Gazoz şişeleri kırıldı, gazozlar döküldü

14-15 yaşlarında, bıyıkları yeni yeni terlemeye başlamış bir delikanlıyım. O yıllarda milli bayramlarımız çok görkemli olurdu....

14-15 yaşlarında, bıyıkları yeni yeni terlemeye başlamış bir delikanlıyım. O yıllarda milli bayramlarımız çok görkemli olurdu. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda öğrenciler; ateşli çember içinden atlar, kasalar üzerinde sıçrar ve halat çekme gösterileri yaparlardı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda ise çocuklar rengarenk giyinir, çeşitli gösteriler yaparlardı. 23 Nisan Bayramı gösterileri, Ulus Meydanı'nda yeni istasyon önündeki caddede yapılırdı. Bütün Ödemiş halkı; en güzel elbiselerini giyer, evlerine ve iş yerlerine Türk bayraklarını astıktan sonra bayramın yapılacağı Ulus Meydanı'nda toplanırlardı. Merasime katılan öğrenciler ile sivil toplum örgütleri, bando eşliğinde resmi geçit töreninde halkın coşkulu alkışları eşliğinde tören alanından geçerlerdi.

İstiklal Marşımız okunurken yaşları ilerlemiş büyüklerimiz, düşman işgalini yaşadıklarından olacak ki bastonlarının yardımı ile ayağa kalkar, İstiklal Marşımızı gözyaşları ile söylerlerdi. O milli bayramlarımızı özlemiyor değilim. Evet, ben de esnaf bir aileden geldiğimden bu bayramlarda okul harçlığımı çıkarabilmek için ilçemizde iki dönem Gıda Maddeleriyle Uğraşanlar Odası başkanlığı, bir dönem İl Genel Meclisi üyeliği, üç dönem de İzmir milletvekilliği yapmış olan değerli büyüğümüz Neccar Türkcan'ın Adagide yolunda bulunan gazız fabrikasından kasayla gazoz, belediyenin buz fabrikasından da kalıp buz alarak Park Kulüp'ün önünde teneke çamaşır leğeninin içine gazozları ve üzerlerine buzları koyup soğutarak satıyorum. Gazozun kapağını testerenin tersiyle açıyor, kapak açıldığında ses çıkıyor ve köpükleri de havada uçuşuyordu. Gazoz, tahta kasalarda 24'lü olarak satılıyor, kasasının 2.5 liraya alıyorduk. Yarı yarıya para kazanıyordum.

Gazozları gazozhaneden bisikletle alıyordum. Bir 23 Nisan günü gazozum bitti, iki kasa daha almak için bisikletimle Neccar Türkcan'nın gazozhanesine gittim. Gazozları Neccar Abi'nin yardımı ile bisikletin arkasına koydum. Satış yerine giderken bisikletten düştüm, gazoz şişeleri kırıldı. Orada bulunanlar, beni ayağa kaldırdılar. Kırılan şişeleri ayakları ile yolun kıyısına aldılar. Ben, çok üzülmüş ve utanmıştım. Ağlamak istiyordum, ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Geri döndüm, boş kasaları Neccar Abi'ye verdim. Bisikletten düştüğümü, şişelerin kırıldığını söyledim. Neccar Abi, başımı okşayarak, 'Canın sağ olsun. Kırılan, dökülen gazoz olsun' diyerek kendisine verdiğim iki kasaya yeni gazozlar koyarak beni gönderdi.

Neccar Türkcan'ın bu davranışını hiçbir zaman unutmuyorum. Ne zaman Neccar Abi'yi görsem o 23 Nisan gelir aklıma.

Bakmadan Geçme