Ödemiş'te yaklaşık 25 yıldır bu tür organizasyonların içinde bulunurum ama ilk kez bu kadar hızlı alıcı bulduğuna şahit oldum.

Ben de bu yazımda biraz bu konuya değineceğim. Davetiyeler numarasız olmasına rağmen ilgi, beklenenin çok üstünde idi ve insanlar, salona girmek için bir saat önceden sıraya girmişti.

Biliyorsunuz, Kültür Merkezi'mizin koltuk sayısı 250. Yanlara ve arkaya atılan sandalyelerle bu sayı 300'ü buluyor. Belediyenin ücretsiz sunduğu gösterileri saymazsak tiyatrolara bilet satışında zorlandığımızı tahmin edebilirsiniz. Bunun çeşitli nedenleri var. Bunları biliyoruz.

Bu kez davetiye bulabildiği halde gösteriyi sandalyelerde ve merdivenlerde oturarak izlemek zorunda kalan insanlar oldu. Cuma günkü gösteride kapı giriş boşlukları bile doluydu.

Ödemiş'in profesyonel tiyatro ekiplerini ağırladığı yıllar da çok eski değil ama tiyatro, artık tercih edilen bir sanat olmaktan çıkmaya başladı. Salonda çocukların koşuşturması ya da ağlaması, kimi izleyicilerin cep telefonları ile oynaması veya sürekli çekim yapması, en azından benim dikkatimi dağıtan en önemli unsurların başında geliyor.

Belediye Başkanımız Eriş, göreve geldikten sonra salonun ışık ve ses sistemini güçlendirdi de hiç olmazsa teknik sorunların bazıları giderildi.

Ama salon, şehrin epey dışında. Yürüyerek gitmek zor. Biletler de numaralı olmadığı için yer bulma telaşı yaşanıyor. Salonun ısıtma ve soğutma sistemi, gürültü yapıyor ve bazen rahatsız ediyor. Salonda kiralama sorunu yaşanıyor. Profesyonel ekipler de öyle az paralara gelmiyorlar…

Şahsen ben bu tür işlerde koşuşturmaktan yoruldum…. Yorulmaktan kimi zaman oyunu bile izleyemediğim zamanlar oldu.

Bu kez ÇYDD yöneticisi arkadaşlar biraz yoruldu ama sanıyorum değdi. Emek verenlere teşekkür ederken bundan sonraki benzeri gösteri ve oyunlara da izleyici olarak ilgi gösterilmesini beklediğimi söyleyeyim.

Tiyatro, bir kültürdür. Tiyatro izlemek de başka bir kültürdür. Tiyatronun yaşaması için çaba sarf etmek ise bambaşka bir kültürdür.

Yaşasın sanat…

Bakmadan Geçme