Ceylin Atik davasında karar duruşmasına doğru
Ödemiş’te 10 Haziran 2017 tarihinde kaybolduktan 3 gün sonra ailenin komşuları Serkan ve Şükriye T.’nin evinde...
Ödemiş'te 10 Haziran 2017 tarihinde kaybolduktan 3 gün sonra ailenin komşuları Serkan ve Şükriye T.'nin evinde çeyiz sandığı içerisinde cansız bedeni bulunan 10 yaşındaki Ceylin Atik'in ölümüyle ilgili Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 14. duruşmasından karar çıkmadı. Davada kararın 11 Ocak'taki 15. duruşmada çıkması bekleniyor.
Ceylin Atik'in öldürülmesi ile ilgili tutuklu yargılanan Serkan ve Şükriye T. çifti tutuklu bulundukları cezaevlerinden mahkemeye SEGBİS sistemiyle katıldı. Öldürülen Ceylin Atik'in ailesi ile cinayet zanlıları Serkan ve Şükriye T. çiftinin komşusu olan ve önceki duruşmalarda sürpriz tanık olarak ortaya çıkan Kemal Ç.'nin kızı Sinem Y. de 13. duruşmaya tanık olarak katıldı.
Sürpriz tanık dinlendi
Kemal Ç.'nin daha önceki duruşmalarda 'Kızı Sinem Y.'nin Şükriye T. ve Serkan T.'nin olay günü bir cismi bodruma indirip çıkardığını gördüğü' yönündeki ifadeleri Sinem Y.'ye soruldu.
Kemal Ç.'nin, ayrıca Serkan T.'nin yanında çalışan oğlunun iş kazası sonucu 125 bin lira tazminat aldığını ve bu paranın çalınmasından da yine Serkan T.'yi suçlayarak bu olayın cinayetle bağlantılı yönündeki iddiaları da kızı Sinem Y.'ye hatırlatıldı.
30 Mart'taki duruşmada olayın yaşandığı dönem binada kötü kokular hissettiği yönündeki ifadelerini yinelerken Sinem Y. babasının önceki duruşmalardaki ifadesini yalanladı. Sinem Y. herhangi bir cismi bodruma indirilip çıkarıldığını görmediğini söyledi. Sinem Y., 'Bir cismin bodruma indirilip çıkarılması ile ilgili babamın ifadelerini gazeteden okudum. Ben üst kattan aşağı bir cisim indirilip çıkarıldığını görmedim. Keşke babamın dediği o durumları görseydim de gelip anlatsaydım. Babamın böyle bir beyanda bulunma sebebini anlayamadım. Böyle bir durum olsa eşim, 'Anlatma' dese bile ayrılır gelir yine anlatırım' dedi.
Sanıklar SEGBİS aracılığıyla katıldı
Bu esnada sanık Serkan T. 'Suçsuz bir insanı yakmaya çalışıyorlar' diye seslendi. Atik ailesinin avukatlarından Gürol Uyan ise 'Bu sandığın bodruma indirilip çıkarılmasının görülmesi esasa etki etmez. Biz gerçeği aramak adına hareket ediyoruz' diye konuştu.
Kemal Ç.'nin evinden çalınan parayla ilgili Kemal Ç.'nin Serkan T.'ye husumet besleyip beslemediğinin sorulması üzerine Sinem Y., 'Böyle bir konuyla ilgili bilgim yok. Annem, Şükriye T.'ye paranın yerini söylediğini biliyorum' yanıtını verdi.
SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan sanıklardan Serkan T., 'SEGBİS aracılığıyla kendimi ifade edemiyorum. Aleyhime olan hususları kabul etmiyorum. Suçsuz yere buradayım' dedi.
Dede Mustafa Atik, 'Her şey meydanda, devletime güveniyorum' derken baba Murat Atik de 'İçimiz yanıyor, en ağır cezayı alsınlar' ifadelerini kullandı. Babaanne Ülkü Atik de sanıkların en ağır biçimde cezalandırılmasını istedi.
Savcılık tutukluluğun devamını istedi
Savcılık mütalaasında tutuklulukların devamını isterken, her iki sanık da bir sonraki duruşmada bizzat mahkeme huzurunda esas üzerinden savunma yapmak istediklerini talep etti. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı ise toplumda infial uyandıran bu davada sanıkların bizzat mahkemeye getirilmesinin güvenlik açısından da sıkıntı yaratabileceğine dikkati çekip sanıkların yargılama sürecinin uzaması adına kötü niyetli şekilde bizzat mahkemeye gelmek istediklerini öne sürdü ve bu talebin reddedilmesini istedi.
Sanık Serkan T. 'Yemin ederim ki olayla ilgim yok. Ben de niye yaptığını merak ediyorum. Ben o mesaj atıldığı saatte işyerindeydim' dedi.
SEGBİS üzerinden Şükriye T. ile yapılan görüşmede eşine, 'Neden yaptın?' diye sorduğunda 'Psikolojim bozuk' yanıtını aldığını açıklayan Serkan T. 'Olaydan 6 ay sonra ara mahkemeye bağlandığımızda ifadesi alınırken 'beni affet Serkan' diye ağladı. Buna bayan hkim şahittir' dedi.
Şükriye T. de olayın Serkan T.'nin zorlaması ile yaşandığını öne sürerek, 'En ağır cezayı verin bana. Ama ben bu işi Serkan T. ile birlikte yaptım. Kendisi bilir. Ben yaptım ama tek taraflı değil. Serkan'ın zorlamasıyla oldu. 'Borcum var aileden para isteyeceğiz, çocuğu boğacağız' dedi bana' diye konuştu. Şükriye T. ayrıca annesi Raziye Ö.'nün kesinlikle olayla ilgisinin olmadığını iddia etti.
