İşler tıkırında mı!
Geçtiğimiz hafta yazdığım bir yazıda bundan böyle kendimce ilginç bulduğum bazı haberleri paylaşacağımı söylemiştim. Haftada beş...
Geçtiğimiz hafta yazdığım bir yazıda bundan böyle kendimce ilginç bulduğum bazı haberleri paylaşacağımı söylemiştim. Haftada beş gün yazı yazmanın zor olduğundan veya konu bulamamaktan falan sanmayın.
Artık ana akım medya olarak adlandırılan o büyük TV kanallarından haber izlemiyorum. Haberi deyim yerinde ise cımbızlıyor ve seçtiğim haberi birkaç kaynaktan okumaya çalışıyorum.
Ana akım medya, sinirlerimi altüst ediyor ve gerilmeme neden oluyor çünkü haber vermek yerine insanı yönlendirmeye çalışıyorlar.
İlk haberimiz ABD'den:
'ABD'de California Valiliği, 1982'de Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan'ı öldürmek suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Lübnanlı Ermeni Hampig Sasunyan'ın tahliye edileceğini doğruladı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir kınama mesajı yayınladı, ABD Dışişleri Bakanı Blinken da karardan 'hayal kırıklığı' duyduğunu belirten bir mesaj paylaştı.'
12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Ermeni terör örgütleri ile yüz yüze gelmiştik. Arkasında kimler vardı ve bu terör eylemlerini hangi amaçlarla patlatmışlardı bilemiyorum ama bu eylemlerden farklı kesimler çıkar elde etmişlerdi. Yanlış hatırlamıyorsam bu terör eylemleri sonucunda 'görev' başında olan 50 civarında diplomatımız hayatını kaybetmişti.
Katillerden biri, nerdeyse 40 yıldır cezaevinde imiş…
Şöyle bir düşündüm: Patagonya'da okullarından çıkan öğrencileri silahla tarayan katiller hala bulunamazken evlerinde iple boğulanların katilleri de bu kadar yatmamışlardı. Hatta çıktıktan sonra parti liderlerinin bile ziyaret ettiği muteber abi konumuna gelmişlerdi…
**
İkinci haberimiz de İngiltere'den:
'İngiltere'nin başkenti Londra'da cumartesi günü kaçırılarak öldürülen Sarah Everard için düzenlenen anma etkinliğine polisin müdahalesi sonrası Londra Emniyet Müdürü Cressida Dick'e yönelik eleştiriler ve istifa çağrıları, İngiltere'de yayımlanan hemen hemen tüm gazetelerin manşetlerinde yer aldı.'
Yine bir an düşündüm…
Patagonya'da kadınların yürümesine bile izin verilmiyordu. Hatta yürümek için açıklanan meydanlar, polis ablukasına alınıyordu. Olur a! Polis barikatlarını aşan kadınlar da yerlerde sürüklenerek gözaltına alınıyordu…
**
Üçüncü harbimiz de Türkiye'den:
'Yunus Emre, vefatının 700'üncü yılı nedeniyle UNESCO tarafından anma yıl dönümleri kapsamına alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 2021'i 'Yunus Emre ve Türkçe Yılı' ilan etti. Bu yıl düzenlenecek etkinliklerle Yunus Emre'nin insanlığın ortak değeri olmasının ve Türkçeye sağladığı katkıların altı çizilecek.'
Patagonya'da insanlar, Türkçeye 'karşılıksız' aşık ama her ne hikmetse Arapça ve İngilizce kelimeler kullanmaya bayılıyorlar…
Velhasılı yani sonuç olarak Patagonya'da yaşamanın da kolay olmadığını anımsatmak istedim…
**
Son haberimiz de Patagonya'dan:
'Patagonya 6. İdare Mahkemesi, örnek bir karara imza attı. Sözlü sınav yani mülakat puanına göre MEB'in yaptığı 1709 şube müdürü atamasını usulsüz bularak iptal etti. Koltukta haksız yere yedi yıldır oturan 'müdürler', mahkeme kararıyla koltuktan kalkacak.'
Şükür ki Türkiye'de böyle şeyler olmuyor… Hamdolsun işler tıkırında yani…
Not: Ben Patagonya'yı büyük bir masal ülkesi bilirdim ama Güney Amerika'da bulunan Şili ve Arjantin'in güneyindeki bölgenin adı imiş…
Not 2: Yazı karışık olmuş diyebilirsiniz… Bazen ne yazacağımı ya da nasıl yazacağımı bilemediğim olur.