Hayata Dip Not
Kimse kazık çakmıyor dünyaya. Gelip geçici bir konaklama yeri aslında burası, uğrayıp gidiyoruz. Ne diyor Yunus...
Kimse kazık çakmıyor dünyaya. Gelip geçici bir konaklama yeri aslında burası, uğrayıp gidiyoruz. Ne diyor Yunus 'Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan!..'
Hayatın en büyük gerçeği ölüm. Ölüm var. Gözümüzün önünde teker teker yitiyor her şey. Önce zaman sonra mekanlar, yapraklar, mevsimler, hayvanlar ve de insanlar. Bir varmış, bir yokmuş diye başladığımız masalların bitimini yakalayamıyoruz bile kimi zaman. 'Bir varmış, bir yokmuş'a dönüyor halimiz.
Ölüm var ve biz de ölümü öldüremediğimize göre ne kadar anlamsız didişmelerimiz, sürtüşmelerimiz, kapışmalarımız. Şu kısacık zaman dilimini zayi edersek, ömrümüzü de zayi etmiş olmaz mıyız? Kendi hikayemizi yazarken, kendimizi kötü betimlemiş olmaz mıyız? Bizden geriye kalanı da heba etmiş oluruz değil mi? Şimdi 'ben öldükten sonrasının ne önemi var…' diyebilirsiniz ama yaşadığımızı da harcıyoruz, eksiltiyoruz. Kendi kendimize yaşam kalitemizi düşürüp, sıradanlaştırıyoruz anı. Oysa enerjimizi yüksek tutup yaşadığımız anın gerçekten kıymetini bilip ona göre tüm olumlu yönlerimizi harekete geçirsek o zaman kalıcı olur belki zaman…
Kim kalmış ki biz de kalalım? Kim konmuş da göçmemiş ki biz de göçmeyelim? Telaşlarımızın, beklentilerimizin, bize ait beklenilenlerin ve alacak nefeslerimizin bittiği o an gelmeden anlam katalım elimizde olana.
Tüm savaşlar, küslükler, çekememezlikler anlamını yitiriyor onun karşısında. Bitiriyor tüm beklentileri…
Her ölümle geride kalanlar yeni bir yara alıyor ama o yaralar onarıldıkça güçleniyor insan ve hayata dair aydınlanıyor düşünceler…
Ölüm var
yaşamın kıymetini bil
sana bana hepimize
sıralı değil
paralı değil
taşıyacağımız çok
ama
cebimiz yok
götüreceğimiz belli
götüremeyeceğimiz de
öyleyse
hayata dip not;
ölüm var!