Eksenimiz mi?!!

Malumunuzdur coğrafya derslerinden kulağınızda yer etmiştir , bir milim bile dünyamızın eksenindeki değişim nice değişikliklere yol...

Malumunuzdur coğrafya derslerinden kulağınızda yer etmiştir , bir milim bile dünyamızın eksenindeki değişim nice değişikliklere yol açacak. Kim bilir bu iklim, mevsim ve doğa zenginlikleri olmayacaktı. İşbu ya, siyasetteki eksen de en az bilimsel veriler kadar hayati öneme sahiptir. Geçen gün Bakan Albayrak, 'Ne Batı ne Doğu; yeni eksenimiz Türkiye'dir' dedi. Bu lafı günlerdir beklenen Cumhurbaşkanı'nın vereceği müjde lafının ardından kamuoyuna yaptığı açıklamasında işittik.

'Bakan Bey, 18 senedir AK Parti siyaseten devletin hükümet kanadında görev yapıyor, ekseniniz neydi ki şimdi yeni eksenimiz Türkiye açıklamasında bulunuyorsunuz?' diye soru sorma hakkına sahibimdir, herhalde…

Uzun yıllar siyasi gazetelerde seviyeli bir köşe yazarlığı hizmetine gayret ediyorum. Ne olursa olsun siyaseten belden aşağı vurarak lehte ya da aleyhte prim kazanılmasını doğru bulmuyorum. O yüzden kendisinin eksen sözünü magazinleştirmedim. Sadece kendi sözünü yine kendisine hatırlatmak isterim: 'AB, Cumhuriyet'ten sonra en büyük projedir' derken acaba Berat Albayrak hangi eksendeydi?

….. ….. …..

Neyse ki artık beklenilen müjdeyi biliyoruz; 29 Mayıs İstanbul Fethi'nin yıl dönümü sonrası Karadeniz'e sondaj çalışmaları için uğurlanan sondaj gemisinin iki ay sonra sevinçli haber ile hepimizin ruhlarına inşirah tohumları serptiği aşikardır. 'Mutlu olduk mu?' sorusuna 'Hem de çok mutlu olduk' cevabını verebiliriz. TPAO tarafından bulunan 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi için seviniyoruz. TPAO'nun merhum Başbakan Adnan Menderes tarafından kurulması sonrasında bugünlere gelene kadar her bir hükümetin katkısını da tebrik ediyoruz. Meseleye parti meselesi nazarından bakmıyoruz çünkü. 'Bu topraklar için, bu vatan için emek veren herkes, hangi partiden ya da ideolojiden olursa olsun sağ olsun, var olsun' diyebiliyoruz.

Ancak hamasi söylemlerin kısa vadeli çözümler ürettiğine çok tanık olduk. 'Eksen değiştirdik, ülkemizi kıskanıyorlar, uçuyoruz bizi kimse tutamaz' gibi beylik laflarıyla sene be sene ziyadesiyle kaşar peyniri tükettik. 'İster istemez kaşarlandık' dersem ayıp etmiş olur muyum değerli okurum? 'Yok yok, haklısın. Az bile söylüyorsun' diye gaz verenleriniz olduğu gibi yazıyı okuyan ağırbaşlı, mutedil okurlarımızın da 'Gaza gelme' dediğini biliyorum.

O halde her iki tarafın da gönlü olsun; orta yolda her zamanki diplomasi dili olan uzlaşmada buluşalım. Gaz! Önemli ancak her şey değil… Dünyada söz sahibi olmak istiyorsak bu, sadece gaza sahip olmakla olmuyor. Ekonomik anlamda bağımsızlık, içeride huzura bağlı; huzur ise dolaylı da olsa eğitime, hukuka, adalete, düşünce özgürlüklerine bağlıdır.

Fikren bağımsız olamamış, sorgulamayan bireyler nasıl ki yetişkin olamaz ise aynı şekilde toplumlar da medeniyet yolunda ilerleyemezler. Osmanlı Dönemi'nin son dönemlerinde gazeteci, yazar ve romancı Recaizade Mahmud Ekrem'in 1898 yılında yayınladığı gerçekçi tarzın örneği romanı Araba Sevdası, eksen kaymalarına birebir ikazlarla doludur. Romandaki Bihruz Bey, cebi para dolu lakin ekseni kaymış züppe bir genci yansıtır. Bihruz karakteri üzerinden o dönemi olduğu gibi bu dönemi de anlayabiliriz.

Zihnen gelişme, yetişkin olma, fikren zenginleşme mümkün olmadığı sürece ister bireysel isterse de toplumsal anlamda maddi zenginlikler kısa süreli oluyor. Uzun vadede güçlü olmak, ayakta durabilmek, maddiyat kadar maneviyat denilen bilgisel kültürel birikimler ile adaletli yaşam standardına sahip olmaktan geçiyor.

Bakınız, inceleyiniz, petrol zengini ülkelerin birçoğunu; ne demek istediğimi daha iyi anlatmış olacağım. Mesele, yalnızca petrole sahip olmak ise bu ülkeler dünyada söz sahibi olmuş olurlardı; kendilerine ayar çekilen değil, kendilerinin ayar verdiği konuma gelmiş olabilirlerdi.

Oysa ki tarihi okumalarımız bize gösteriyor ki iç savaşlar ile önce birbirine düşürülen, sonrasında farklı ülkelerle ne yazık ki aynı inançtan olduklarını söyledikleri Müslüman ülkenin diğer Müslüman ülke ile senelerce savaştırıldığını biliyoruz. Irak -İran örneğinde olduğu gibi!

Tarihsel okumalardan ibret almak, ders çıkarmak ve gelecek adına ön deyilerde bulunmak, sorumluluk ahlakına sahip her bir birey için elzemdir diye düşünüyorum. Mazi ile ati arasında savrulmamak için fikri hür, vicdanı hür olmak için de çabalayalım; tıpkı doğal gaz zenginliğine önem verdiğimiz kadar ….

Ne dersiniz sevgili okurum, gaza gelmek yetmiyor değil mi?

Bakmadan Geçme