Çıtır kavağı!

Gençlik yıllarım olan 70'li yıllarda Küçükmenderes bölgesinin en önemli gelir kaynaklarından biri pamuk üretimi idi. İzmir...

Gençlik yıllarım olan 70'li yıllarda Küçükmenderes bölgesinin en önemli gelir kaynaklarından biri pamuk üretimi idi. İzmir ve Selçuk'a doğru giderken ova, göz alabildiğine pamuk tarlaları ile dolu olurdu. 'Peki, o zamandan bu zamana ne oldu, ne bitti?' sorusunun yanıtı bu köşeyi fazla fazla aşacağı için girmeyeceğim; ama geldik bugüne ve pamuk üretimi nerede ise sıfır dekara indi.

Sonra bir aralık, kavak üretimi yaygınlaştı. Kavak fidanlarını dikiyorsunuz ve 8-10 yıl suladıktan sonra satıyorsunuz. Kaymakçı bölgesinde dikimi yapılan yaygın kavak türüne çıtır kavağı adı verilirdi. Çünkü kavağın bu türü kibrit yapımında kullanılırdı. Eskiden bizim oralarda kibrite 'çıtır' denildiği için kavağın adı da çıtır kavağı olarak anılır olmuştu.

Bizim buralarda böyle ilginç isimlendirmeler vardır. Bunlardan biri de Çetin Altan su motorlarıdır.

Çetin Altan'ı duymuşsunuzdur: Gazeteci ve siyasetçi. 60'lı yılların sonlarında TİP milletvekili. Sosyalist düşünce doğrultusunda yazılar yaşıyor ve siyaset yapıyordu. Ee sosyalist düşünce doğrultusunda yazılar yazıyor ve siyaset yapıyorsa mutlaka Rus yanlısı idi!

İşte bu yüzden ovada kullanılan Rus yapımı su motorlarına da Çetin Altan deniliyordu. Birkaç kişiye sordum ama bu motorların gerçek markasını hatırlayan çıkmadı…

O yıllar su boldu ve her tarlada en az üç inçlik su borusu vardı. Hem de 6-12 metre derinliğinde. Öğlene kadar boruyu çakar, öğlenden sonra tarlanı sulamaya başlardın. Su 'bol' olduğu için pamuk bitkisi ve kavak gibi ağaçlar da rahatlıkla sulanabiliyordu.

Küçükmenderes nehrinin iki yakası da bu çıtır kavakları ile dolu idi.

Tabii kimse bu kavak ağaçlarının ovadaki suyu tüketebileceğini aklına bile getirmedi.

Az gittik uz gittik, gel zaman git zaman, bu zaman derken su ciddi olarak azalmaya derinlik de 100-150 metre aşağılara inmeye başladı.

Basın yayından izlediğim bir haberde Samsun Ziraat Odası Başkanı Hasan Tütüncü, Çarşamba Ovası'nda bazı çiftçilerin fındıklıkları sökerek kavak ağacı diktiğini, birinci sınıf tarım arazisinin ormana dönüştüğünü söylemiş. Aklıma bizim ovanın 40 yıl öncesi geldi.

Başkan Tütüncü, 'Türkiye'nin en verimli ovaları arasında yer alan Bafra, Çarşamba ve Vezirköprü Ovalarına sahip olan Samsun'da Çarşamba Ovası'nda bilinçsizce dikilen kavak ağaçları, ovanın vasfını kaybetmesine yol açıyor' demiş. Tütüncü, birçok çiftçinin ovadaki sebze ve meyve alanlarına kavak ağacı dikmesinin ovayı ormanlaştırdığına dikkat çekmiş.

Tütüncü şunları söylemiş: 'Fındık, ilimiz için olmazsa olmazlarımızdan. Samsun'da 13 ilçede fındık oluyor. Çarşamba Ovası'nda bazı çiftçiler fındıklıkları söküp buralara kavak ağacı dikiyorlar. Bu ovaların ormana dönüşmesini istemiyoruz. Çarşamba, Bafra ve Vezirköprü Ovalarımızda yaptığımız üretim sayesinde tüm İç Anadolu ve büyükşehirleri doyuruyoruz. Bu ovaların ormana dönüşmesine son derece karşıyız. Çarşamba Ovası'nın ormanlaşması konusu devlet yetkililerine de bildireceğiz. Yıllar önce 'Çarşamba Ovası orman olmasın' diye söylemiştik. Burası 1. sınıf tarım arazisi'

Tarım para etmeyince ne yapsın çiftçi? Kavak ya da başka ağaç; hem fazla emek istemiyor hem de tarımdan daha garantili para ediyor.

Peki Çarşamba ovası!?

Böyle giderse Küçükmenderes ovası da gidecek Çarşamba ovası da!

Not: Son dönemde haftanın 5 günü yazıyordum. İnanın yorucu oluyor. Önümüzdeki haftadan itibaren Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri yazacağım…

Bakmadan Geçme