Eğitim, sağlık, hukuk…

Daha önce de yazdım ama hatırlatayım yine. Bana, “Sen de tayin isteyip gel. Güzel şeyler yapalım”...

Daha önce de yazdım ama hatırlatayım yine.

Bana, 'Sen de tayin isteyip gel. Güzel şeyler yapalım' demişti. Ticaret Lisesi'nde dört yıl birlikte çalışmıştık.

'Hem sen Kaymakçılısın, senin söylediğin sözlerle benim söylediklerim bir tutulmaz. Aynı şeyleri söyleriz; sana bir şey diyemezler ama benim sözlerim ağır gelebilir.'

Söyledikleri mantıklı gelmiş, 'Jübilemi mezun olduğum okulda yapayım' demiştim. Aynı yıl görev yaptığım Ödemiş Ticaret Meslek Lisesi'nden Kaymakçı Çok Programlı Lisesi'ne tayin de istedim ama olmadı.

Tarih, 15 Aralık 2017 Cuma günü idi… Ders bitimi okuldan çıktıktan sonra Ödemiş'e yeni tayin olmuş bir öğretmen arkadaşla Birgi'ye yemeğe gitmiştik. Oradan buradan muhabbet ederken bir telefon geldi:

'Ayhan hocayı vurmuşlar!'

Önce inanamadım ve doğru olsa bile yaralanmıştır dedim.

Sonra, okul aile birliği başkanı olan rahmetli kuzen Ahmet'i aradım. 'Şu an okul kapısındayım, ambulans biraz önce Ödemiş'e hareket etti, durumu ağır' dedi.

Hemen Ödemiş Devlet Hastanesi ameliyathane servinde hemşire olan eşimi aradım:

'Maalesef!' diyebildi.

Yemeği yarıda bırakıp biraz da habercilik refleksi ile hemen Kaymakçı'ya hareket ettik…

Sonrasını biliyorsunuz. TV'lerdeki ilk haberlerde de benim Ayhan hoca ile makamında çekildiğim fotoğraflar dönünce uzaklardaki çok sayıda arkadaştan 'baş sağlığı' telefonu aldım.

Geçtiğimiz salı günü bilmem kaçıncı duruşması yapıldı. Acılı eşi, iki oğlu, ailesi, belediye başkanımız, milli eğitim müdürümüz, çeşitli sendikalardan eğitimci arkadaşlar duruşma öncesinde adliye önünde idik.

Dava ile ilgili üç kişi tutuklu. Neden, niçin, kim yapmış gibi sorular… Tanıklar, görüntüler, deliller falan… Duruşma, 23 Temmuz'a ertelendi. Olayın üstünden 2.5 yıl geçmiş, hala sonuçlanacak diye bekliyoruz. Davaya bakan ağır ceza hakiminin de tayini çıkmış, ayrılmaya hazırlanıyormuş.

Kökmen'in eşi Ayfer Ümmü Kökmen, duruşma öncesinde adliye önünde yaptığı açıklamada eşinin hayatını eğitime adamış idealist bir öğretmen olduğunu söyledi.

130 haftadır yüzlerinin gülmediğini, bitmek bilmeyen duruşmaların acılarını tazelediğini belirten Ümmü öğretmen, çocuklarının Babalar Günü'nde buruk kaldığını belirterek özetle davanın bir an önce sonuçlanmasını ve eşine 'şehit' unvanının verilmesini istedi.

'Öğretmenlere biraz saygı duyalım. Eğitimde, sağlıkta şiddetin her türlüsüne bugün burada olduğu gibi hep birlikte 'hayır' diyelim. Tek yürek olalım. Makamında şehit edilen eşime bir an önce şehitlik unvanının verilmesini ve adaletin bir an evvel tecelli etmesini talep ediyorum. 'Geciken adalet, adalet değildir' ilkesinden hareketle Ayhan Kökmen davasının sonuçlandırılması konusunda yüce Türk adaletine güveniyorum.'

'Geciken adalet, adalet değildir.'

Barolar yürüyor, Türkiye tartışıyor…

'Hukuk, herkese lazım olabilir.'

Eğitim, gündelik siyasetten uzak olmalı… 'Adalet, mülkün temeli' olmalı.

**

Geçtiğimiz günlerde erken saatlerde Beşgöz mevkiinde bir kamyonla trafik ışıklarında yan yana gelip yeşil ışığın yanmasını bekledik. O da ne! Koca kamyon, yavaş yavaş benim önüme geçmeye çalışırken resmen benim sol aynaya tecavüz etti. Aniden korna basarak ve sağa doğru hareket ederek kamyonun üstüme çıkmasının önüne geçtim. Kapı açılmadığı için inemedim bile ama yeşil ışık yandığında hemen hareket edip önüne geçtim…

Doğal olarak araçtan inip sinirli bir şekilde araçtan inme zahmeti bile göstermeyen şoföre el kol hareketleri ile 'Ne yapıyorsun? Aynayı kırdın!' falan dedim.

Sabah uyandığımda da sosyal medyadan bir öğretmen arkadaşın oğlunun gece geçirdiği motor kazasında hayatını kaybettiğini öğrenmiştim.

Bir an düşündüm…

'Olan benim aynama olsun' dedim ve aracıma binip olay yerinden uzaklaştım…

Eğitim, sağlık ve hukuk…

Seni unutmayacağız Ayhan Kökmen…

Bakmadan Geçme