Atatürk'ü anlamak
Büyük kurucu Atatürk’ün cumhuriyetin ilanıyla birlikte izlediği ekonomik yol irdelendiğinde ilk olarak karşımıza I. Dünya Savaşı...
Büyük kurucu Atatürk'ün cumhuriyetin ilanıyla birlikte izlediği ekonomik yol irdelendiğinde ilk olarak karşımıza I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa'nın mağlup devletleri kadar galip devletlerini de sarsan büyük ekonomik bunalımlar çıkar. Atatürk, İzmir İktisat Kongresi'nde ülkeyi, 'fiilen mahrum-ı istikll' (1) olarak niteler. Tarih: 17 Şubat 1923, henüz cumhuriyet ilan edilmemiş, ülke yönetiminde söz sahibi TBMM Hükümeti.
Savaş kazanılmış ama henüz tam anlamıyla ülke sınırları çizilmemiş, İzmir yangınının külleri imbatla yıkık duvarlardan, kırık pencerelerden içeri dolmakta. Bebeler ilaçsızlıktan, bakımsızlıktan, sıtmadan, trahomdan ölmekte.
Osmanlı'dan devralınan büyük enkazı kaldırma gücü ve isteği, ne yurttaşlarda ne ülke yönetimine soyunanlarda var. 'Hasta Adam' Osmanlı'yı yok etme girişimleri kursaklarında kalan Batılı emperyalist devletler, savaşarak küçülen ama onurundan ödün vermeyen bir ülkenin önderinin çevresinde toplanmış bir avuç idealistin atacağı adımları pür dikkat izlemekte. Ülkenin o acılı, yoksul günlerinde Atatürk'ün en yakınında yer alan İsmet İnönü, bakın o günlerdeki yöneticilerin ruh durumunu nasıl anlatıyor: 'Biz, Anadolu'da devleti idare etmeye çalışanlar, kesin olarak Ankara'da kalıp devletin ihtiyaçlarını temin etmeye mecbur olduğumuz ve buna muktedir bulunduğumuz kanaatindeydik. Fakat 1923 Türkiye'sinin idaresini elimize aldığımız zaman, bugün de arzu edileceği gibi senelere şamil ve her meseleyi kapsayan bir geniş plan hazırlanmış ve sistematik bir surette tatbik edilmiş değildir. Ne kadar eksik farz olunursa olunsun gerçek budur. Meseleler, önemleri ve etkileri oranında kendilerini birer birer hallettirmişler ve halk, ihtiyaç içinde çırpınan bir idareye yapılacak işleri birer birer göstererek kabul ettirmiştir.' (2)
Öyle ya, kaynaklar da gösteriyor ki, ülkenin bağımsız bir konuma gelebilmesi, ancak ve ancak ekonomik olarak güçlenmesine bağlıydı. Ancak onun önünde de Düyun-u Umumiye, kapitülasyonlar, Tütün Rejisi, yabancılara vergi ödeme ve adli kavuşturmada kolaylık sağlanması gibi Osmanlı'dan kalıt ağır ayrıcalıklar vardı. Ülke, zaten yaşadığı büyük savaş felaketiyle yerle yeksan olmuş bir durumdaydı. Doğunun batıdan, kuzeyin güneyden haberi yoktu. Ülkenin ulaşım olanakları yok denecek düzeyde, olanlar da çok kötüydü. Bu durumu İsmet İnönü şöyle anlatır: '… memleket, fiziksel bir bütünlük içinde değildi. Her tarafın birbiri ile irtibatlı olduğu bir bütünlük yoktu. Her mevsimde memleket içinde dolaşamıyorduk. Demiryolu yapılmadan memleketin ne emniyetinin, ne idaresinin bütünlüğünü sağlayamayacağımız kanaati sarsılmaz bir haldeydi.' (3)
Atatürk, ülke kalkınması için ve yok denecek düzeyde olan yerli sermayeyi güçlendirme adına atılacak adımların belirleneceği İzmir İktisat Kongresi'nde alınan ilke kararlarının uygulanması için hükümetlere zaman zaman direktifler vererek yol gösteriyordu. Onun dileği ve hedefi, 'Hepimizin arzusudur ki, …memleketimize zenginler memleketi… çalışanlar diyarı denilsin… siyasi, askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun iktisadi muvaffakiyetlerle tetviç edilmezse (taçlandırılmazsa) husule gelen zaferler payidar olamaz… Yeni Türkiye'mizi layık olduğu mertebeye isal (ulaştırmak) için behemehl (mutlaka) iktisadiyatımıza birinci derecede ehemmiyet vermek zorundayız.' (4)
Cumhuriyetle birlikte başlayan ekonomik kalkınma yolunda Marksist ekonomik modeli önerenler olduğu gibi liberal ekonomiyi savunanlar da vardı. Ancak Marksist modeli önerenler, haklı olarak soruyordu; 'Kurtuluş Savaşı, Sovyetlerin yakın desteği ile Batılı emperyalist devletlere karşı kazanılmamış mıydı?'
