Ayak kırmak…
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, geçtiğimiz günlerde Ankara'da düzenlenen Genel Güvenlik ve Uyuşturucu İle Mücadele Toplantısı'nda...
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, geçtiğimiz günlerde Ankara'da düzenlenen Genel Güvenlik ve Uyuşturucu İle Mücadele Toplantısı'nda 'Bir uyuşturucu satıcısını gördüğünde, beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir. Suçunu bana atsın. Bunun cezası neyse, 5 yıl içeride yatmaksa yatarız, 10 yıl içeride yatmaksa yatarız, 20 yıl içeride yatmaksa yatarız. Ben bir 1.5 yıldır bu talimatı veriyorum arkadaşlara. Bulduğunuz zaman gereğini yerine getirin' demiş.
Haberi duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Yasalar, tüzükler ve yönetmelikler belli iken; hukuk devletinde bir İçişleri Bakanı nasıl olur da böyle bir konuşma yapar, nasıl olur da bu sözleri söyler, hayrete düştüm. Hemen internetten konuşma metnini aradım, buldum… Haber doğru idi… Sayın bakan aynen böyle söylemiş.
Polis teşkilatı, devletin temel kurumlarından biridir. Polislerimiz, görevlerini 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'na göre yaparlar. Bu yasaya göre polislerimizin genel güvenlikle ilgili iki temel görevleri vardır. Birincisi; kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmayan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önlem almak, ikincisi ise işlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmaktır.
'Kamu düzeninden ve kamu güvenliğinden sorumlu olan polis, amirinden aldığı emri kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar ederse ve bu emri yazılı olarak yenilerse emir yerine getirilir. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilmez, yerine getirenler sorumluluktan kurtulamaz.'
Kanun böyle emrederken emniyet teşkilatının en yetkili kişisi, İçişleri Bakanı'nın yaptığı konuşma, doğru olmamıştır. Sayın Bakan, belki uyuşturucu ile mücadeleye verdikleri önemi pekiştirmek için böyle bir laf etmiştir ama bu da sakıncalıdır. Deneyimli polislerimiz böyle bir şeyin görevleri olmadığını, hangi durumlarda kuvvet kullanacaklarını çok iyi bilmekte iken görevine yeni başlamış genç bir polisimizin bakanın dediği gibi daha suçu sabit olmadan, uyuşturucu satıcısı sandığı ya da olduğunu düşündüğü bir kişinin ayağını kırmaya kalkması ne polisimizi ne de bu talimatı veren İçişleri Bakanı'nı sorumluluktan kurtarmaz.
Hukuk devletinde suç işleyenlerin nasıl yakalanacağı, nasıl yargılanacağı, cezalarını nasıl çekecekleri bellidir. Bir bakanın veya başka bir yetkilinin kendine göre 'vurun, kırın' demesi hukuk devleti ile, demokrasi ile bağdaşmaz.
Sayın Bakan'ın bu ilk hatası değildir. Geçtiğimiz günlerde ana muhalefet partisi genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na da 'Bittin sen' diyerek tehdit içeren bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma da toplumdan tepki almıştır. Sayın Bakan'ın üslubu biraz sertçedir. Siyasi nezaketle, hukukla bağdaşmamaktadır. Demokrat Parti Genel Başkanı iken de böyle konuşmalar yapan Sayın Bakan'ın AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan için söyledikleri de halen hafızalardan ve sosyal medyadan silinmemiştir.
Siyasetle ilgili kişilerin, hele hele İçişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir görevde bulunan kişilerin söylemlerinde ve eylemlerinde daha dikkatli, özenli olmalarında yarar vardır. Toplum, yaşadığı sosyal ve ekonomik sorunlardan dolayı yeterince sıkıntılıdır. Siyasilerin, toplum önderlerinin, bu açıdan da bakıldığında toplumu gerecek konuşmalardan, davranışlardan kaçınmaları gerekmektedir.