'Gençler' Bu Yazım Size!
Sevgili Ödemişli genç arkadaşlarım. Televizyon ekibimizi şehrin sokaklarında artık sıkça görüyorsunuz. Onların neler yaptığı ile ilgili...
Sevgili Ödemişli genç arkadaşlarım. Televizyon ekibimizi şehrin sokaklarında artık sıkça görüyorsunuz. Onların neler yaptığı ile ilgili ya da kimlere mikrofon tutuyorlar, neler soruyorlar diye yanlarına bir yaklaşın. Çekinmeyin. Hatta siz de alın elinize mikrofonu, 'Bu soruyu da ben sorabilir miyim?' deyiniz…
İnanın bizden kimse, size bir şey söylemez. Atak olun, merak edin, sorular sorun ki arada biz yorulduğumuzda siz bizim destekçilerimiz olun. Bunları biz çok isteriz.
Özellikle ortaokul ve lise öğrencisi gençler hatta bir şekilde okumayan sevgili evlatlar, etrafınızda neler oluyor bir bakın. Gözlemleyin. Dünya; kendi çevrenizden, mahallenizden, Ödemiş'ten ibaret değil. Gelin siz de sizden sonrakiler için emek veriniz. Bilin ki alın teri ve iyi niyetle yapılan hiçbir emek boşa değildir.
Şimdi gelelim bugünkü yazımızın ana temasına, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesi genç evlatlarımıza mikrofon uzatıldı ve bayramımızın kaçıncı yılını kutladığımız soruldu. Çok üzgünüm. Çok kızgınım. Bu durum, sadece bizim şehrimizle de alakalı değil. Türkiye geneline yayılan bilgisizlik furyası, almış başını gidiyor.
Üzgünüm, evlatlarımız yeteri kadar tarihleri konusunda bilgilenilmiyor ve konuların üzerinde de çok durulmuyor. Oysa tarihini bilmeyenin yaşadığı zamanı anlaması, değer katması, yaşadıklarını konumlandırması mümkün değildir. Biz, Tarih ve İnkılap Tarihi derslerinde öğretmenlerimizin heyecanla anlattıkları karşısında sınıfta ağlayan, gözleri dolan öğrencilerdik. Müfredatlar daha mı gerçekçiydi neydi?
Kızgınım, bunların böyle oluşlarından en tepeden en alt kariyer segmentine kadar, biz de dahil olmak üzere görevlerimizi yerine getirmediğimiz için kızgınım. Bilinçsiz ve üstelik bu çok önemli bilgilerden beynini muaf sayan ve bundan da zerre utanmayan bir topluluk yarattık. Ben de suçluyum. Sen de! En baş nedenini söylemiyorum bile!
Daha fazla kendi adıma üzülmek ve de utanmamak için şahsıma düşeni yapmak üzere tarihi geçitlerden bazılarını siz sevgili evlatlarımız için sıralamak istiyorum.
Okursanız ve fakat ezberlemek yerine araştırıp 'Ablanın doğru söylediğini nerden bilelim, ben de bakmalıyım' derseniz sevinirim (!)
Tarihini bilmek için öncelikle Atatürk'ün devrimlerini bilmek gerekir, sonra edindiğin 'doğru' bilgilerle pekiştirmen seni daha çok geliştirecek ve anlamanı sağlayacaktır.
Atatürk Devrimleri
Atatürk, 1924 ile 1938 yılları arasında insanlarının kurtuluşları ve hayatta kalabilmeleri için yaşamsal öneme sahip olan ve Türkiye'yi 'Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak' amacı güden devrimleri hayata geçirdi.
Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:
- Siyasal Devrimler
- Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
- Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
- Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
- Toplumsal Devrimler
- Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmıştır. Böylece kabul edilmiş olan medeni kanun gereğince kadınlar da erkeklere tanınan haklara sahip oldular, resmî görevlere atanabilme, oy verme ve Millet Meclisi'ne seçilebilme hakkına sahip oldular. Tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar gibi.
- Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar çarşaf giymekten vazgeçerek, modern kadın elbiseleri giymeye başladılar. Erkekler ise fes yerine şapka giymeye başladılar.
- Tekke zviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
- Soyadı kanunu (21 Haziran 1934)
Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen yasa gereğince Türkler soyadı aldılar ve Milletin liderine de 'Türklerin Babası' anlamına gelen Atatürk soyadı verildi.
- Lkap ve ünvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
- Uluslararası saat ve takvim (1925) ve uzunluk ölçülerin kabulü (1931)
- Hukuk Devrimi
- Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
- Türk Medenî Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)
1920 yılında kurulmuş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk sistemine ihtiyacı vardı. Atatürk, Şeriat Kanununun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasının yerine ise İtalyan Ceza Yasasını getirmiştir. Türk Hukuk Sistemi ise tüm çağdaş gereksinimler Çerçevesinde modernize edilmiştir.
- Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler
- Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
- Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
Atatürk'ün gerçekleştirmiş olduğu en önemli devrimlerden biri Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur. 3 Kasım 1928 tarihinde, yeni Türk Alfabesi kabul edilmiştir.
- Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
- Üniversite öğreniminin düzenlenmesi – Öğrenimin laikleştirilmesi (31 Mayıs1933)
19. Yüzyıl başlarına dek, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde çeşitli eğitim sistemleri uygulanmaktaydı. Atatürk İslami eğitim veren medrese sisteminin yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini gördü. Bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerekliydi. Böylece, mevcut sistem değiştirilerek 1933 yılında bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir.
e) Güzel sanatlarda yenilikler
- Ekonomi Alanında Devrimler
- Aşrın kaldırılması
- Çiftçinin özendirilmesi,
- Örnek çiftliklerin kurulması
- Sanayii Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
- I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
Atatürk'ün Türk Tarihi ile ilgili Çalışmaları
Kültürel alanda bir tür milliyetçilik anlamındaki yazı devrimi sonrasında, Atatürk tarih konusuna ağırlık verdi ve 1931 yılında Türk Tarih Kurumunu kurdu. Burada, Türkiye Tarihi kapsamlı bir şekilde incelenmekte ve değerlendirilmektedir.
Diğer Devrimler
1924 Hafta sonu Kanunu,
1926 Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu.
Bana soracak olursanız bu yukarıda benim yazdıklarımın da hiçbir hükmü yok. Sevgili gençler, merak edin. Araştırın. Bu adam kimdir. Okuyun, en önemlisi okuduğunuzu anlamaya çalışın.
(Devamı yarın)