“Bu yıl patates tarlada kalacak”
Üst üste kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgeleri hakkında önemli bir itiraz geldi. Ziraat...
Üst üste kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgeleri hakkında önemli bir itiraz geldi. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tevfik Türk, bu bölgelerin kurucuları arasında halkın olmadığına ve sadece büyük şirketlere avantaj sağlayacağına dikkat çekti. Proje uygulamasıyla zaten zor durumda olan çiftçinin daha da ezileceğini açıklayan Türk, 'Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul olacak. Hatta birçok küçük çiftçi batacak' dedi.
Tarım Bakanlığı, İzmir'in Dikili, Kınık ve Bayındır ilçelerinde Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgeleri (TDSOSB) kurulması çalışmalarına hız kazandırdı. Söz konusu bölgede bütün altyapı hizmetleri TDSOSB yönetimi aracılığıyla yapılacak. Sanayi parseli talepleri en az 3000 metrekare, üretici sera parseli talepleri en az 25 bin metrekare olmak zorunda.
Tesisler, jeotermal, güneş, rüzgar ve biyogaz gibi sürdürülebilir ve yenilebilir enerji kaynaklarına sahip olacak. Bölgede yer alacak şirketler Katma Değer Vergisi'nden de muaf tutulacak. Ekonomik yapı ve sosyal dokunun en önemli dinamiklerinden olan çiftçiler, TDİOSB'ler nedeniyle bir hayli kaygılı.
'Bakkalın yanına hipermarket koymak gibi'
Uygulamayı 'çiftçinin kalbine hançer saplamak' diye nitelendiren Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tevfik Türk, bu görüşünün sebeplerini şöyle açıklıyor: 'Zaten düşük faizli, Hazine garantili kredilerden tüzel kişiliği olanlar yani büyük şirketler yararlanabilirken, küçük çiftçi faydalanamıyor. Bu bölgelerde vergi muafiyeti, altyapı, endüstriyel tarım teknolojisi gibi bütün teşvik ve ayrıcalıklar büyük sermayeye tanınıyor.
Küçük çiftçi ve aile işletmelerinin bu bölgelerden yararlanabilmesi mümkün değil çünkü bölgede yer alabilmek için yaklaşık 9.5 milyon lira vermeniz gerekiyor. Hangi çiftçimiz 9.5 milyon lira verebilir? Üstelik bu, Şubat ayı fiyatı. Kooperatifler de burada yer alma gücüne sahip değil. Şu anda İzmir'de en güçlü olan Tire Süt Kooperatifi'nin bile bu bölgelere girme imkanı yok.
Bu bölgeler, bakkalın yanına hipermarket koymaya benziyor. Zira küçük çiftçinin rekabet gücü kalmayacak. Fırsat eşitliği yok. Sonuçta alıcı küçük çiftçiyi değil, tonlarca üretim yapabilen büyük şirketlerin sağlayacağı avantajlı fiyatı olan ürünleri tercih edecektir. Çiftçi yüzde 100 olumsuz etkilenecek, ürünlerini pazarlamada büyük problemler yaşayacak.
'Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul'
Bu bölgelerin amacı, şirket politikaları ve çıkarlarına yönelik. Tarımda ekilecek ürünleri, fiyat ve arz politikalarını şirketler planlıyor, devletin bir üretim planlaması yok. Örneğin, bu yıl patates ekimi yapılamayacak, ekenlerin ürünü tarlada kalacak çünkü şirketler, pandemi nedeniyle 2020 yılında fazlasıyla patates stokladılar. Şimdi şirketler ihracatı kapattılar, 2021 yılı için patates alım sözleşmesi yapmıyorlar çünkü depolarında geçen yılın patatesleri var, bu yıl onları satacaklar. Bu örnekler çoğalacak.
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri nedeniyle büyük şirketler gücüne güç katacak, küçük üretici ezilecek. Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul olacak. Çiftçi; çaresizliğe düştükçe evini, tarlasını ipotek ettirmek zorunda kalacak, hatta birçoğu iflas edecek. Halbuki tarım piyasasının dinamiğini tutan, pazara sürekli mal vererek fiyat dengesini sağlayan küçük çiftçidir. Bu bölgeleri kurarken küçük üreticiyi unutmamak gerekirdi.'
Özcan Çetin