Bir dua yeter
Bir dua yeter. Yeter ki bed olmasın. Öyle anlarımız oluyor ki sadece manevi desteğe ihtiyaç duyuyoruz...
Bir dua yeter. Yeter ki bed olmasın. Öyle anlarımız oluyor ki sadece manevi desteğe ihtiyaç duyuyoruz ve başkalarının bizim için iyi niyetlerle temennilerde bulunduğunu bilmek bizi rahatlatabiliyor, moralimizi yükseltebiliyor. O zor demlerde zorluğu göğüslememizde destekçimiz olabiliyor.
Zamanın yorgun, yüreğin yorgun, dimağın yorgun olduğu demlerden söz ediyorum. Lafzın sustuğu, kelimelerin ifade etmeye yetmediği demler. Gücümüzü yetiremediğimiz, üzüntünün gözlerimize hücum ettiği zamanlar. Kalbin de yüreğin de mıh gibi çakılıp kaldığı süreçler. Böylesi durumlarda ne sırtını dönüp gidebilirsin ne ardında bırakabilirsin içinde olduğun durumu. Varsa kalemin belki yazabilirsin takatin yettiğince. Yoksa gözlerinde yüklenir sözcükler, gözlerinde anlam bulur kelimeler, cümleler, söylenemeyenler.
Özellikle sağlıkla ilgili meselelerimizde, sürecin nasıl devam edeceğini önceden kestiremediğimiz durumlarda kendimizi yetersiz, eli kolu bağlı kalmış hissedebiliyoruz. Yaşadığımız yoğun duygular desteklenme ihtiyacımızı çoğaltabiliyor. Ne mutlu bize böylesi durumlarda yürekten destekleyenlerimiz varsa.
Bazen de hiç olmayacak bir gelişme, yaşanılan bir olay yüzünden haksız yere insanlar bizi üzebiliyor. Oysa ki hepimiz bu dünyadan sadece geçiyoruz, kalıcı değiliz. Biraz konaklamak için varsak burada neden bu kadar çekişme, didişme, hesap peşinde olma? Bu hayatta üzenlerin üzüldüğü zamanlar da gelecektir mutlaka. Yapılan haksızlıklar karşılıksız kalmayacaktır. 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste' demişler. Ne üzenler baki ne de üzüntü duyulan konular. Akışta görmek mümkün sonuçları. Elbette üzüntülü zamanları sağlıklı geçirebilirsek.
değiştiremiyorsan
değişme
bırakmak oluruna
oluru bulmak
farkına varmak
üflemeden balonu
ucuz değil
hak etmeyene harcama
hayatı
'dünyayı değiştiremiyorsan, dünyanı değiştir' demişler.