'Dudağında balı var!'

Eski Türkiye'den bahsetmek kimilerinin işine geliyor ama doğruyu söylemek gerekirse eskiden basın yayında bile bir ciddiyet...

Eski Türkiye'den bahsetmek kimilerinin işine geliyor ama doğruyu söylemek gerekirse eskiden basın yayında bile bir ciddiyet ve güven duygusu vardı. Şimdi başlığa bakıyorsunuz ama altında başlığı destekleyecek bilgiler bulamıyorsunuz. Özellikle sosyal medyada.

'O adam gerçeği ifade etti!'

Hadi bakalım şimdi düşünün: 'O adam' kim ve 'gerçek' ne!

'Sonunda istifa etti' diye başlığın üstünde bakıyorsunuz ünlü bir isim… Ama haberi okuyorsunuz, ünlü ismin sekreteri…

Başlıkla ilgi çekme yöntemi…

**

Her neyse! 'Geçtiğimiz Cumartesi günü, okulunu bitiren, bir işe giriş için önünde aşılmaz bir kale gibi duran askerlik için bizim oğlanı kendi aracımızla Kütahya'ya götürdüm. Diyeceksiniz ki 'hocam zenginsin!' Bu devirde özel araçla Kütahya!

Birincisi, oğlanı ikinci kez askere götürmeyeceğiz. İkincisi, internet üstünden bilet fiyatlarına baktım, 160-200 Tl arası. İki gidiş bir dönüş 600 Tl. Ödemiş-İzmir arası ve Kütahya'da taksi filan derken hem zaman uzayacak hem de fiyat olarak aynı kapıya çıkacak. Ödemiş'ten çıkıp Bozdağ-Salihli üstünden Ankara yolu derken 300 gidiş 300 geliş toplamda 600 kilometre. 100 kilometrede ortalama 125 TL yaksa 750 TL civarında yakıt masrafı…

Bir de Kula'da eskimeyen bir arkadaşa uğrar hem dinlenir hem güzel bir kahvaltı eşiğinde muhabbet ederiz dedik ve çıktık yola. Bu arada Turan ve Nuran'a teşekkürü de buraya sıkıştıralım. Ve uzatmayalım.

Yollarımız geniş. İki geliş iki gidiş duble yollar uzakları yakın ediyor. 2 saatte Kula, bir saat kahvaltı… Sonrasında da iki saatte Kütahya… Uşak'a varmadan Gediz üstünden Kütahya-Eskişehir yoluna girdik.

Belki inanmayacaksınız ama yollar bomboş. Sağım solum sobe..

Bir radar kontrolünü başarıyla geçtik ama o koskoca yolda Gediz yakınlarında ikinci radara sobelendik. O bomboş yolda bizden önce başka bir araç da sobelenmiş işlemler yapılıyor. Belli ki onlar da asker götürüyor. 'Memur bey, devletimizin yaptığı duble yol görüyorsunuz geniş ve boş; altımızda da türlü fren sistemlerine sahip araçlar… Ben de şu arkadaş gibi asker götürüyorum, geri döneceğim ve çok hızlı da değilim…'

Desem de boş konuşma tabii…

'Hocam, siz kopya çeken çocuğu affediyor musunuz?'

Derken o moral bozukluğu ile 1 saat sonra Kütahya'dayız…

Belli ki o gün bütçe için 'uygulama' günü idi!

**

1 saat kadar Kütahya'da gezinti faslından sonra dönüş ama benim aklım hala o bütçe için uygulamada idi. Yollar yine boş… O koca yollarda önüm arkam resmen sobe! Ve sık sık karşılaştığım 90-70-50 levhaları… Kula girişinde 5-10 dakika yol kenarında dinleneyim derken soldaki Alaşehir levhası dikkatimi çekti. Nasıl olsa hem araçta hem de telefonda navigasyon var derken, baktım navigasyon Kiraz için 80 kilometre gösteriyor… Ovada da göz alabildiğine üzüm bağları…

Bırak şu duble yolu da sap şu eski ova yoluna dedim… Ova yolu ama nerden baksan 60-80 kilometre arasında seyrediyorum… 'Ne gerek vardı 100 km hız yapılamayacak koca duble yollara?' demeyeyim mi şimdi ben! Eski yollar bize yeter de artarmış bile…

Araç radyomda hep TRT Türkü vardır. Sadece haberlerde 5 dakika kapatırım. Orada haberler üç aşağı beş yukarı bellidir.

Hüseyin Turan'ın 'Evlerinde bir ipekten halı var / Şeker yemiş dudağında balı var' türküsü eşliğinde hipotenüs yapıp Kiraz yol ayrımına kadar keyifli ve radar korkusu olmayan bir yolculuk yaptım. Hatta geç kalmayacak olsam köy kahvelerinde 15 dakika durum birer çay içesim geldi. Hızlı mı gittim? Tabii ki hayır. Ama 'neden?' diye düşündüm…

Haber vereyim, Gediz ve Porsuk çayları akıyordu… Afşar Barajı dolmuş. Hiç kullanmadı iseniz denemenizi öneririm. Uluderbent'te Pazar vardı. İğdeli ve Sarıkaya üstünden Kiraz… Yemyeşil ağaçlar arasından kıvrıla kıvrıla Kiraz'a iniyorsunuz. Tatlı bir yokuş…

Benim dilimde hala 'Şeker yemiş dudağında balı var'

Fotoğraf, Kula girişindeki tarlada bulunan kaderine terkedilmiş, eski bir taş ev.

Bu yazı da başlığın hatırına olsun…

Bakmadan Geçme