Gabak Dayı…

İbrahim Kocakabak… Kaymakçı’da bilinen adı ile Gabak Dayı veya Gabak Emmi… 85 yaşında ve halen gözlüksüz...

İbrahim Kocakabak… Kaymakçı'da bilinen adı ile Gabak Dayı veya Gabak Emmi… 85 yaşında ve halen gözlüksüz bulmaca çözüyor. Yedi yaşından bu yana sigarasını içmiş… Beş vakit namazı da korona yasakları ile bırakmış. 'Ayağa kalkmakta zorlanıyorum' diyor. 'Allah beni bilir' diye de devam ediyor. Bulmacada yapabileceği soruların ardından gündeme ilişkin muhabbete dalıyoruz hemen.

'Bu geyikleri ve keçileri öldürmekten ne zevk alıyorlar bilmiyorum' diyor.

Eskilerden deveci Paşa Musa Emmi vardı bahçe komşumuz. Bana, 'Sen Sirkeci'yi bilir misin?' diye sorardı. Askerliğini İstanbul'da yapmış… Ama Sirkeci'den başka bir yeri de bilmiyordu…

Gabak Dayı'ya 'Ayasofya hakkında ne düşünüyorsun?' diyorum. 'Hiç İstanbul'a gitmedim. Dua, her yerde geçerlidir. İlle de bir binanın içine girmemiz gerekmiyor; Allah herkesi bilir' dedi.

Sonra eskilere gittik. Ona manda ve develeri soruyorum: 'Ah o günler!' diye devam ediyor.

'Bahçe göçümleri olurdu. İlkbaharda tası tarağı toplar bahçelere göçerdik. Menderes kenarlarına kadar incir ağaçları ile doluydu ova. Karayaprak, sarı lap, sinirli, yel lapı, bardacık… Yere dökülüp kuruttuklarımızı da satardık. İzmir inciri, yemeklik, ikinci, natron, fırdalık diye ayrılırdı. Çocukluğumuz, incir bahçelerinde geçti. 29 Ekim geldi mi herkes köye geri dönerdi.'

'Sigarayı bırak gari Gabak Dayı' dedim. 'Ciğerlerim sağlam daha!' dedi. '5-10 akranım, 3-5 de benden büyük kaldı' diye devam etti. 'Yengem nasıl?' dedim. 'Eh işte, kendi işimizi yapıyoruz' dedi.

Deve ve mandalar içinde büyüyen bir nesil kayboluyor. Kağnı arabalarını çeken öküzler kayboldu. Eşekler de öyle… Teknoloji çağındayız. Şimdi gençler, bilgisayar ortamında habire ateş edip adam öldürüyorlar. İnternet olsun tamam… 3-5 cümlelik başlık, 5-10 saniyelik görüntü… X, Y, Z Kuşağı diyorlar… Biz 68 kuşağı bilirdik: Barış, eşitlik ve kardeşlik…

Bulmaca soruyor: 'Etimolojik kökeni 'demos' ve 'kratos' kelimelerine dayalıdır. Kısaca halkın egemenliği demektir. Egemenliğin gerçek sahibi 'birey' ve nihayetinde, bir devlet sınırları içerisinde yaşayan 'halk'tır.'

Gabak Dayı, 'Sen bilirsin' diyor…

'Gabak Dayı, seni hiç kuyruklu soktu mu?' diye soruyorum…

Gülüyor, 'Kuyruklu olmaz, dokuz harfli olacak' diyor…

Gülüşüyoruz…

Bakmadan Geçme