EVLİLİK MANYAĞI KIZLAR

Yazının başlığına hiç dikkat ettiniz mi? Tabi ki etmediniz! Eğer etseydiniz şimdi tekrar başa dönüp okumazdınız. Peki, yazının başlığında neye dikkat etmeniz gerekiyordu? Şuna: 'Türk kadınının evlilik meraklısı olduğu gerçeği, bir avuç feministe göre göreceli olsa da toplumun çoğunluğuna göre değil'

Ben, toplumun çoğunluğu gibi düşünüyorum ve diyorum ki, 'Türk kadını evlilik meraklısıdır. Evlenecek kocayı bulamayan bekar kızlar ise evdeki ananın başında püsküllü bir beladır!'

Peki, Türk kadını neden evlilik meraklısı? Aslında bu sorunun birçok cevabı var. Ama bana göre en önemli cevap şu: 'Türk kadını arazi koşullarına iyi uyum sağlıyor. Evlendiği erkeği sağmal bir inek gibi sağlı sollu sağıyor! Beleşe bir hayat yaşıyor'

Kötü haber kızlar..Tıp bir çare bulmazsa erkek neslinin sonu geliyor. Erkek cinsiyetini belirleyen Y kromozomu, gerçek büyüklüğünün üçte ikisini kaybetti. Elinizi çabuk tutun kızlar. Sizi çalıştırmayacak, yüksek maaşlı, evi olan, arabalı, zengin bir koca bulun. Durum böyle devam ederse erkeğin giderek kıymetlenen bir süs eşyasına dönüşeceği kesin. Ben çok şükür buldum, size kolay gelsin.

KENDİSİ KÜÇÜK, ETKİSİ BÜYÜK YAZI

Şehirlerarası otobüs yolculuğunda yanınızdaki koltuğun boş olması veya yanınızdaki yolcunun kısa süre sonra inmesi.

Kapı ve pencere açıldıktan sonra esen rüzgarı terlemiş ensenizde hissetmek.

Yeni yıkanmış yumuşacık pijamayla uyumak.

Gecenin bir yarısı eve dönerken sizi bekleyen anne babaya erik alıp götürmek, kıtır kıtır erik yemek hep beraber…

Yeni açılmış koladan alınan ilk yudum.

Aynı anda aynı şeyi düşünüp söylemeden sadece gülmek.

Çok uykulu olup televizyon karşısında sızakalmak.

Kek kalıbının dibini sıyırmak.

Çay kaşığı ile şokella yemek.

Minik bir öpücük.

Bittiği düşünülen diş macunundan bir kerelik daha dişlerinizi fırçalayacak kadar macun çıkarmak.

Uyuduğu sanılan sevgiliden gelen telefon.

Uzun süredir giyilmeyen kıyafetin cebinden para bulmak.

…………………….

Bazı organlar vardır

Pankreasınız gibi

Farkında olmadığınız, yokluğunda mahvolacağınız

Bazı küçük mutluluklar vardır

Küçük mumlar gibi

der ya şair…

Gerisini ve milyonlarca satırı boş bırakıyorum

Kendi küçük mutluluklarınızı yazın

Bundan da küçücük bir mutluluk duyun diye…

NOT: Bu yazı günde iki kere; gece yatarken, sabah kalkarken okunur. Mahcubiyeti şımartır, aşağılık duygusunu gebertir. Dünyevi acılara dayanma gücü verir. Kimyevi gıdalara bağışıklık kazandırır. Ücretsizdir. Reçetesizdir. Okuduysanız şöyle güzelce. Yarasın…