Havadan Sudan Topraktan

Milletçe romantiğiz. Gerçi romantik sözcüğünün gerçek anlamında değil bu romantiklik.

Duygusalız, kolay havaya gireriz. Çabuk öfkelenir, kolay unutur, affederiz. Yahut hiç unutmayız.

Romantizm, bir sanat terimi olarak ulus bilinci ve ulusal tarih bilincine sahip olmak anlamına geliyor.

*

Son günlerdeki orman yangınlarını takip etmiştir pek çoğunuz. İzmir, Denizli, Alanya, Çanakkale…

Pek çok insan orman yangınları için 'ciğerlerimiz yanıyor' der. Orman, varlığıyla nefes aldırır bizlere. Ancak çıkan orman yangınlarının çok büyük bir bölümü yazık ki insan kaynaklı.

On binlerce canlının yanarak ölmesi demektir orman yangını. Bir parmağınızın ucuna ocaktaki tavadan bir damla kızgın yağ sıçradığında canınızın ne denli çok yandığını bilenleriniz vardır.

Yanarak ölmek, ölümlerin en acı verenidir belki.

Ormanlık alanları kullanırken dağa, bayıra temiz hava almaya çıkıldığında unutulmamalıdır ki orası börtü böceğin, kuşun kurdun yuvasıdır.

Ve küçük bir kıvılcım, bütün canlıları cehenneme atıverir.

*

Geçen gün Ödemiş'le ilgili haberlerde okumuştum. Sıcaktan bunalmış bir köpek bir iş yerinin girişine uzanmış serinliyor.

Ne yüce gönüllü insanlar var. İnsanın içini aydınlatan. Her ne kadar kim olduklarını bilmesem de bu insanlarla aynı şehirde yaşamak güzel şey.

Hava sıcaklığının kırk derecenin üzerinde seyrettiği şu günlerde bahçemize yahut bir ağaç gölgesine bırakılacak bir kap su, susamışlara hayat olacaktır.

*

Dost dost diye nicesine sarıldım

Benim sadık yrim kara topraktır

Beyhude dolandım boşa yoruldum

Benim sadık yrim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi

Bunda yalan yoktur herkes de gördü

Bir çekirdek verdim dört bostan verdi

Benim sadık yrim kara topraktır

Hakikat ararsan açık bir nokta

Allah kula yakın kul da Allah'a

Hakkın gizli hazinesi toprakta

Benim sadık yrim kara topraktır

Her kim ki olursa bu sırra mazhar

Dünyaya bırakır ölmez bir eser

Gün gelir Veysel'i bağrına basar

Benim sadık yrim kara topraktır

Türk şiirinde toprağı anlatan en güzel dizeler. Toprağın cömertliğine, bolluğa ve berekete ancak toprağı iyi işleyerek ulaşabilir insan.

Yöremiz insanı çalışkan.

Yöremiz toprağı cömert.

Yöremiz toprağı bereketli.

Geçen yıl bu zamanlar patates üreticisinin yüzü gülmüyordu. Bu yıl da değişen bir şey yok.

Toprak topraklığını yapıyor. Bir çekirdeğe dört bostan veriyor.

Peki ya insan?

Demiştim ya romantiğiz. Çabuk unutuyoruz.

Yaşanılan sorunları çözmeden yola devam etmek, o sorunları da bizlerle beraber yarınlara taşır. Hem de bir çığ gibi her adımda biraz daha büyüterek.

Hava, su ve toprak. Yaradılışın dört temel unsurundan sadece üçü. İnsanlığın olmazsa olmazı…

Sevgi, dostluk ve umutla.