Helalleşmek mi!
Tatil bahanesi ile üç beş gün Ödemiş dışına çıkayım dedim. Malum, 'Tebdili mekanda ferahlık varmış' derler....
Tatil bahanesi ile üç beş gün Ödemiş dışına çıkayım dedim.
Malum, 'Tebdili mekanda ferahlık varmış' derler.
Fakat gazetedeki köşem boşluk kaldırmıyor. Ya başkası doldurursa! Bu yüzden salı ve çarşambayı eski yazılarla doldurdum ama şeytan bu, boş durmuyor; 'yaz' diyor.
**
Haberlerde mutlaka kulağınıza ilişmiştir. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 83'üncü yıl dönümünde yurdun dört bir yanında düzenlenen çeşitli törenlerle anıldı. Atatürk'ün hayatını kaybettiği saat olan 9'u 5 geçe, işini gücünü bırakan vatandaşlar iki dakikalık saygı duruşunda bulunurken okullarda da törenler yapıldı.
Aynısı olmasa da benzerine tüm dünyada rastlanan anma törenlerinden biri. Kurtuluş Savaşımızı başlatan, yönlendiren ve bize bu toprakların vatan olarak kalmasında emeği en büyük olanlardan biri. Kimilerinin yazdığı gibi belki de olmasaydı olmazdık.
Konuyla ilgili dikkat çeken haber, İstanbul'dan geldi. Saygı duruşu sırasında tarihi Kapalıçarşı'da istenmeyen bir görüntü meydana geldi.
Kapalıçarşı esnafı, dükkanlarının önünde saygı duruşunda bulunurken bir kişinin çarşıda yürüdüğü görüldü. Şahıs, bu esnada çevredekiler tarafından saldırıya uğradı.
Haberlere bakılırsa kendisine yapılan 'Beklesene' uyarısına 'Ne bekleyeceğim?' diyerek tepki gösteren kişinin tekme tokat dövüldüğü veya itelenip kakıldığı görüldü.
Habere yorum girmeyeceğim çünkü herkesin tepkisi farklı olabilir, bu da normaldir.
Konuyla ilgili başka bir haber de 3-5 gün sonra geldi.
'Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve beraberindeki heyet, Kapalıçarşı esnafını ziyaret etti. Özdağ, Kapalıçarşı'yı gezerek Suriyelilerin Türkiye'den gönderilmesi için imza topladı. Özdağ, daha sonra 10 Kasım'da saat 9'u 5 geçe saygı duruşunda durmayan kişiyi döven C.Ş. isimli esnafa tebrik ziyaretinde bulundu.'
Özdağ, '10 Kasım'da saat 9'u 5 geçe Atatürk'e yapılan saygı duruşu esnasında terbiyesiz bir adam yürüdü ve işte buna tepkiyi yanımdaki genç kardeşim verdi. Onun verdiği tepkiyle birlikte bütün cadde aynı tepkiyi verdi. Ben de o gün gelip kendisini ve Kapalıçarşı'yı tebrik edeceğimi söylemiştim. Şimdi yanındayım. Kardeşim, seni tebrik ediyorum' dedi.
Biliyorsunuz, bu tip konularda pek kalem oynatmamaya gayret ediyorum. Benim cümlelerim, daha çok yerel konulardan meydana geliyor.
Fakat yandaş kanallardan en başta gelenlerden birinde konuyla ilgili yapılan haberde 'Müslümanlar!' çağrısını görünce ve de CeHaPe zihniyeti ile ilişki kurunca 'şeytan' da beni dürtüp 'yaz' dedi.
**
Eveleyip gevelemeden düşüncemi yazayım:
Hiç kimse, kim olursa olsun bir başkası için saygı duruşunda bulunmak zorunda değildir. Bu kadar net.
Ama eğer aynı ortamda bulunduğun kalabalık ortak bir davranış sergiliyorsa onları kışkırtacak veya rahatsız edecek şekilde aykırı davranışta bulunamazsın. Bunu yapmaman gerekir.
Bütün salon, kimin marşı olursa olsun saygı için ayağa kalkmış ise sen de kalkmalısın.
Bir cenaze geçiyorken insanlar ayağa kalkmış ise ya sen de kalkmalısın ya da o ortamdan uzaklaşmalısın.
Bütün herkes elini açmış dua ediyorken sen ıslık çalamazsın.
**
Öte yandan aykırı davranan vatandaşa da tekme tokat girişemezsin.
Hele hele tekme tokat girişen vatandaşı üç beş gün sonra ziyaret edip onu tebrik edemezsin.
Bu 'tebrik' ziyareti, olası linç girişimlerine de icazet vermek anlamına gelir.
Ramazan ayında bulunduğun ortamda hemen hemen herkes oruç tutuyorsa yemek yemek doğru mudur? Peki yemek yiyeni dövmek veya bıçaklamak doğru mudur? Toplumun genel geçer, yazılı olmayan kuralları ve gelenekleri vardır. Bunu iki sözcük ile özetleyebiliriz: Saygı ve hoşgörü.
İşte bunun için demokrasi, işte bunun için laiklik, işte bunun için hukuk…
**
Helalleşmek mi!
İlk duyduğumda kızdım tabii. Ama sonra altını doldurdu be