ÇİN'İ TANIMAK-2
“Çin'i anlamak ZORUNLULUKTUR!” diye bitirmiştim ilk yazımı. Sürdürüyorum okumalarımı. Ayrıca İngilizce yayın yapan New China (Yeni...
'Çin'i anlamak ZORUNLULUKTUR!' diye bitirmiştim ilk yazımı. Sürdürüyorum okumalarımı. Ayrıca İngilizce yayın yapan New China (Yeni Çin), CGTN (Çin Küresel Televizyon Ağı-China Global Television Network) haber kanallarını izliyorum. Elbette Youtube aracılığıyla. Görselliğin etkisi daha fazla ama ben, okumanın yerini tutmayacağına inananlardanım çünkü SÖZ UÇAR YAZI KALIR!
Türkiye, Batılılaşma yolunda dil öğrenimini belirledi. Osmanlı saraylarında Fransızca vardı. 40'lı yıllardan sonra İngilizce girdi. Hem dilimize, hem kültürümüze, hem eğitimimize… Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki 16 devlet; sanki bizim kurduğumuz, kökenimiz olan devletler değildi. Dillerini bilmek, ırkçılıkla eşdeğerdi. Devlet olarak da 'Uygarlığın Doğduğu Doğu' yu ihmal etmiştik. Çin ile gelişen 'Win-Win / Kazan-Kazan' ticareti doğal olarak dilini-kültürünü, kısacası her bir şeyini anlamayı zorunlu kıldı ki Türkiye, Çin'in idari yapısındaki reformlarda katkısı olan bir iş ortağı.
Doç. Dr. Seriye Sezen, Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) –ne yazık ki, bu birikimli kurum AKP tarafından yok edildi- öğretim üyesi. 'Çin'in İkinci Uzun Yürüyüşü' adlı değerli eserini 'Çin Halk Cumhuriyeti'ne 1999, 2000 ve 2006 yıllarında yaptığı akademik veya resmi ziyaretler sırasındaki görüşmeleri ve gözlemlerinden de geniş ölçüde' yararlanarak yazmış. İlk kez 2012'de okumuştum. Ardından 10 günlük Çin gezisine katılmıştık eşimle. Şimdi yeniden ve daha özenlice ikinci kez okuyorum. Ve 'Çin'i Anlamak ZORUNLULUKTUR!'u yerine getiriyorum.
*****
Doç. Dr. Sezen; niye kitabına 'Çin'in İkinci Uzun Yürüyüşü'(*) adını veriyor? Çünkü; 'Çin'in 1930'lı yıllardaki 'uzun yürüyüşü', ülkenin sosyalizme yönelişinin bir simgesidir. 1970'li yılların sonundan itibaren kapitalizme yönelen ülke, birincisi kadar tarihsel öneme sahip ama ilkinin yöneldiği hedeften kopuşu simgeleyen ikinci bir uzun yürüyüş içindedir.'
*****
Çin'i (1930-1980/Sosyalizme Yöneliş) ve (1980-…./Kapitalizme Yöneliş-Çin Usulü Sosyalizmin İnşası) diye bölümlemenin yanlış olmadığını düşünüyorum.
*****
Doç. Dr. Sezen; 'Çin'de reform ve dışa açılma süreciyle birlikte, bazı evrensel kavramların, başına 'Çin usulü' sözcüklerinin eklenmesi yoluyla yerelleştirilmesi ve ona yerel bir kimlik ve boyut eklenmesi yaygındır. Örneğin, 'Çin usulü sosyalizm', 'Çin usulü demokrasi' gibi.' diye açıklıyor terimi. Bizde de 'Çin işi, Japon işi' ifadeleri kullanılır. Çoğunluk karmaşık, anlaşılması zor işlerin Çinliler-Japonlar tarafından kotarıldığı vurgulanır. Yer yer bizler onları anlayamayız gibi bir ön kabul de sezilir bu ifadeyle.
*****
Doç. Dr. Sezen son noktayı şöyle koyuyor:'…kuramsal temelleri ve uygulama siyasaları/araçları birbirinden farklı iki ideolojinin toplumsal ve ekonomik düzenini simgeleyen, bu bağlamda birbirini dışlayan 'sosyalist ekonomik düzen' ile 'kapitalist ekonomik düzen'i eşleştirerek, 'SOSYALİST PİYASA EKONOMİSİ' kavramını yaratan, uyguladıkları rejime bu adı veren ilk ülke Çin Halk Cumhuriyeti'dir (ÇHC).
Bu yeniden kavramsallaştırma ve adlandırma girişimi, aslında pragmatik (faydacı, yararcı) bir yaklaşımın ürünüdür ve Çin'in küreselleşmeye verdiği tepkinin ve yanıtın adlandırılması olarak görülmelidir.'
*****
Tıpkı iktisatçı Nazım Güvenç'in dediği gibi:'Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ekonomi Devleti Vizyonu O'nun devrinde büyük ölçüde ve başarıyla uygulanmış olduğu gibi; dünyada Singapur, Finlandiya, hatt Çin… bu anlamda bazı yanlarıyla ciddi, çok somut birer benzer uygulamalardır.'(**)
Üzerinde düşünmeye ne dersiniz?
11 Haziran 2020
________________
* Çin'in İkinci Uzun Yürüyüşü, Doç. Dr. Seriye Sezen, TODAİE, 1. Basım, Eylül-2009, Ankara, 476 Sayfa.
** Nazım Güvenç, Atatürk'ün Ekonomi Devleti Vizyonu, Anahtar Kitaplar Araştırma-İnceleme Dizisi, Birinci Basım,, Şubat-2018, İstanbul, 312 sayfa.
SÜRECEK