Çocukluğumuz

Güzeldi bir zamanlar… Çocukken oyuncak ve abur cuburdu derdimiz. Şimdiki çocuklar gibi büyümek istiyorduk küçükken. Büyüyünce...

Güzeldi bir zamanlar… Çocukken oyuncak ve abur cuburdu derdimiz. Şimdiki çocuklar gibi büyümek istiyorduk küçükken. Büyüyünce yapabileceğimizi sanıyorduk her şeyi. İstediğimiz gibi eğlenebileceğimizi veya istediğimiz yere gidebileceğimizi…

Ama büyümek öyle değilmiş. Çocukluk (!) yapmışız. Şimdi ise dönmek istiyorum çocukluğuma, tekrardan yapmak istiyorum bir çocukluk. En güzel zamanlarımızmış çocukken ağlamak… Çocukken sevdiğimiz veya yaptığımız şeylerin çoğundan vazgeçtik. Büyümek değiştiriyor insanı; fikirlerini, huylarını, duygularını, kişiliğini değiştiriyor, insanın içten içe değiştiği gibi. Gerçekten güzeldi mahallelerimizin kaldırımlarında yaptığımız cips kolalar.

Elektrik direklerine gözlerimizi kapatıp 10'a kadar saydığımız günler, taşları üst üste koyup rengarenk toplarla yıktığımız günler veya tebeşir ile yere çizdiğimiz rakamları tek ayak ile geçtiğimiz zamanlar, evden çıkmadan annelerimizin 'Baban gelmeden eve dön' dediği günler gerçekten çok güzeldi.

Şimdi ise çok değişti her şey. Yaşıyor muyuz, yaşamıyor muyuz belli değil. Bilinçsizliğin doruklarındayız adeta. Bitti çocukluğumuz, şimdi ise bakalım gençliğimiz nasıl kayıp gidecek ayaklarımızın altından.

Yaşamalıyız! Yaşamak, bir gün daha bitirmek değil midir zaten. Ne demiştik en başta? Güzeldi bir zamanlar çocukluğumuz…

Bakmadan Geçme