Bademye mi Bademli mi?

Uzun bir aradan sonra asıl alanım olan tarih bilimine bodoslama bir giriş yapmak istedim. Araştırmalarımın kısıtlı...

Uzun bir aradan sonra asıl alanım olan tarih bilimine bodoslama bir giriş yapmak istedim. Araştırmalarımın kısıtlı kaldığı zaman diliminde epeyce zaman aklıma takılmış olan bir konu vardı ve ben de bu konu ile ilgili olarak yaptığım araştırmayı sizinle paylaşmak istiyorum.

Küçük Menderes Ovası, tarım arazilerinin ve bol su kaynaklarının varlığı ile tarih öncesi devirlerden günümüze kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olma özelliği gösteriyor. Hal böyle olunca her gelen uygarlık, kendi kültürü ve inancı gereği yörede bulunan yerleşim merkezlerine farklı isimler vermek ihtiyacı duymuş ve ortaya kocaman bir anlam karmaşası çıkmış. İşte 'Bademli' de bunlardan sadece bir tanesi. İlk başta dikkatimi çekmesinin sebebi ise yöre halkının aslında ismi Bademli olan yerleşim merkezine 'Bademye' demesi oldu. 'Yahu ismi Bademli, neden Bademye diyorlar acaba?' demekten kendimi alamadım ve yine araştırmacı kişiliğimin kurbanı oldum.

Efendim, özetlemek gerekirse Potamia kelimesinden Bademli kelimesine gelen bir serüveni var bu yemyeşil yerleşim merkezinin. İlk olarak 1939 yılında bir tablet bulunuyor Bademli'de bir çiftçinin tarlasında. Yöre, eski uygarlıklara ev sahipliği yaptığı için o dönemin izlerini taşıyor tablet. Tuhaf olan kısmı ise 'Potamia' şeklinde bahsediliyor bu günkü Bademli'den. Araştırmacılar, kelimenin anlamını inceleyip buluyorlar. 'Po' sözcüğü, eskiden bu coğrafyada yaşamış olan Ön-Asya Türklerine ait bir sözcük ve anlamı nehir, dere şeklinde ifade ediliyor. Yine '-ia' eki de sahiplik ekine karşılık geliyor. Yani Potamia kelimesi ile anlatılmak istenen aslında 'Irmağın aktığı yer, yurt, ırmak yurdu' olması ve yine araştırmalar gösteriyor ki o dönemlerde 10'dan fazla ırmak varmış Bademli'de. Hatta o dönemlerde sadece iki ırmağın üstünde yer alan 17 su değirmeninden bile bahsediliyor.

12. ve 13. yüzyıllarda Potamia ismi, yerini yavaş yavaş Bodamya kelimesine bırakmaya başlıyor. Aydınoğulları Beyliği dönemindeki kaynaklarda 'Bodamya' ismine rastlamak mümkün. Osmanlı tahrir defterlerinde ise Budamya kelimesine dönüştüğü gerçeği karşımıza çıkıyor. Hemen ardından Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde 'Bademiye' biçimde kullandığı biliniyor.

1820'lerde Osmanlı kayıt defterlerinde Aydın Livası'na bağlı yerler arasında 'Bademiye mend' şeklinde kullanılmış olması, Bademli kelimesinin günümüzdeki anlamına da karşılık gelmeye başlıyor çünkü Farsça bir ek olan '-mend' bir sıfat olup eklendiği kelimeye '-li' anlamı katıyor. Böylece Osmanlı kaydında geçen kelime, tam olarak 'Bademiyeli' manasına geliyor.

Bademiyeli kelimesi, uzun zaman kullanılınca dilin aşınması ile birlikte Bademiye şeklini alıyor. Son olarak 1960'lı yıllarda 'Bademli' adı verilerek son hali almış oluyor.

Şöyle bir incelersek tarih öncesi devirlerden bu zamana kadar bir kelimenin uğramış olduğu değişikliklere değinmiş olduk. 'Dil, canlıdır' derler. Bunun en canlı örneğini sanırım hep birlikte gördük. Bir kelimenin başına daha neler gelebilirdi ki? Ama oldukça isim değiştirmiş olsa da hala eskiyi anımsatan söyleniş biçimi değişmemiş. Anlatmak istediğim, eski adı hafızalardan silinse de dilden bir türlü gitmiyor.

Bakmadan Geçme