Gıda güvenliği…
Birkaç gündür ıspanak krizi yaşıyoruz… Kimi diyor yabani ot, kimi de zehirli ilaçlar… Ben hep şunu...
Birkaç gündür ıspanak krizi yaşıyoruz…
Kimi diyor yabani ot, kimi de zehirli ilaçlar…
Ben hep şunu derim: 'Ödüllendirme ve cezalandırma, sağlıklı değilse hayatımızın bir güvencesi yoktur…'
Ödüllendirme ve cezalandırma, hayatın tüm alanlarında.
Yapana türüne göre karşılığı verilmeli…
Verilmiyorsa hiçbir şeyin önlemini alamazsınız.
Adam der ki, 'Birkaç ay yatar çıkar, düzenime bakarım.'
Adam der ki, 'Doğru yapsam ne olacak ki!'
Ölçü kaçtı mı her şey kaçar…
Yılmaz Özdil, Amerikalı çiftçilerin yabani otlar için kullandığı tarım ilacı yüzünden lenf kanseri olduğunu, çiftçilerin Monsanto isimli şirkete dava açarak milyonlarca dolar tazminat kazandığını yazmış. Özdil, kendi kendine de sormuş: 'Peki bu ilaç, Türkiye'de satılıyor mu?'
'Evet, şakır şakır satılıyor.'
Özdil, 'Ispanak' başlığıyla yayımlanan yazısında ABD'den bir örnek vererek şunları yazmış:
'Amerikalı bir çiftçi, yabani otlar için kullandığı tarım ilacı yüzünden lenf kanseri olduğunu belirterek Monsanto şirketine dava açtı, haklı bulundu, 80 milyon dolar tazminat kazandı. Hemen peşinden Amerikalı bir bahçıvan, aynı tarım ilacı yüzünden lenf kanseri olduğunu belirterek aynı şirkete dava açtı, haklı bulundu, 78 milyon dolar tazminat kazandı. Hemen peşinden Amerikalı emekli bir karı-koca, bahçelerinde kullandıkları tarım ilacı yüzünden lenf kanseri olduklarını belirterek aynı şirkete dava açtı, 55 milyon dolar tazminat kazandı. Bunların hepsi son iki yıl içinde oldu.
Ve aynı ilaç yüzünden aynı şirkete açılmış 13 bin 400 dava daha var.
Peki bu ilaç, Türkiye'de satılıyor mu?
Evet, şakır şakır satılıyor.'
**
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada ise, 'Zehirlenmeye ıspanaklara karışan yabancı otların neden olduğu analizlerle ortaya çıkmıştır' denilmiş.
Basın yayın organlarında çıkan haber ve yazılara bakılırsa Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık da toptancı hallerinde gıda ürünlerinin kontrollerinin yapılmadığını ve bu sistemin mutlaka kurulması gerektiğini ifade etmiş. Gıda güvenliği için tek başına bu önlemin de yeterli olmayacağını söyleyen Şık, 'Asıl mevzu üreticilerin güçlendirilmesi, tarımsal pratiklerin doğru bir şekilde yapılmasını sağlamak' demiş.
**
'Deveye sormuşlar' hikayesi var ya!
Aman bize böyle bir soru sormayın!
Neyin denetimi ve güvenliği var ki?
Çarşı pazarda 'organik' diye satılan ürünlerin hangisinin garantisi ve denetimi var?
Nerede ise hiçbirisinin…
**
Biraz 'uyarı amaçlı' felaket tellallığı yapayım:
İklim krizi hakkında hazırlanan kapsamlı rapora göre dünya, iklim krizinin etkilerine vahim düzeyde hazırlıksızmış ve önümüzdeki on yıl içinde gerekli yatırımlar yapılmazsa küresel ısınmada en az sorumluluğu olan en yoksul kesimler, en ağır bedeli ödeyecekmiş.
Rapora göre önümüzdeki 10 yıl içinde yatırım yapılması gereken alanlar sıralanmış. Bunlardan ikisi, bizi de çok yakından ilgilendiriyor:
1- Kuru tarımın geliştirilmesi: Çiftçilerin kuraklığa daha dayanıklı ürün türlerine geçmesini sağlamak gibi basit ve masrafsız projeler bile geçim kaynaklarının sürdürülebilir hale gelmesini sağlayabilir ve açlığa engel olabilirmiş.
2- Su kaynaklarının korunması: Su kaynaklarını korumak kadar suyun israf edilmesini engelleyen teknolojileri geliştirmek de iklim değişikliğine adaptasyon açısından hayati önem taşıyormuş.