ESNAFLIK ZOR ZANAAT

Esnaflığın iki anlamı verilmiş sözlükte: 1-Küçük çapta ticaretle ya da el zanaatlarından biriyle uğraşan kimselere verilen...

Esnaflığın iki anlamı verilmiş sözlükte:

1-Küçük çapta ticaretle ya da el zanaatlarından biriyle uğraşan kimselere verilen ortak ad. Cümle içerisinde şöyle kullanılmış: 'Esnaf müşterisizlikten kırılıyor.'

2-(mecazi) Başlıca kaygısı çok para kazanmak olan ve bu uğurda mesleğini yozlaştıran kimse. Cümle içinde şöyle kullanılmış: 'O doktor esnaftır, başkasını bul sen.'

Benim burada değinmek istediğim, birinci anlamındaki esnaflıktır.

Esnaflık zor zanaat derken, gerçek esnaflıktan bahsediyorum, mesleğini yozlaştıranlardan değil.

Esnaflığın kendine has kuralları vardır. Başta dürüst olacaksın. Adam ayırmayacaksın. Kimseyi kandırmayacaksın. Güler yüzlü olacaksın. Temiz olacaksın. Hesabını bileceksin. Sattığın malın arkasında olacaksın. İnsan ilişkilerini iyi bileceksin. Piyasayı takip edeceksin vs.

***

Herkes esnaf olabilir ama yukarıda birkaçını saydığım esnaflığın kendine has kurallarına uymayanlar mesleğini sürdüremez. Bununla ilgili iki örnek vereceğim.

Bir albay, emekli olduktan sonra mahallesine küçük bir bakkal dükkanı açmış. Mahallenin ihtiyacı olan malzemeleri dükkanına doldurmuş. Albay, emekli olmasına rağmen sivil hayata henüz adapte olamamış. Askerlikte olduğu gibi gelenden gidenden selam bekliyormuş. Müşterilerle sanki askerlerle konuşur gibi konuşuyormuş. Girene çıkana emirler veriyormuş. Müşteriler şaşkınlık içinde, bir gelen bir daha gelmiyormuş. Tabii ki satışlar azalmış, dükkan kirasını bile karşılayamaz olmuş. Sonuç dükkan kapanmış.

Yan yana iki balcı dükkanı, biri çok miktarda bal satarken diğeri sinek avlıyormuş. Aylar sonra bu iki esnaf sohbete tutuşmuş.

-Komşu, yanlış anlamazsan, sana bir soru sormak istiyorum.

-Buyur komşum, biz komşuyuz, neden yanlış anlayayım? Haydi sor.

-Benim ballarım seninkinden daha kaliteli olmasına rağmen sen benden daha çok bal satıyorsun. Bunun sırrı nedir?

-Söyleyeyim komşum ama sen de yanlış anlama. Sen bal satıyorsun ama suratın sirke satıyor. Onun için satamıyorsun. Anladın mı?

***

Esnaflık gerçekten zor zanaat. İki özlü söz:

Dükkanı köşe değil köse çalıştırır.

Esnafı yıkan asık surattır.

***

İki yanlış davranış:

Geçenlerde bir kahvehaneye oturdum. Kahveciden sade kahve istedim, şekerli getirdi.

-Arkadaş ben senden sade istedim, şekerli getirmişsin. Ben bunu içemem.

-İçmezsen içme, ben de sana kahve vermem.

Bir kahveci anlatıyor:

Hocam, almak istediğim gazetelerin adlarını bir kağıda yazdım. Altına da bu gazeteler yoksa başka gazete verme yazdım. Çırağın eline verdim. Çırak bayiye gitmiş. Bayi listeyi eline almış, okumuş. Altındaki 'Bu gazeteler yoksa başka gazete verme ' yazısını görünce bozulmuş. Ben daha önce benim istediğim gazeteler yerine başka gazete verdiği için bunu yazmak durumunda kaldım. 'Kimin bu gazeteler?' diye sorduktan sonra, 'Gazete yok' diyerek vermemiş. Halbuki gazeteler önünde duruyormuş. Ben onun verdiği gazeteleri almak zorunda mıyım hocam?

Başta söyledim, esnaflık zor zanaat.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Bakmadan Geçme