Eşref günü!
Bazı deyimleri olur olmaz zaman ve yerde kullanırız ama tam olarak anlamını bilmeyiz. Bazen de yanlış...
Bazı deyimleri olur olmaz zaman ve yerde kullanırız ama tam olarak anlamını bilmeyiz. Bazen de yanlış biliriz. Eşref saati deyimi de bunlardan biri. Sözlük açıklaması, 'Bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman' ya da 'İş görecek kimsenin ters davranmayarak, güçlük çıkarmayarak uysallık gösterdiği zaman.'
Benim de nedendir bilmem bu pazar, 'eşref günüm' değildi. Sabah kahvaltısından sonra oğlanı Aydın'a uğurladım. Oradan bir Birgi'ye doğru ziyaret. Sonra sendikada biraz vakit geçirme. Ardından Ödemişspor'un maçı…
Malum, bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü idi… Bir gün önce de sendikamızın Ankara'da düzenlediği Eğitimciler Mitingi vardı. Günümüz kutlu olsun ama 'koskoca' Hürriyet Gazetesi, bir satır bile yer ayırmamış öğretmenlerin taleplerine. Gazetenin 'ince' işleri daha önemli tabii.
Miting için sendikamızın yayınladığı çağrı bildirisini cumartesi günü sayfamda yayınladım. Mitinge Ödemiş'ten de katılım sağlayan arkadaşlarımız oldu ama ben meşguliyetler nedeniyle gidemedim… Belki biraz da bunun burukluğu vardı. Sonra dört yıl öncesi aklıma geldi. Eğitim-Sen'in de bağlı olduğu KESK'in düzenlediği Ankara mitingine (10 Ekim) biliyorsunuz bir canlı bomba saldırısı olmuş, 100'ün üstünde sendikacı katledilmişti. Tarihimizde böyle katliamlar, ne yazık ki azımsanmayacak kadar. Ama her şeye rağmen hayat devam ediyor.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nün 12 Eylül 1980 darbecilerinin ürünü olduğunu yazmış ve Atatürk'ün bütün mirasını silerken Atatürk'ü kullandıklarını da yazmıştım. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gibi birçok mirası yerle bir eden darbeci generaller, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 24 Kasım 1928'de Millet Mektepleri'nin başöğretmenliğini kabul ettiği günü Öğretmenler Günü için seçmişti. Yaşı uygun olanlar hatırlayacaklardır. Darbenin lideri Kenan Evren, konuşmalarında Kuran'dan ayetler okur, hadislerden örnekler verirdi. Aynı dönemde askeri uçaklar, Güneydoğu'da 'PKK ile mücadele' için Kuran'dan ayetler içeren bildiriler atarlardı.
Tabii şimdi herkes darbe karşıtı oldu, Kenan Evren'i yargılamak istedi. Neyse dalmayalım oralara…
Bir de 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü vardır. Bunun tarihi de 5 Ekim 1966'da ILO ve UNESCO tarafından 'Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı'nın alınmasına dayanmaktadır. 5 Ekim; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO ve ILO tarafından 1994 yılında Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir. 24 Kasım Türkiye'de, 5 Ekim de Eğitim Enternasyonali'ne üye yüzden fazla ülkede eş zamanlı olarak kutlanmaktadır.
**
Yeri gelmişken yazalım. Çünkü kimileri yanlış biliyor.
Asr-ı Saadet deyimini bilirsiniz. Türkçesi 'mutlu dönem' demektir. Her siyasal veya dini düşüncenin bir asr-ı saadet dönemi vardır ve o dönemde her şey çok güzel, ayrıca sorunsuzdur.
Hazreti Peygamber ve Cumhuriyet'in ilk yılları için de buna benzer inanışlar vardır.
Geçenlerde bir iki arkadaşla gündemdeki ince kumpaslardan söz ederken benzer bir algıyı fark ettim. Kimilerine göre Atatürk ve İnönü dönemi güllük gülistanlık, DP dönemi ise batık dönemdir. Kimileri de DP dönemini öve öve bitiremezler.
'Biliyor musunuz? Köy Enstitüleri, CHP döneminde kapatılmış' deyince bir tartışmadır koptu. 'Köy Enstitüleri, Atatürk zamanında da kurulmamıştır' diye devam edince 'ben saçmalamaya başladım!'
Köy Enstitüleri'nin kuruluşu 1940'tır. Konumuz bu olmadığı için açmayalım, son mezunlarını da 1954 yılında vermiştir. Köy Enstitüleri, CHP içindeki DP'lilerin baskıları ile DP'nin iktidara geçtiği 1950'den önce öğretmen okullarına dönüştürülmüştür.
7 Ağustos 1946'da kurulan sağ eğilimli Recep Peker hükümeti, Hasan Ali Yücel'in yerine Reşat Şemsettin Sirer'i Millî Eğitim Bakanlığı'na getirir. Sirer de Köy Enstitüleri kurucusu İsmail Hakkı Tonguç'u İlköğretim Genel Müdürlüğü'ndeki görevinden alır. Sonrasında da başta köy ağalarından gelen baskılar sonucunda enstitülerin dibine kibrit suyu dökülmeye başlanır… İnönü'nün bu karşı devrime direnemediği söylenir. 1950'de iktidara gelen Adnan Menderes ve Cell Bayar liderliğindeki Demokrat Parti de enstitülere son darbeyi indirmiştir.
Ben, öğretmen lisesi mezunuyum. Kültür derslerinin yanında biraz beden eğitimi, biraz müzik biraz da resim yeteneğim vardır. Liseye dört yıl ara verdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazandım.
Şimdi ne öğretmen okulu kaldı ne de eski öğretmenler… Öğretmenler Günü olsa ne olur? 364 gün bizi dinleyen yoksa varsın Öğretmenler Günü de olmayıversin…
Telefonuma sosyal medyadan bir sürü mesajlar geldi. Kimi arkadaşlar, üşenmeyip yazıyorlar. Kimileri de cevap vermekte üşenmiyor. Çoğunu okudum ama yukarıda anlattıklarım geldi aklıma. Yazmak canım istemedi. Eşref günüm değildi yani…
Ödemişspor da evinde 3-0 yenildi.
'Yönetim istifa' sesleri tribünlerde yankılandı.
Bence belediyeler, futbol kulübü işinden yasayla çekilmeli.
Eğitim de eğitimcilere bırakılmalı…
Sen vali misin birader?