Empati ve Ortadoğu…

Doğu… Bir coğrafya terimidir ve güneşin doğduğu yönü tarif eder. Herkesin doğusu kendisine göredir. Ne demek...

Doğu… Bir coğrafya terimidir ve güneşin doğduğu yönü tarif eder. Herkesin doğusu kendisine göredir.

Ne demek bu açıklayalım: Biz Kaymakçılılar, Küçük Menderes yönüne gideceksek 'aşağıya' deriz. Ama aynı kelime Ovakentliler için aynı yönü çağrıştırmaz. Sanıyorum Kaymakçılılar için aşağı ifadesi güneyi işaret ederken Ovakentliler için aşağı ifadesi kuzeyi tarif eder. Onlar için aşağı, bize göre tam tersidir.

Ortadoğu da batılı ülkelerin kullandığı bir tabirdir. Onların Ortadoğu'su, bizim için olsa olsa 'yakın doğu' olur. Bu tespiti yaptıktan sonra biz yine de Batılılar gibi Ortadoğu diyerek bölgeye küçük bir el atalım.

Ortadoğu, biliyorsunuz kanayan bir yaradır. Yarayı başkaları açar ama sahibi de kapatmak için ciddi bir çaba göstermez.

Gördüğümüz kadarı ile Ortadoğulu empati yapmaz.

Empati, dilimizde çok kullanılır ama karşılığını da bulamamışız ne yazık ki!

Empati; bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Duygudaşlık diyebiliriz.

İnsanın kendini başkalarının yerine koyabilme yetisi.

Bilim insanları, empati yeteneğimizin doğuştan yüksek olduğunu belirtiyorlar. Fakat uygun şartlarda hızla kaybedilebilen bir yetenek.

Karşımdaki ne düşünüyor veya ne istiyor olabilir? Ben onun yerinde olsam neler düşünürdüm? Acaba söylediklerinde haklılık payı olabilir mi?

Empatinin tam olarak gerçekleşmesinin üç kuralı varmış:

1- Bir insanın kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması.

2- Karşıdakinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamak ve hissetmek.

3- O kişiyi anladığını ona ifade etmek.

Ortadoğu kültürü; ne yazık ki vurmak, yok etmek ve öldürmek üzerine şekillendi.

Geçtiğimiz gün bir haber başlığı dikkatimi çekti: 'İsrailli komünistler, işgale de siyonizme de karşı çıkıyorlar'

Hatırlatmak gerekirse İsrail, geçtiğimiz günlerde işgal ettiği Filistin topraklarında Filistinlilerin topraklarına el konulmasının 42. yılında düzenlenen 'Büyük Dönüş Yürüyüşü'nü kana buladı. İsrail askerlerinin saldırısında 18 Filistinli yaşamını yitirirken çok sayıda Filistinli de yaralandı.

İsrailli yetkililer, Filistinlileri terörist ilan ederken katliamı gerçekleştiren İsrail askerlerine övgüler yağdırıp hepsinin madalyayı hak ettiğini söylediler.

Berberde, kahvede veya benzeri sohbet ortamlarında kimi zaman acımasız eleştirileri duymak zorunda kalıyoruz. Belki sesimiz çıkmıyor ama 'İnsanlar neden böyle düşünüyor?' diye de sormadan edemiyoruz.

Televizyon dizilerimiz de görüyorsunuz, hep vurma ve yok etme üzerine kurgulanmaya başladı. Ölüm adeta kutsanıyor. Gençler, ölüm ve öldürmek üzerine kurgulanıyor.

Savaş, savaş, savaş…

Barış demek büyük tehlike.

Ortadoğu'da farklı uluslar, dinler ve kültürler var. Fakat insanların empati kurması engelleniyor. Hep bir düşman ve o düşmana karşı savaş kültürü. Oysa belki seslerini çıkaramıyorlar ama bizim gibi düşünen her milletten insan topluluğu var. Hem de ülkelerinde vatan haini damgasını yemek pahasına.

Habere dönersek, İsrail Komünist Partisi (MAKİ), biz pek duymasak da İsrail devletinin Filistinlilere karşı tutumuna karşıtlığını her fırsatta dile getiren bir parti. MAKİ sözcüsü, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesi üzerine yaptığı açıklamada 'Kudüs, tek kimlikli değildir, ortak değerdir. Kudüs'ün başkent olarak kabul edilmesi; ABD yönetimi, İsrail hükümeti ve bazı gerici Arap rejimlerinin ortak kararıdır' diye konuşmuş.

Zor görünüyor ama dünyanın kurtuluşu, empati yapmasını bilen insanların bir araya gelip güç oluşturmasına bakıyor gibi.

Gönüldaşlık yapılamayan ülkelerde taş taş üstüne kalmadığı gibi baş baş üstüne de kalmaz.

İşte Batı'nın Ortadoğu olarak adlandırdığı coğrafyanın hali.

Ne taş kaldı ne de baş. Ne manevi kültür kaldı ne de maddi kültür. Gönüldaşlık yapamadıkları için şimdi bayındır edilmeyi bekleyecekler. Ve çoğu, küfrettikleri Batı'ya kaçmaya çalışıp onlardan gönüldaşlık yapmalarını bekleyecekler.

Zor görünüyor ama dünyanın kurtuluşu, empati yapmasını bilen insanların bir araya gelip güç oluşturmasına bakıyor gibi.

Yoksa dünya yakın zamanda yaşanılmaz bir hal alacak.

Kısa çöp uzun çöp meselesi yani…

Bakmadan Geçme