Büyük fabrika
Başlığa bakıp belki için için “Hangi fabrikadan bahsedeceksin bize acaba?” diye derinden bir nefeslendiğini düşünüyorum. Haklısın...
Başlığa bakıp belki için için 'Hangi fabrikadan bahsedeceksin bize acaba?' diye derinden bir nefeslendiğini düşünüyorum. Haklısın ama bahsetmeye çalıştığım, doğanın ta kendisinden başka bir şey değil. Kimilerine göre Tanrı'nın bizzat kendisidir doğa denilen tabiat gerçeği …
Toprak, tabiatın sadece bir bölümü ve biz eşref-i mahlukat, topraktan geldiğimize ve yine toprağa döneceğimize inanırız. 'Benim sadık yarim' diye sevilen türkülere konu edilen de yine toprağın kendisidir.
Senede en az bir defa birkaç günlüğüne köy ortamında bulunmaya önem veriyorum. Şalvarı giyip ayağıma bedenimi ve ruhumu toprağın güvenilir kucağına bırakmayı seviyorum. Karpuz topladık, üzüm kestik ve yine tarlada dinlendik. Güneşin doğuşu ile batışını izleyebilmenin keyfini hangi kelimelerle size anlatayım inanın bilemiyorum. Yaklaşık bir hafta kitap-gazete kokusundan uzakta, tezek kokuları arasındaydım. Toprağı okudum, onunla kendi lisanıyla konuşmaya çabaladım. Traktöre bindim, ağaca tırmandım.
Çocuklar gibi şendim. Hatırıma şair Cahit Sıtkı Tarancı geldi. Okulda derslerinin bitiş zili çaldığında soluğu tabiatta aldığını, bir ağaç altına uzanıp gökyüzünü izleyerek şiirlerini yazdığını okuduğumdan bugüne benim için doğa, aynı zamanda bir ilham perisi, musesidir.
'Uçurtmam bulutlardan yüce, zıpzıplarım pırıl pırıldır…'
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Köyde-İz projesi ile İzmir'in ilçesi Ödemiş'te önemli iki projeyi hayata kazandıracağını açıkladı. Köyde-İz projesini herhangi bir parti ve ideoloji döngüsünde olmadan desteklemeliyiz diye düşünüyorum. Toprak, bizim en büyük hazinemiz… Bakınız bu gerçeğin idrakinde olan gençlerden İrem Tezcan, çok güzel bir projeye dahil olmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, 'Bizim için çok küçük olan bir duvar boyamasının çocuklarımızı ne kadar mutlu ettiğini gördük. İncir toplamaya, biber toplamaya gittik. Üretimin ne kadar önemli olduğunu gördük. Biz köye gelirken iz bırakmaya gelmiştik; bunu başardık ama Ödemiş-Gereli köylüleri, bizde en büyük izi bıraktı. Bu fırsatı sunduğu için İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne teşekkür ederim' dedi.
İbrahim Tan ise, 'Ben, hayatımda ilk defa hasada katıldım. Önümüze gelen peynirin, sütün değerini bilmiyormuşum. Çok büyük bir emek varmış. Biz buradan gitmek istemiyoruz' şeklinde konuşmuşlar.
Efendim, ben de Manisa-Salihli-Bahçecik köyündeydim. Ödemiş'in Gereli köyünde gençlerin açıklamalarına katılıyorum. Şehrin keşmekeşinden, tatil beldelerin şımarıklığından kaçıp köye sığınmanın derin huzurunu yaşadım. Köylere gidip oradaki yaşam koşullarını yakından takip edelim derim. Oralarda iz bırakmanın en güzel yolu; hasada katılmak, ürün toplamada bulunmak ve tarlanın kenarında kır sofrasında karpuz peynir ile ekmeğin emeğin değerini anlamak…
'Köylü, milletin efendisidir.'
