Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok!

İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1990 yılında bitirdikten üç beş ay sonra Kırıkkale'de öğretmenlik...

İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1990 yılında bitirdikten üç beş ay sonra Kırıkkale'de öğretmenlik görevime başladım. O yıllar okulu bitirenler, üç beş ay içinde atanıyordu. Stajyerlik ve askerlikten sonra yine Kırıkkale'de devam. Görev yaptığım yer Sulakyurt, Kırıkkale'ye bir saat uzaklıkta, örnek göstermek gerekirse Çaylı büyüklüğünde bir ilçe idi.

O yıllar ilçeye bir sağlık meslek lisesi açıldı ki yerel siyasi kişiliklerin değmeyin keyfine. Hepsi de hizmetin kendileri tarafından getirildiğini övüne övüne anlatmayı bitiremiyorlardı. Okulun açılması, siyaseten olduğu için haklılardı övünmekte!

İlçenin dersine iyi çalışan öğrencileri, ağırlıklı olarak bu yeni açılan sağlık meslek lisesine kayıt yaptırıyordu. Bizim lise, ilçenin ikinci sınıf lisesi olmuştu. Sağlık meslek lisesi öğrencileri de mezun olur olmaz hemen mesleğe atılacak olmanın sevincini yaşıyordu.

Sonra zorunlu hizmet görevi nedeniyle tayinim Zonguldak'a çıktı. Kozlu Lisesi. Kozlu, merkeze bağlı büyük bir ilçe idi ve büyük bir lisesi vardı. O yıllarda da Süper Lise tartışmaları hakimdi. Okulların süper öğrencileri süper sınıflarda okuyacak, projeye göre akademik başarı da artacaktı.

Evlendim, Ödemiş'e geldim. İmam Hatip Lisesi'nin ardından Ödemiş'in tek düz lisesi olan Ödemiş Lisesi. İlçemizin tek lisesi şişince Prof. Dr. Muzaffer Kula Lisesi açıldı. Böylece eski tek düz lisenin yükü azaldı.

Yanılmıyorsam 1996 yılında da Hulusi Uçaçelik Anadolu Lisesi açılmıştı.

Açılış yıllarını tam yazamayacağım; Öğretmen Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi ve Fen Lisesi.

Hepsi de büyük müjdelerle açıldı. Bu müjdeli haberler, gazetemizin arşivlerinde duruyor. Öğretmen Lisesi ile Fen Lisesi, açılış yıllarının ardından bina sorunları ile uğraştı.

Şimdi elimizde sınavla girilen bir Fen Lisesi ve nitelikli İmam Hatip Lisesi var. Sistem sürekli değiştiği için SBS, OKS, LYS derken uzatmayalım, geldik 2018'e.

Kırıkkale'de görev yaparken kredili sisteme geçme tartışmaları vardı. Yanlış hatırlamıyorsam okullara üç yıllık geçiş süreci hakkı tanınmış, yeni sisteme bir an önce geçilmesi talimatı verilmişti.

Bizim okulun altyapısı ve öğretmen sayısı yeterli olmadığı, yeni sisteme adapte olmakta zorlandığımız için geçişte sıkıntı yaşadık. Hop bir müfettiş ordusu ve fırça üstüne fırça: Efendim biz kim oluyormuşuz da geçmekte direniyormuşuz!

Sistemin müjde ile kaldırılıp müjde ile başka bir sistemin uygulamaya konduğunu şimdi gülümseyerek hatırlıyorum. Şimdi o bize fırça atan müfettiş ne yapıyor bilemiyorum ama tam bir trajikomik hikaye idi.

2018 öncesinde de sınavın kaldırılacağı ve öğrencilerin mahallelerindeki liselerde eğitim göreceği yazıldı çizildi. O da olmadı. Şimdi gazeteler 'LGS lise yerleştirme sonuçları ne zaman?' gibi soruların yanıtlarını vermeye çalışıyor.

Ortaokul puanı ile girilen Anadolu liselerinin kontenjanları düşürüldüğü için öğrenciler gitmek istemese de imam hatip ve meslek liselerine yönlendiriliyor.

Ödemiş'te üç meslek lisesi, iki imam hatip lisesi var. İki imam hatip lisesinin yanında imam hatip ortaokulu var. İmam hatipte kız ve erkek okulları ayrı yerlerde.

Lise tercih işlemlerini gerçekleştiren fakat istedikleri liseye yerleşemeyen ya da boşta kalan öğrenciler ve velileri telaş içinde; lise nakil tercih dönemlerini kovalıyorlar. Nakil dönemi için en önemli konulardan biri boş kontenjanlar olurken yerleştirmeye esas birinci nakil dönemi için tercihler, geçtiğimiz cuma günü doldu. Eylül ayına kadar sürecek bu tercih ve nakiller.

Yeni sistemde yerleştirme konusunu çoğu öğretmen gibi veliler de tam olarak bilmiyor. Telaş ve kaygı hakim. Anadolu liselerinin kontenjanlarının arttırılması isteniyor.

Rehberlik öğretmenleri ortaokullarda lise tercihi, liselerde de üniversite tercihi için görevde.

Velhasıl velilerin işi zor… Meseleyi burada ayrıntılı açıklamak çok zor.

Yeni bakandan beklentiler var. İşinin kolay olmadığını hepimiz biliyoruz.

Peki ne yapmalı da ülkemizin eğitim meselesini köklü bir çözüme kavuşturmalıyız.

Ben, öteden beri şunu savunuyorum: Eğitim sistemi, siyasetin kıskacından çıkarılmalı ve eğitim örgütleri ile baş başa verip geleceğimizi şekillendirmeliyiz.

Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok!

Peki 'Ne olacak bu TL, Dolar ve dövizin hali?' derseniz orada da durum farklı değil. Ama o da bizim uzmanlık alanımız değil.

Bakmadan Geçme