İnsanlar ve güller

Caddeler… Sokaklar… Kaldırımlar ve evler. Arabalar… İnsanlar… Ve bahçeler… Baharın tüm güzelliğiyle sereserpe göz önündeler.. Bir...

Caddeler…

Sokaklar…

Kaldırımlar ve evler.

Arabalar…

İnsanlar…

Ve bahçeler… Baharın tüm güzelliğiyle sereserpe göz önündeler.. Bir öğle sonu. Kimileri sokağın başında henüz. Kimi ortasında. Kimi sonunda.

Bazılarının geldiği yöne gidiyor diğerleri. Aklında her birinin kim bilir neler var. Herkes kendi akağında kendi taşını kendi çakılını, suyunu yarına yahut büyük bir denize, okyanusa taşıma telaşında.

Elbette ki her biri birbirine değerek ilerliyor. Herkes gökyüzünden payını aldığı kadar bazen de daha çok payını alarak ilerliyorlar.

BİR KEDİ..

Kuyruğundan hoşnut kalmamış olsa gerek ki…

3 bilemediniz 4 santimlik bir kuyruk. Gerisi mi? Gerisi yok.

Bir bölümünde kabuk kabuk bağlayacak kadar gergin. Etrafında kan izleri.

Canı yanıyor mu?

Tanıyor mu?

Bu kuyruğu bu hale getiren dönüp bir kere olsun bakmış mıdır geriye?

Soru çok aslında. Yanıt bulmak oldukça güç.

Biz soruları yanıtsız bırakalım.

Yanıt verilmeyen soruya yanıt veren çok olur diyelim.

*

Sabahın erken saatleri.

Yol boyunca kumru serçe sesleri…

Sabahın şarkısını onlar söylüyor. Kimler duyuyor, kimler dinliyor yahut kimler eşlik ediyor?

İnsanlar işine gücüne gidiyor bu saatte. Çocuklar okuluna.

Bir traktör.

Bir römork ardında.

Römorkta yirmiye yakın kadın işçi. Muhtemelen bir parka yahut bir bahçeye iş için gidiyorlar.

Aklıma geldi. Hemen paylaşayım. Bundan yıllar önce yıllar dedimse çok değil üç dört yıl önce böyle bir traktör römorkundaki kadınlar kaza anında yollara saçılmış ve pek çok kadın işçi de ölmüştü. Bu yakınlarda. Sanırım Gölmarmara idi. Ya da Turgutlu.

Ben o kadınları 'Mevsimlik Hikayeler'e konu etmiştim.

*

İnsan eşref-i mahlukat.

En çok değer bilmesi gereken. Hem birbirinin hem diğer canlıların hem de doğanın kadrini anlaması gereken.

Sevgi, dostluk ve umutla.

Bakmadan Geçme