Alev Coşkun ile yapılan söyleşimiz-2

Ü: Gazetemizin başyazarı merhum Mustafa Erdal'ın 'Toplu İğne' adını verdiği yazıları vardı. Birilerini uyandırmak için iğneyi batırırdı. Siz de bazı koltuk sevdalısı sözde Cumhuriyetçilere iğneyi batırır mısınız?

A: Mustafa Erdal, Ödemiş'in yetiştirdiği önemli bir gazeteciydi. 'Toplu İğne' adını taşıyan yazıları, aynı zamanda düşündürücü nitelikteydi. Benim için layık olmadığım derecede övücü yazılar yazmıştır. Nur içinde yatsın.

Türkiye'de sol düşünce; kendi içinden ve dışarıdan saldırılara uğramış, dağıtılmaya çalışılmıştır. Kendi içinde yapay çelişkiler yaratılmıştır. Kimi solcular, Cumhuriyet rejimine ve Atatürk'e karşı çıktılar ve çıkıyorlar. Bunlar; Türkiye'nin geçirdiği aşamaları anlayamıyor, özümseyemiyorlar. Bunlara liboş, dönek, ikinci Cumhuriyetçi adı veriliyor. Bunlar, özgürlükleri kısıtlayan Anayasa'ya bile 'Yetmez ama evet' diye destek verdiler.

Bizim yönümüz bellidir. Biz Atatürkçüyüz, Cumhuriyetçiyiz. Dönen dönsün, biz dönmeyiz yolumuzdan.

Ü: 'Samsun'dan Önce Bilinmeyen Altı Ay' kitabınızda sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyorsunuz okuru, sizin okurunuz olarak verdiğiniz emeğe kıymet veriyorum. Kitabın geri dönüşleri nasıl oldu ?

A: Kitabın adı, 'Samsun'dan Önce Bilinmeyen 6 Ay'dır. Neden? Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nı kaybedince, 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandı. İstanbul, 13 Kasım 1918'de İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan savaş gemileri tarafından işgal edildi.

Kaderin cilvesine bakınız ki aynı gün Mustafa Kemal de Adana'dan İstanbul'a geldi. Bu savaş gemilerinin tören disiplini içinde İstanbul'u işgal edişlerini gördü. 'Çanakkale'de bunun için mi binlerce Mehmetçik şehit oldu?' diyerek hüzünlendi. Ama aynı gün ünlü 'Geldikleri gibi giderler' sözünü söyledi.

Atatürk, 16 Mayıs 1919'da Samsun'a gitmek için İstanbul'dan ayrıldı. Böylece tam altı ay İstanbul'da kalmış oluyordu. İşte kitabın ismi buradan geliyor.

Bu kitapta, altı ay içinde Atatürk'ün İstanbul'daki faaliyetleri anlatılıyor. Milli Mücadele'yi nasıl hazırladığı, belgelere dayanarak veriliyor. Kitapta 800 dipnot ve İngiliz Gizli Servisi belgeleri de dahil olmak üzere yüzlerce orijinal belge verilmektedir. Sağ kesimin uydurduğu yalanlar, belgelere dayalı olarak çürütülüyor.

Bu gibi araştırma kitapları, 4-5 baskı yaparlarsa başarılı sayılır. Ancak bu kitap, şu ana kadar 24 baskı yaptı. Kitabın okurlarının büyük çoğunluğunu özellikle gençler oluşturuyor. Her yere çağırıyorlar ve konu ile ilgili konferanslar veriyorum.

23 Nisan 2020'de TBMM'nin 100. yıl dönümü nedeniyle bu kitabın devamı olan 'Samsun'dan Sonra En Zor 19 Ay' adlı kitabını hazırlıyorum.

Ü: Ödemiş için yapmak istediğiniz projeler nedir?

A: Ödemiş için…

Bildiğiniz gibi Ödemiş'in Emmioğlu Mahallesi'nde doğdum. 1973-1980 yıllarında iki dönem İzmir Milletvekilliği, 1978-1980 arasında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yaptım. O tarihlerde Ödemiş'in en önemli sorunu, yol bağlantılarıydı. Çünkü demiryolu ve karayolu gelip Ödemiş'te son buluyordu. Ödemiş, önce Birgi ve Bozdağ üzerinden birinci sınıf karayolu ile Salihli'ye bağlandı. Kiraz Alaşehir'e, Beydağ da Nazilli'ye bağlandı. Ayrıca Ödemiş-Gökçen-Tire-Selçuk yolları yapıldı. Bu yolların yapımı için tüm ağırlığımı koyarak çalıştım. Bu noktada bu eserler, siyasal yaşamımın en önemli ve keyifli çalışmalarıdır. Doğduğum Ödemiş'e her vesile ile hizmet ederim. Bir şeyler yapabildiysem kendimi mutlu sayarım.

Alçak gönüllülükle söyleyebilirim ki her beldede yardımcı olduğum eserler vardır. Tüm Ödemiş halkı bunları biliyor ve her gittiğim yerde parti farkı gözetmeden beni sevgi ile kucaklıyor. Ben mahcup oluyorum. Ödemişli hemşehrilerime minnettarım.

Bu aşamada Ödemiş, bir tarım merkezi olarak tarımsal sanayiyi ve çevreye saygı, stratejiye önem vermelidir. Bu konuda elimizden gelen tüm desteği belediyelerimize verdik, vermeye devam ediyoruz.

Ü: Size daha çok soru sormak istiyorum ama köşemde bana ayrılan yer bu kadar. Okurlarımız Ödemişliler adına teşekkür ediyorum. Nice güzel faydalı hizmetler diliyorum.