Kimi tarihçiler, 1921 Anayasası'nda bu grubun etkisi olduğunu belirtir. Ancak 1924'te hazırlanan Teşkilat-ı Esasiye Yasası, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin Batı'ya dönük demokratik ve laik bir devlet olduğunu ortaya koyar.
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı yaptığı 1923'ten 1938'e kadar geçen 15 yıllık dönemde gerçekleşen ekonomik hareketleri tarihçiler iki bölümde ele alır:
√ 1924-31: Karma ekonomi
√ 1931-38: Devletçilik
İlk dönemde Osmanlı'nın uzantısı Aşar Vergisi kaldırılmış, devlet bütçesinin denkliğine önem verilmiş, dış borç almaktan çekinilmiştir. Yine bu dönemde 1630 kilometre demiryolu yapılmış, deniz ticaret filosunun tonajı, 1923'te 34.902'den 1931'de 101.924 tonilatoya yükseltilmiştir. İş Bankası, Sanayi ve Maadin Bankası, şeker fabrikaları kurulmuştur. Çiftçinin güçlendirilmesi amacıyla Ziraat Bankası'nın kredi olanakları genişletilmiş, deneme, tohum ıslah istasyonları, fidanlıklar, devlet üretme çiftlikleri kurulmuş, topraksız köylüye toprak dağıtılmıştır.
İkinci döneme damgasını vuran en önemli olay, 1929 dünya ekonomik krizidir. Krizin etkilerinin yanı sıra halkın yaşadığı ekonomik hoşnutsuzluklar çok partili yaşama geçişte kurulan Serbest Fırka'nın bazı belediyelerde başarı kazanması hükümeti tedirgin etmiş; bunun üzerine istenen sanayi hamlesinin ancak devlet eliyle gerçekleşeceğine inananların çabasıyla devletçilik anlayışı, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın altı ilkesinden biri olarak parti programına alınmıştır. Ancak CHF devletçiliği, sosyalist görüşün aksine ülke koşullarına uyarlanan bir anlayıştır.
Bu dönemin önemli ekonomik atılımlarının başında yabancıların imtiyaz sahibi olduğu tüm demiryolu hatlarının devletleştirilmesi gelir. 1934'de I. Beş Yıllık Sanayi Planı kabul edilir. Denk bütçe ve sağlam para politikası sürdürülür. Türk Parasını Koruma Yasası'yla birçok malın dışalımı yasaklanır. Tarımda çiftçi desteği sürdürülür.
Sonuç olarak; 15 yıllık Atatürk Türkiye'si, enflasyon nedir bilmeyen, dış borcunu ödeyen, ulaşım ve sanayi çabalarını güç koşullara karşın sürdüren, hızla gelişen bir ülke konumuna yükselmiştir.
Atatürk, ekonomik reformların tamamlayıcısı olarak gördüğü sosyal, kültürel ve eğitim alanındaki devrimleri ile çağdaş Türkiye'nin mimarı olarak bugün kimi çevrelerce unutturulmaya, karalanmaya çalışılsa da unutulmayacaktır. Yeter ki, onu anlama çabamızı sürdürelim.
Dipnotlar
1.Çağdaş Düşüncenin Işığında Atatürk, (toplu kitap), Atatürk Döneminde Türkiye Ekonomisi, Ord. Prof. Dr. Ömer Celal Sarc, s. 337- 378, Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı Yayınları, 1. Basım 1983, İstanbul.
2.İsmet İnönü Hatıralar, 2. Kitap, s. 257, Bilgi Yayınevi, 1. Basım 1987, Ankara.
3.a.g.y. 258.
4.Çağdaş Düşüncenin Işığında Atatürk, (toplu kitap), Atatürk Döneminde Türkiye Ekonomisi, Ord. Prof. Dr. Ömer Celal Sarc, s. 337- 378, Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı Yayınları, 1. Basım 1983, İstanbul.