Hüseyin Güngör hizmete doymuyordu

Bazı seçilmişlerimiz vardır ki seçilmişliğin verdiği sorumluluğun idraki içindedirler. O sorumluluk duygusu ile çalışırlar ve seçildikleri yöreye en güzel hizmeti vermek için çalışırlar. Zamanlarını verirler, ceplerinden harcarlar. Onlar için en büyük mutluluk, seçim bölgesine getirdikleri hizmetleri görmektir.

Kimden mi söz ediyorum? Ödemiş'e 18, Tire'ye 17 kilometre uzaklıktaki Kızılcahavlu köyünde yaşayan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan, üç dönem muhtarlık, iki dönem İzmir İl Genel Meclisi üyeliği, çeşitli sivil toplum örgütlerinde görev yapan, 1960 doğumlu, iki evlat ve ört torun sahibi Hüseyin Güngör'den başkasından değil.

Kendisi ile ilk defa 1996 yılında ÖRT'de program yaparken tanışmıştım. Köyünün sorunlarını televizyonumuz aracılığıyla duyurmaya çalışmıştı. O dönemlerden bilirim. Aslında onu herkes Cabbar Hüseyin olarak bilir. Kendisi ile 2009-2014 yılları arası 21. Dönem İzmir İl Genel Meclisi'nde çalışma şansı yakalamıştım. İl Genel Meclisi'nde seçildiği yöreye bir çivi çakabilmek için verdiği mücadeleyi her zaman gıptayla izlerdim. Doğup büyüdüğü köyü için düştüğü yerden bir avuç toprakla kalkar, o toprağı köyüne götürürdü.

1994 yılında Tire parti kongresinde dönemin Gaziantep milletvekili Mustafa Yılmaz divan başkanıdır. Bizim Cabbar Hüseyin'i divan katibi seçerler. Bizim Güngör, hemen başlar sohbete. Köyünde bir köprü yapılacaktır. Ecevit'in devlet bakanı Mustafa Yılmaz'a bunu anlatır. O da, 'Bu köprünün mutlaka yapılması lazım' diye notunu alır. Sivas Katliamı'nın yıl dönümünde, 2 Temmuz 1999'da Güngör aranır, '100 milyar para çıktı' denir. Güngör mutludur. 26 Ağustos 1999'da ihale yapılır. 2000 yılında 118 milyar harcanarak yapılan köprü, Kızılcahavlu köyüne hizmet vermeye başlar.

Doyar mı hizmete Güngör? Yalınayak koşturmuştu o, çocukluk yıllarında Kızılcahavlu köyünün çamurlu sokaklarında. Yol kilit taş olmalı, üretim yolları düzeltilmeliydi. İl Genel Meclisi'nde çalışmaya başladı. 28 bin metrekare kilit taşla Kızılcahavlu köyünün yollarını giydirdi. Ova yollarının yapılması lazımdı. Özel İdare ile Büyükşehir arasında gitti geldi, üretim yollarını asfaltlattı.

Köyüne altı adet artezyen açtırdı. Köyünde yemek düzenleyerek köyüne çöpleri toplamak için çöp traktörü aldırdı. Köylere Yönelik Hizmetler Komisyonu Üyesi olması nedeniyle 2005 bütçe görüşmelerinde önerge vererek Kızılcahavlu köyüne bir traktör ve bir yangın tankeri kazandırdı.

Namı diğer Cabbar Hüseyin bu, komşu köylere de bir şeyler kazandırmak istiyor. Hani derler ya 'Ev alma komşu al' diye, buradan yola çıkarak Saruhanlı ile Göldere arası yolun düzeltilmesi ve bakımı, köy yolu ağına alınması, Başköy'e bir köprünün yapılması, Seyrekli köyü ile Kızılcahavlu arasındaki köprünün yapılması ile 18 kilometre mesafeden 11 kilometreye düşülmesi…

Cabbar Hüseyin, bu 600 nüfuslu köyünün meydanının adını Demokrasi Meydanı yapar. Nazım Hikmet'in anısına 1998 yılında çınar ağacı diker. Boş durur mu Cabbar Hüseyin? Eline kağıdı kalemi alır, yazar İstanbul Nazım Hikmet Derneği'ne 'Nazım Hikmet'in mezarı Kızılcahavlu köyüne getirilsin' diye. Cevap gelir, '1998 yılında bu hususta çok talep var, değerlendirilecek' diye.

Anlattım size İl Genel Meclisi Üyesi arkadaşım Hüseyin Güngör'ü. Bu anlattıklarım, aslında anlatmak istediklerimin yanında hiçbir şey. Böyle güzel hizmetleri hiçbir karşılık beklemeden yapanları takdir ediyorum. Sezar'ın hakkının Sezar'a verilmesini istiyorum.Elini taşın altına koymaktan korkanlar, iki taşı üst üste koyamayanlar belirli yerlere geliyorlar. Belki bir şeyler yapmak istiyorlar ama beceremiyorlar. O zaman makamlar işgal edilmemeli, işin ehli insanlar işin başına gelmeli. Hüseyin Güngör kardeşime Allah'tan sağlık, ailesiyle, evlatları ve torunları ile uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyorum.

Bu hafta Anneler Günü olması nedeniyle devletimizi kuran Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün annesi Zübeyde Hanım şahsında tüm annelerimizi de Anneler Günü'nü kutluyorum. Kalın sağlıcakla…