ÇİN'İ TANIMAK-3

Her ülkeyi kendi insanından tanımak gibisi yok! Hele bir de yetkili, etkili kişi olursa! Devlet görevlileri...

Her ülkeyi kendi insanından tanımak gibisi yok! Hele bir de yetkili, etkili kişi olursa!

Devlet görevlileri soğuk yüzlü olagelmiştir. Olumlu şeyler anlatırlar hep. Hiç falso vermezler. Ama dinlemek gerekir. Satır aralarında ipuçları vardır. Yakalanır.

Mustafa Balbay da öyle yapmış 'Çin'in Uzun Yürüyüşü'(*) adlı gezi kitabında.. Almış karşısına yetkiliyi. Adı, Zhang Kuojun. Görevi: Ekonomi Geliştirme Alanları Direktör Yardımcısı.

Balbay sormuş. Kuojun yanıtlamış.

M. B. : Ülkeniz dışarıdan şöyle görünüyor: Dünyanın dört bir yanından çok uluslu şirketler Çin'e geliyor. Çin yönetiminin belirlediği alanlarda yatırım yapıyor. Siz de onlara altyapı ve sorunsuz emek olanağı sağlıyorsunuz. Bunun adı sosyalizm mi kapitalizm mi?

Z. K. : Dünyaya açıldığımızdan beri, Çin'e kapitalizm geliyor diyorlar. Fakat Çin'e kapitalizm gelmiyor, kapitalistler geliyor. Onlar bize yol gösteriyor. Büyük bir fabrikanın nasıl kurulacağını, teknolojinin, altyapının nasıl hazırlanacağını gösteriyorlar. Fakat buradaki ekonomi için kapitalizm diyemezsiniz. Komünist Parti'nin etkinliği sürüyor. Onun büyük kontrolü var. Biz dünyanın gidişine baktık. Sadece kendi içimizdeki olanaklarla gelişmiş ülkelerin düzeyini yakalayamayacağımızı düşündük, belli bölgelerde deneme yapmaya karar verdik.

M. B. : O zaman bu sisteme kapitososyalizm diyebilir miyiz?

Z. K. : Hayır. Biz Çin'in gerçeklerine dayalı bir sosyalizm kuruyoruz. Dünyada sosyalist ülkelerin sayısı artınca Batı ne yaptı? Bazı sosyal adımlar atmak zorunda kaldı. Kapitalist ülkelerin işçileri haklarını elbette kendi mücadeleleriyle elde ettiler ama o ülkeleri yönetenler sosyalizm korkusuyla da hareket ettiler. Bu korku yüzünden sosyal devlet kavramını öne çıkardılar. Şimdi biz de kapitalizmin deneyimlerinden yararlanmaya çalışıyoruz. Hepsi bu. Nasıl ki 20. yüzyılın ikinci yarısında kapitalist ülkeler sosyalizmin eşitliğinden etkilenip sosyal adımlar atınca sosyalist olmadıysa biz de kapitalizmin deneyimlerinden yararlanmakla kapitalist olmayız. Çoğunluğu Çin'in doğu kesiminde olmak üzere dört temel ekonomiyi geliştirme bölgesi ilan ettik. Bu alanlarda dünyanın her tarafından yatırımcılar gelip fabrika kurabilir, üretim yapabilir. Buralarda oluşacak refahı tüm Çin'de paylaşacağız. Yani öncelikli kalkınma alanlarında her şey olacak da, öteki yerler bundan mahrum kalacak diye bir şey yok.

M. B. : En çok kafa yorduğunuz konu ne?

Z. K. : Refahı paylaşmak. Bunu çok dengeli ve sorunsuz götürmek zorundayız.

Çin'in yanıtlarını daha dikkatli okumalıyız…

_________

* Çin'in Uzun Yürüyüşü, Mustafa Balbay, Cumhuriyet Kitapları, Gezi, 3. Baskı, 2003, İstanbul, s: 16-19.

SÜRECEK

Bakmadan Geçme