Bunların da yanında eğitime gerçek anlamda katkı verebilmek istiyorsak gönüllü olarak hiçbir karşılık beklentisinde olmadan oradaki köy çocuklarına yatırım yapalım diye size tavsiyede bulunsam ne derdiniz? 'Aklını kendine sakla; önce sen önden seferber ol bakalım' diyorsanız 'Elimden geleni yapmaya gayret ediyorum' diyebilirim.
Evimizde okuduğumuz pek çok kitabı köylere götürüp oradaki sakinlerin de okumasına vesileler oluşturabiliriz. Bizim onlara olan katkımız kadar inanınız köy ahalisinin de bizi sarıp sarmaladığını göreceksiniz. Köyde aç ve açık kalmıyorsunuz. Büyük bir fabrikada işçileriz. Çalıştığımız, ürettiğimiz, ektiğimiz kadarına sahibiz. Dahası, canınızın sağlığı…
Başkan Soyer, Ödemiş Şehit Er Süleyman Özdemir İlkokul ve Ortaokulu'nda 'Gezici Kütüphane'nin de açılış kurdelesini kestiğinde ne kadar çok duygulandım. Projeyle özellikle sosyal ve kültürel açıdan imkanların kısıtlı olduğu bölgelerde çocuk, genç ve ebeveynlerin kişisel gelişimine katkı sunmayı hedeflediklerini belirterek, '7'den 70'e herkesin kitaba erişimini kolaylaştırmak ve kitap okuma alışkanlığını geliştirmek için kütüphanemiz köy yollarında olacak' dedi.
Etkinlikte çocuklara yazar İclal Dikici'nin kitapları armağan edildi. Gezici Kütüphane açılışına katılan yazar, çocuklar için kitaplarını imzaladı. İçinde 500 adet kitap bulunan iki adet Gezici Kütüphane, Ödemiş'in Gereli köyünden başlayarak köy köy dolaşacak. Gezici Kütüphane ile ulaşılan bölgelerde yurttaşlara tabletler ile internet erişimi, dijital kütüphanede araştırma, okuma hizmeti sunulacak. Kütüphaneye üye olan herkes 21 günlük periyotlarla ödünç kitap alabilecekmiş, bu haber de kalbimde sevinç çığlıkları attırdı.
Hatırıma yıllar önce Bursa'nın Cumalıkızık köyüne üniversite öğrencisiyken gittiğim günler geldi. Köyün hatırı sayılır büyüklerinden Abdurrahman Amca'nın, 'Evladım, ben okumayı okuyanı çok severim ancak artık gözlerim okuma yapacak sağlıkta değil. Size en güzel hediye kitaptır' diyerek odasındaki tüm kitapları bize armağan etmesini ve verirken de kıymetini siz bilirsiniz. 'Kitaplarım emin ellerde' dediğini hiç unutamadım. Pek çok köy çocuğuna burs vererek okuttuğunu, bayram günlerinde onlara yeni elbiseler aldığını da biliyorum. Her köye böylesine Abdurrahman Amcalar gerekiyor.
Sevgili okurum, 43 yaşımdayım. Anlattığım bu hatıra, 25 yıl öncesine ait. Beş yıl önce Abdurrahman Amca'nın vefat ettiğini öğrendim. Nice eserler bıraktı şu fani masal alemine… Allah razı olsun.
'İnsan ölür kalır eseri…'
Köyde yaşarken doğada hiçbir şeyin israf olmadığını söyleyebilirim. Diyelim ki yemek ve ekmek kaldı. Hemen sevimli dostlarımız hayvanlara nasip oluyor. Özellikle ben, karpuz ve kavun kabuklarını tavuklara veriyorum.
Köyden ayrılma vakti geldiğinde Köyde-İz Projesinin bir parçası olduğumu düşündüm. Bu duygu bile yüreğime inşirah, mutluluk verdi. Köylerimiz bizim sevgimizi ve ilgimizi bekliyor, anlaştık mı sevgili okurum?