BUGÜNÜN HESABI
İnceden inceye bir sızısın yüreğimde. Kırılanı yapıştıramayan ben baş edemiyorum bu mevsimle. Naif duyguların hırpalandığı hoyrat...
İnceden inceye bir sızısın yüreğimde. Kırılanı yapıştıramayan ben baş edemiyorum bu mevsimle. Naif duyguların hırpalandığı hoyrat rüzgrlara tutulmuş gibi belleğim. Tutunmaya çalıştığı her ne varsa ruhumun sarsılmış temelinden. Tutmaya fırsat vermeyen rüzgr da cabası. Nicedir ötelediklerini tek tek önüne çıkaran mevsim bu kadar yıpratıcı olmak zorunda mısın? Bu kadar yıkıcı olmak yakışıyor mu sana? Güçlendirmek için mi bu tavrın? Amacın ne bilmiyorum ama ben bu tavrını sevmedim hiç. Bunu da bil e mi! Yıpratmak, aşındırmak, örselemek çok kolay. Kolay olanı seçiyorsun sen de. Yaptın yapacağını, yıktın yine. Tarumar eyledin. Bir de nasıl toparlanacağını da öğretsen şu viran gönlü.
Ne vardı şimdi baharda, çiçek çiçek büyümüş o mevsimde, güzel duyguların sarmalında mest olsaydık. Yumuşacık meltemleri hissetseydik tüm ruhumuzla. Özümseyiverseydik o çeşit çeşit rayihayı. Ayrılmak istemeseydik bu atmosferden. Dilimizde tatlı bir melodi, üzerimizde uçuşan kıyafetler, her anında farklı bir şarkının sözlerini fısıldayan zamanın kucağında salınsaydık. Tadına doyamadığımız muhabbetler yapsaydık. İnsanca, insana yakışırcasına. Samimiyetin, sevginin harcını karıverseydik ılıcık yağmurlarında. Umuda dursaydı gönüllerimiz. Güzelliklere bel bağlasaydı yarınlarımız. Bu ayaza kesmiş halleri yaşamasaydı dimağımız. Nefes almak, almak kadar verebilmek ne kadar güzel. İçimize çektiğimizle üşümeseydi bedenimiz. Titremeseydi ellerimiz. Yarım kalmasaydı beklentilerimiz.
Ama bil ki hiçbir şey kalıcı değil. Sen de geçicisin. Ve sana da yr olmayacak bu zaman. Sana da kalmayacak meydan. Sonsuza kadar devam etmediğine göre hiçbir şey sen de işlevin bitince meydanı terk edeceksin. Bak bakalım geriye o zaman nasıl anılıyorsun? Nasıl hatırlanıyorsun? Bugünün hesabını yarınlar kesecek nihayetinde. Vereceğin hesabı sen düşün artık.
şıp şıp şıp
tekrarlıyor kendini ses
deliyor sessizliği
ahenk
değil
tırmalıyor kulakları
kaçırıyor huzuru
kaçıncı uykusuz gece
kaçıncı devralış karanlığı
yılmıyor
yıldırıyor
ayaza kesmiş damlarında
zorlanıyor serçe
ellerinden tutuyor gecenin yıldızlar
yitiyor içinde zamanın