11 Ocak'ta yeniden görülecek
Mahkeme heyeti davanın 11 Ocak 2019 günü saat 14.30'a ertelenmesine, sanıkların tutuklulukların devamına karar verdi. Ayrıca sanıkların esas hakkında ek savunmalarını SEGBİS ile değil bizzat mahkeme huzurunda vermelerine, yalan beyanda bulunmaktan Kemal Ç. hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Dede Mustafa Atik'in avukatı Gürol Uyan duruşma sonrası yaptığı açıklamada, 'Bir dahaki duruşma karar duruşması. Geçen geçtiğimiz duruşmada savcılık mütalaasında her iki sanığa birlikte iştirak halinde bu suçu işlediğini Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesi a, b ve e fıkralarına göre yani kendini savunamayacak bir çocuğu 'tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' suçlamasıyla her ikisinin birlikte aynı maddelerden kısaca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti. Bu duruşmada ise mahkeme heyeti sanıklar arasında yani başka bir suçu gizlemek için adam öldürmek suçlamasıyla ek savunma vermiştir.
Müvekkilim küçük Ceylin'in dedesi Mustafa'dan fidye alabilmek için bunu önceden tasarladıkları ve bunu gerçekleştirdiklerini ama her nedense çocuğu bu arada katlettikleri anlaşılıyor. Ortada bir mesaj var. Mesaj ile zaten ortaya çıkıyor. Kadının tek başına zaten böyle bir fiili düşünüp işlemesi, gerçekleştirmesi mümkün değil. Eşinin katkısı apaçık ortada, geldiğimiz aşamada ise sanık Serkan ısrarla kendini kurtarmaya yönelik davranıyor. Suçu gizlemek için çocuğu öldürdükleri de artık bize göre meydana çıkmıştır. Bir dahaki duruşmada sanıkların en ağır şekilde cezalandırılacaklarını, herhangi bir indirim olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ayrı ayrı cezalandırılacaklarını düşünüyoruz. Burada farklı bir durum var. Anneleri Raziye isimli kişi ise bu suçlardan değil, suçu ve suçluyu gizlemekten yargılanıyor. Yani anneleri de suç ve suçluyu gizlemekten cezalandırılacaktır. Çünkü küçük kızımızın cesedi Haziran ortasındaki yaz sıcaklarında iki gün sandık içinde kalıyor, ağır koku yayılıyor ve herkes apartmanda rahatsızlık duyuyor, hissediyor. Ama bu kadar. Hiçbir şekilde bunu bilmediğini söylüyor, bugünkü gibi bütün aile fertleri esasında olayı biliyor bizim kanaatimize göre. Davanın sonuna geldik, bir sürpriz olacağını düşünmüyoruz. Adaletin yerine geleceğine inancımız tamdır' diye konuştu.
Dede idam istedi
Dede Mustafa Atik ise adalet talebini yineleyerek, 'Keşke benim çocuğum yaşasaydı, ben isteseler yine yardım ederdim. Beni canlı canlı mezara koydular. Cumhurbaşkanımıza, Başbakan'a yıllardır yalvardım. İdam getirin hiç değilse bu çocuk katilleri bir daha gün göremesin. Böyle bir şey yapmaya kalkan caniler düşünsünler dedim. Tamam, onlar müebbet ceza alsın ama benim çocuğum geri gelecek mi? Ben Türk Yargısına güveniyorum. Bunlar hak ettikleri ağır cezaları alırlarsa benim kanayan yaram biraz hafifleyecek. Başka bir sözüm yok' dedi.
Olayın geçmişi
Ödemiş 50'nci Yıl Ortaokulu öğrencisi Ceylin Atik, 10 Haziran 2017 tarihinde, arkadaşlarıyla oynamak için Cumhuriyet Mahallesi'ndeki evlerinin önündeki Kazım Karabekir Parkı'na gitmiş, Ceylin'in uzun süre ortalıkta görünmemesi ve eve dönmemesi üzerine merak eden dedesi Mustafa ile babaannesi Ülkü Atik, çocuğun arkadaşlarına sormalarına, gidebileceği yerlere bakmalarına rağmen torunlarını bulunamaması üzerine Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidip, kayıp başvurusunda bulunmuşlardı.
Yakınları sosyal medyadan da Ceylin'in fotoğraflarını paylaşarak, bulunması için yardım istedi. Dede Mustafa Atik'in cep telefonuna, 'Polise haber vermeyin. Torununu öldürürüz' yazılı mesaj gelmesiyle, anne ve babası ayrı yaşadığı için dedesi ve babaannesiyle kalan Ceylin Atik'in kaçırıldığı anlaşılmış, Polis, dede Atik'e gelen mesajdan yola çıkarak, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatmıştı. İstihbarat çalışmasıyla Ceylin'in, en son parkın yakınındaki Şengül Sokak'ta bulunan apartmanın 4'üncü katında oturan komşuları oto tamircisi Serkan T. ve eşi Şükriye T.'nin evinde su içerken görüldüğünü belirlenmişti. Polisin operasyonuyla Serkan T. ile Şükriye T. ve onun halası Raziye Ö. yakalanıp, gözaltına alınmış, küçük kızın cansız bedeni de Türkmen çiftinin evinde bulunmuştu. Olay sonrası tutuklanan Şükriye T. ve eşi Serkan T. hakkında, 'çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, tutuksuz sanık Raziye Ö. hakkında ise 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Başar Uçar