Elektrikli bisiklet

Yetmişli yıllarda şöyle bir reklam vardı, hatırlayanlar olacaktır: 'Al bir mobilet, yaya kalma rahat et'. Mobilet...

Yetmişli yıllarda şöyle bir reklam vardı, hatırlayanlar olacaktır: 'Al bir mobilet, yaya kalma rahat et'. Mobilet için ne ehliyet soruluyordu ne de ruhsat. Ehliyet ve ruhsat sorulmaması, vatandaşın da işine geliyordu. Bu nedenle mobilet satışları hızla arttı. Zamanla mobileti olmayan hane sayısı yok gibiydi. Hatta bazı evlerde 2-3 tane olmuştu. Mobiletler, sanki eşeklerin yerini almıştı. Mobiletler çoğaldıkça eşekler azalıyordu. Vatandaş tarlasına, bahçesine mobiletlerle gidip gelir oldu.

Ehliyet ve ruhsat sorulmayan araçlarda satışlar, her zaman patlama yapıyor. Nitekim o yıllarda mobilet satışları da doruğa ulaştı. Mobiletle tarla ve bahçesine gidip gelen insanlar, daha sonra kahveye ve pazara gitmeye başladılar. Nasıl olsa ehliyet, ruhsat soran yok. Kahvelerin önünde mobilet park etmek için yer bulmak bile zorlaştı. Artık çoğu insan, karayollarını kullanarak şehirlere gitmeye başladı. Köyler, kentler mobiletle doldu taştı. Bir mobilet terörü başlamıştı. Her geçen gün mobiletlerin sebep olduğu trafik kazaları artıyordu. Satışlar, hedefi çoktan aştı.

Bu mobilet terörüne dur demenin zamanı gelmişti. Bunun yolu, ehliyet ve ruhsat sormaktır. Ehliyet ve ruhsat zorunluluğu getirildi. Mobilet satışları azaldı. Herkes, elindeki mobiletleri kullanıyordu. Zaman zaman trafik kontrollerinde ruhsatsız mobiletler, trafikten men edilerek toplandı. Bazen kırsal mahallelerde özel olarak plakasız mobilet toplama çalışmaları yapıldı. Ne kadar plakasız mobilet varsa bir kamyona yüklenerek Ödemiş'teki bir depoya kondu. Mobiletini kaptıran vatandaşın çoğu, mobiletini almaya bile gitmedi. Çünkü kesilecek ceza, mobiletin fiyatını katlıyordu. Eskiyi almaya gideceğine yeni bir elektrikli bisiklet alırdı. İşlerini onunla görürdü. Elektrikli bisikletin mobiletten ne farkı vardı ki…

Bu arada aklıma şöyle bir soru geliyor: Mobilet ilk çıktığında ehliyet ruhsat sorulmaması, dolaylı yoldan mobileti ithal eden patrona bir destek miydi? 'Adam sattı satacağı kadar, yeter artık' mı dendi?

Bu yıllarda aynı uygulama, elektrikli bisikletlerde görülmektedir. Yetmişli yıllarda mobiletlere gösterilen hoşgörü (destek), elektrikli bisikletlere mi gösteriliyor? Bildiğim kadarıyla elektrikli bisikletlerde ruhsat ve ehliyet mecburiyeti var ama uygulama yok gibi sanki. 'Neden?' derseniz aynı yerde her ikisi de plakasız mobilet ve elektrikli bisiklet yan yana dururken mobilet götürülüyor, elektrikli bisiklete bir şey denmiyor.Bu durum, vatandaş üzerinde elektrikli bisikletlerde ruhsat ve ehliyet zorunluluğu yok algısı uyandırıyor. Bu da elektrikli bisikletlerin satışını arttırıyor.Dikkat ederseniz ortalıkta mobiletler azalırken elektrikli bisikletler çoğalıyor. Şimdilerde de elektrikli bisiklet terörü başladı. Her yerde elektrikli bisiklet, zırt pırt arabaların yanından geçiveriyor. Kırmızı ışıklarda bile geçen elektrikli bisiklet görmek olasıdır.

Dün Küçük Menderes Gazetesi'ni okurken elektrikli bisikletlerde kontrollerin sıklaştırıldığını, kurallara uymayanlara çeşitli cezalar yazıldığını okudum. Okurken yukarda yazdıklarımı aklımdan geçirdim ve sizinle paylaşmak istedim.

Dilerim elektrikli bisiklet terörü artmadan önlemler alınır.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Bakmadan Geçme