Gürültü Mü Eğlence Mi?

Kanıksamış mıyız acaba? Ses mi gürültü mü? Çokluk yolda giderken tanık olursunuz. Önünüzde ya da ardınızda...

Kanıksamış mıyız acaba?

Ses mi gürültü mü?

Çokluk yolda giderken tanık olursunuz. Önünüzde ya da ardınızda yürüyen insanların konuşmaları çok net biçimde size gelir. Bunun için öze bir çabaya ihtiyaç yoktur. Sanırsınız ki çok uzağındaki biriyle konuşmaya iletişim kurmaya çalışıyor.

Öyle değildir oysa. Konuştuğu kişi hemen yanında yakınındadır.

Kapalı meknda normal bir ses tonuyla konuşabilmek biraz daha güçtür. Ortamda öylesine bir gürültü vardır ki herkes bir diğerinin sesini bastırarak sesini duyurmaya çalışır.

Sohbet etmek keyif vermekten öte çetin bir mücadeleye dönüşür böyle durumlarda.

*

Pazar akşamı.

Ertesi gün iş var.

Sabah erken kalkılacak. Yatağına uzanıyorsun. Birkaç sayfa kitap okumak için.

Ötelerden bir ses

'Erik dalı gevrektir

Aman basmaya gelmez.'

Kitabı kapayıp bir tarafa koyuyorsun. Sat on iki(yirmi dört) az kaldı diyorsun biraz sonra susarlar.

Saat on iki oluyor bitmiyor tabi.

Heyecanla son bitiş şarkısının çalmasını bekliyorsun.

Saate bakmak bile istemiyorsun kaç oldu diye.

Kalkıp bir fincan kahve hazırlıyorsun kendine. İçip bitiriyorsun. Bu arada düğün salonlarından biri bitiş parçasını çalıyor.

Bir diğerinde ise henüz bitme alameti duyulmuyor.

İnsanın yaşadığı bölgede bir sürü düğün salonu olunca iş de ister istemez bir Nasrettin hoca hikyesine dönüşüyor.

*

İnsanlar özellikle eğlenceyi düzenlemiş olan kişilerin eğlence saatinin bitimine dair getirilen sınırlandırmayı aştıklarına tanık olmak işten bile değil.

Saat her ne ise o saate tüm herkes uymalı.

Bu hem kendimize hem de çevreye saygının bir gereğidir.

Sevgi, dostluk ve umutla.

Bakmadan Geçme