Egemenlik Bayramı
Nisan 1920 / Kurtuluş Savaşı günleri / Tek bir yumruk oldu / Yurdun ileri gelenleri....
'23 Nisan 1920 / Kurtuluş Savaşı günleri / Tek bir yumruk oldu / Yurdun ileri gelenleri.
23 Nisan 1920 / Açıldı Millet Meclisi / Kabul edildi böylece / Milletin egemenliği.
23 Nisan 1920 / Coşku sardı her yeri / Tanıdı tüm devletler / Önder Mustafa Kemal'i'
**
Her 23 Nisan'da önce çocukluğumuz, sonra 'milli egemenlik' aklımıza geliyor.
Kim hatırlamaz ki 'Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan' diye başlayan şiiri.
İlkokul çağındaki kızların eteklerini tuta tuta ve sağa sola sallanarak okuduğu bu 23 Nisan şiiri, hepimizin çocukluk günlerinden kalan tatlı bir anıları arasındadır. Ama biliyoruz ki 23 Nisan sadece bir çocuk bayramı değildir.
23 Nisan, aynı zamanda 'Ulusal Egemenlik' bayramıdır. Ve bu bayram Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ilk cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilmiştir.
Biliyoruz ki bu bayram, TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla önce 1 Kasım olarak kabul edilen, 1935'te 23 Nisan Millî Bayramı'yla birleştirilen Hkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 1927'de ilan ettiği ve ilki Atatürk'ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın kendiliğinden birleşmesiyle oluşmuş.
Bayramlar, hemen 'ben yaptım oldu' demekle oluşmuyor.
Son yıllarda çeşitli gerekçeler öne sürülerek ulusal bayramlar arka plana atılmaya çalışılsa da bu bayram belki de şiirde de belirtildiği gibi 'en büyük' bayram.
'Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir'
Ama hangi milletin? Bilinçli, sorumlu ve kendi geleceğini tayin edebilecek kadar eğitimli bir milletin ya da ulusun.
Dile kolay, yanmış yıkılmış bir imparatorluktan yeni bir Cumhuriyet ortaya çıkıyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM'nin açılması, bugünkü görüş alanından kolay anlaşılabilecek bir durum değildir. Bu bir devrimdir.
Egemenliği padişahtan alıp halka vermek, 100 yıl önce hayal edilebilecek en tehlikeli düşlerden biri idi.
Anadolu'nun uluslaşma ve çağdaşlaşma sürecini, üstünde yaşadığımız toprakların 1800'lü yıllardaki tarihsel gelişimini ancak bir film şeridinde hayal edebiliriz.
Bugün, 23 Nisan törenleri deyince belki ilköğretim çağındaki çocukların çeşitli makamlara oturtulması veya Ankara'nın Bağları türküsü eşliğinde rengarenk elbiseler içinde oynatılması gelebilir ama bugünün bambaşka bir tarihsel önemi vardır.
'Çocuk Bayramı' şekline dönüşen 23 Nisan'ın geçmişten bugüne gelen tarihsel öneminin unutulmaması gerekir.
TBMM, dört harften oluşan bir kısaltma değil; halkın, bütün farklı kültür ve düşünce yapısıyla en üst düzey yönetim katında temsil edilmesinin sembolik adıdır.
Aradan geçen 100 yıllık zamanın ardından bugün hala nasıl bir demokrasi tartışması yaşıyorsak sorunlarımızı tam olarak çözememiş ve demokrasi sözcüğünün anlamını kavrayamamışız demektir.
23 Nisan; sadece renkli elbiseler giyen çocukların kutladığı tarihsel öneminden koparılmış bir günün bayramı değil, aynı zamanda 'Halkın iktidara katılımını nasıl daha iyi sağlayabiliriz, nasıl daha sağlıklı bir halk idaresi oluşturabiliriz?' tartışmasının gerçekleştirilebildiği gün olmalıdır.
Tarih kitapları yazıyor. Yıl 1924…
Kurtuluş Savaşı'ndan galip çıkmış Türkiye Cumhuriyeti, yeni anayasa yapmaya karar veriyor. Mustafa Kemal'e TBMM'yi yenileme (feshetme) yetkisi verilmesi tartışılıyor.
İki İzmir milletvekili; Mahmut Esat Bozkurt ve Şükrü Saraçoğlu, Mustafa Kemal'in karşısına çıkıp tek adam rejimini eleştiriyorlar.
Mahmut Esat Bozkurt: 'Dünyanın hangi köşesinde, hangi devlet teşkilatında hkimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu anlayışının tecellisi meclis feshedilebilmektedir. 'Hkimiyet kayıtsız şartsız milletindir' diyoruz, sonra bu kadar büyük bir kuvveti cumhurbaşkanı feshedebilmektedir.'
Hemşehrimiz Şükrü Saracoğlu: 'Bize tarih, hukuk, ihtilal açıkça gösteriyor ki bugün Millet Meclisi'nin kişiliğinde toplanmış haklarından hiçbir şey geriye doğru dönemez.'
Milletvekili Ahmet Süreyya: 'Fesih hakkının bir şahsa verilmesi, milletin hkimiyetine aykırı ve vatan için büyük bir tehlikedir. İşte bu, milletin hkimiyeti değil padişahın saltanatıdır.'
23 Nisan'ın 100'üncü yıl dönümü kutlu olsun…